Ukrayna, liderlerin savaşı
(Rûdaw muhabiri Dilniya Rahman, Ukrayna'daki izlenimlerini kaleme aldı)
Tarih 29 Nisan 2022, saat sabah 08:00. Ukrayna-Polonya ortak sınırındaki Dorohusk bölgesindeyiz. Meslektaşım Ahmed Yunis ve ben sınırı geçerek Ukrayna'nın başkenti Kiev'e gidiyoruz. Yollar kötü ve tamponlarla dolu, uzun süredir hizmet verilmediği belli ama bu bölgenin güzel manzarası bize yolun kötü oluşunu unutturuyor.
Etrafınıza baktığınızda göz alabildiğine yeşillikler ve parlak sarı çiçekli geniş bir ova görüyorsunuz. Bu sarı çiçekleri endüstriyel yağ üretilmek için yetiştiriliyor. Savaş bu bölgeye ulaşmazsa, 4 ay sonra hasat toplanacak. Dağların yanı sıra, yüksek boylu meyve ağaçlar yol kenarlarını süslüyor ve arada bir ağaçların arasından süzen güneşin parlak ışınları aracımızın camlarına vurarak dikkatimizi kendisine çekiyor.
Bu uzun mesafe boyunca küçük köyler de görülüyor. Dam başları üçgen şeklinde evler. Bir evin duvarının önünde bir köpek oturuyor. Aşağıda yaşlı bir kadın ise patates ekmekle meşgul. Nehir kenarında bir adam balık tutmaya çalışıyor, çocuklar ise adamın tutacağı balıkları görmek için bekliyor.
Kendime soruyorum, yanlış yere mi geldik? Burası saldırı altındaki Ukrayna mı?
Sınırı geçip Kiev şehrine yaklaşıyoruz. Kontrol noktaları daha sık görünür hale geliyor ve yolumuzu birkaç kez değiştiriyorlar. İki gün önce ana yollar bombalanmıştı ve bombardıman tehlikesi hala çok yüksek. Köyler ve küçük kasabalar arasından geçen yolları tercih ediyoruz. Askeri mevzilerden uzaktaki yerlerde sivillerin hayatı daha normal görünüyor. Yaşlı kadınlar kültürleri gereği sokaklarda bisikletle gelip gidiyorlar. Bazıları ürettikleri ürünleri pazara satmaya götürüyor, hayat onlar için normal görünüyor, hiçbir şey olmamış gibi.
Ne oldu?
Tarih 30 Nisan 2022, saat sabah 08:00 ve Kiev şehri ile çevre köyleri gezmeye başlıyoruz. Buradan Ukrayna'nın nasıl sekiz bölgeye ayrıldığını öğrendim.
Rus kuvvetleri 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya saldırmaya başladı. Kuzeydeki kasaba ve köylerin çoğu, kuzeybatı, güney, güneydoğu, doğu ve kuzeydoğunun bir kısmı üç gün içinde Rus kuvvetleri tarafından kuşatıldı. Ukrayna'nın merkezi, Dnipro kenti ve Polonya sınırına doğru batıya düşen bölgeler, insanların yerleştiği ve komşu ülkelere geçtiği bölgeler oldu.
Aynı Rus kuvvetleri, 30 Nisan 2022 tarihinde ise, kuzey ve kuzeybatı Ukrayna'daki köylerin ve bölgelerin çoğunu büyük bir yıkımın ortasında bırakarak çekildi. Şimdi başkent Kiev'deki durum sakin. İnsanlar pazarları ve çarşıları ziyaret ediyor ve günlük işleriyle meşgul oluyor. Olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olmak için tüm yollarda kontrol noktaları ve mevziler bulunuyor. Geceleri siren sesleri duyuluyor ve ve gece saat 22:00'den sonra dışarı çıkmak yasak.
Her bölgede farklı bir sorun yaşanıyor. Bazı köylerde su, yiyecek yok, diğer köylerde elektrik, gaz ve internet bulunmuyor. Bazı köyler ise olduğu gibi kalmış ve Ruslar tarafından hiç bombalanmamış. Ancak çoğu zaman sarhoş Rus askerleri bazı bölgelerde kadın, çocuk ve erkeklere cinsel saldırıda bulunmuş. Bu yüzden insanların psikolojileri iyi değil.
