Musul ateşi Kürdistan’ı yakar mı?

Şii Heşdi Şabi milis grubu sözcüsü Türkiye’ye dikkat çekici bir uyarıda bulundu: “Musul’un herhangi bir yerinde Türk güçlerini görürsek IŞİD muamelesi yaparız!” İki taraf da birbirinin operasyona katılmasına karşı çıktığı için açıklama dikkat çekici.

 

Erbil, Bağdat ve koalisyon; Musul operasyonunun ertelenme sebebinin, IŞİD sonrası dönemde kentin yönetimi hakkında anlaşma sağlanamaması olduğunu belirtiyor. Fakat IŞİD sonrası Musul’un resmi, yavaş yavaş netleşiyor. Kent Halep’e dönüşecek ve her sokak farklı bir yerel gücün eline geçecek.

 

Musul, operasyona katılacak her tarafın, ayrı bir tat aldığı bir pastaya dönüşmüş durumda. Abadi ve Irak Hükümeti için Musul’a girmek, Irak Ordusu’nun Maliki döneminde kırılan onurunun tamiri anlamına geliyor.

 

Kürdistan için, IŞİD’in ortaya çıkmasından önce büyük bir soruna dönüşen tartışmalı bölgelerin Kürdistan sınırılarına dahil edilmesinin kolaylaşması. Koalisyon ve özellikle de Obama yönetimi için Musul başarısı, yıl sonuna doğru yapılacak seçimlerde başarı elde etmek. İran açısından ise Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’deki çekişmelerde stratejik başarı tadı verecek.

 

Bu durumda halen payı belli olmayan Türkiye’dir. Şüphesiz Türkiye için de bir zamanlar burada hüküm süren Osmanlı rüyasının verdiği tat var.

 

Bütün bunlar IŞİD sonrası Musul fotoğrafının, şimdikinden daha tehlikeli görünmesine neden oluyor. Özellikle de Musul’un şu an yaşadığı süreçlerden geçen ve devam eden bir hikaye olan Halep örneği gözler önündeyken... Halep’te ilk başta Suriye Hükümeti vardı. Savaştan sonra kent; hükümet, muhalifler ve Kürtler arasında üçe bölündü. Daha sonra savaş şehre uzandı. Yeni radikal güçler kente girdi.

 

Sonuç olarak; ABD ve müttefikleri, Rusya, Suriye, Türkiye, İran ve radikal gruplarla Kürtler, sokak sokak, ev ev çatışarak birbirileriyle olan hesaplarını görüyorlar. Halep savaşı ile savaşın kurbanı olan Halep’in çocuklarının fotoğrafları o kadar tekrarlandı ki artık insanlar tepkisiz kalıyor.

 

Görünen o ki IŞİD sonrası Musul da aynı istikamete doğru gidiyor. İlk başta Şii ve Sünni güçler arasında çatışma yaşanabilir. Daha sonra da Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar sponsorluğunda birtakım cihatçı gruplar ortaya çıkıp bazı bölgeleri ele geçirecek. Şii güçler de boş durmayıp İran’ın yardımıyla bazı bölgeleri kontrol edecek.

 

Uluslararası toplum gözlerini yumacak, Rusya Suriye’deki başarılı deneyiminden sonra Irak’a da uçak ve asker gönderecek. Türkiye, ABD ve diğer güçler de güç dengesini sağlamak için Sünni güçlere destek için İran ve Rusya’ya karşı uçak gönderecek.

 

Bir diğer sonuç da Güney Kürdistan’la ilgili. Ya uzun vadede bölgesel savaşa sahne olacak ya da bölgesel savaşla sınır komşusu olacak. Daha büyük tehlike ise Musul ateşinin Güney Kürdistan’ı yakması ve ikili yönetimin Sünni - Şii cephesi arasında bölünmesidir.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)