Kiev'den sonraki ilk ziyaretimizi Bucha şehrine yaptık. Bucha, Kiev’in yaklaşık 20 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Şehirde Mart 2022'nin sonunda sokaklarda yatan yüzlerce cesedin fotoğrafları yayınlandı. Bucha iki cepheye bölünmüş durumda. Bir tarafı tamamen yıkılmış, evler yıkılmış, yakılmış, camları kırılmış ve elektrik kabloları kesilmiş. Rus birliklerinin gelişiyle ilk günden itibaren şehri terk eden halkın çoğu, şimdi yavaş yavaş geri dönüyor. Gördükleri manzara karşısında dehşete düşen insanlar çöken evlerin önünde oturuyor. Bucha Belediyesinin istatistiklerine göre kentte bin 187 bina yıkılmış, şu ana kadar yıkılan evlerin molozlarının altında hala cesetler var. 5 Nisan 2022 tarihi itibariyle 413 ceset bulunmuş.
Bucha şehrinin diğer bir bölümü ise olduğu gibi duruyor. Rus kuvvetleri tarafından kontrol edilemeyen bu bölgede Ukrayna güçleriyle herhangi bir çatışma da yaşanmamış. Orada hayat normal görünüyor. Şehirdeki on bir köy bombalanmış ve ağır hasar görmüş. İnsanlar her gün bu köyleri ziyaret ediyor ve yaşananları unutmamak için yıkılan evlerin, terk edilmiş tank ve patlamamış füze kalıntıları ile fotoğraf çekiyor.
Ülke sevgisi
Bucha şehrine yakın olan Borodianka kasabasındayız. Diğer birçok bölge gibi burası da bombaların hedefi olmuş ve her yerde yıkılan binalar görülebiliyor. Uzaktan yaşlı bir kadın görülüyor. Elindeki bastona dayanmış, oturduğu sandalyede karşısındaki yıkılmış eve bakıyor. Yanına gidiyorum. Çok konuşamıyor ve “yorgunum” diyor, “çok yorgunum!” 85 yaşındaki Ludmila'ya, Rus saldırılarının başından beri evinden ayrılmamış ve bir sığınakta saklanmış. “Bu toprakları, evimi başkaları için nasıl bırakıp gidebilirim? Burası atalarımın ülkesi ve ben burada öleceğim” diyor.
Savaştan önce Ukrayna'nın nüfusu yaklaşık 44 milyon kişiydi. Şu ana kadar savaş nedeniyle yaklaşık 7 milyon insan Avrupa ülkelerine göç etti, bunların yarısı Polonya'da. Evlerinde kalan birçok insanın farklı hikayesi var. Çoğu ya İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma sığınaklarda saklanmış ya da savaş ve bombardıman olmayan şehirlere taşınmış. Mariupol şehrine 230 kilometre uzaklıktaki Zaporijya şehrinde insanlar hala Rusların füze saldırılarından korktukları için gecelerini karanlıkta geçiriyor. Gördükleri tek aydınlık ise gün ışığı. Bu durumda yaşlılar için İkinci Dünya Savaşı deneyiminin tekrarı, gençler için ise ülkenin savunulmasıdır. İngilizce burada pek bilinen bir dil değil ve çok az kişi biliyor. Yerli ürünlerin yetiştirilmesi temel geçim kaynaklarıdır.
Savaşın devamı ve etkileri
Rusya-Ukrayna savaşının üzerinden üç aydan fazla zaman geçti. Ukrayna'da geçirdiğim 13 gün boyunca ve savaşın ardından izlenim edindiğim en önemli şey insanların içinde bulundukları duruma uyum sağlamış olmalarıydı. Öyle bir durum ki, siyasi analistlerin çoğu olanları Suriye'de yaşananlara benzetiyor ve insanlar üç cepheye bölünmüş görünüyor.
İlk cephe, kendi hükümetlerinin yanında yer alan, savaşın sürdüğü bölgeleri savunmak için tüm imkan ve güçlerini seferber edenlerden oluşuyor. Erkekler savaş cephelerinde, kadınlar ve çocuklar ise en kısıtlı imkanlarla hayatta kalmak için mücadele ediyor.
İkinci cephe açıkça Rusya'nın yanında yer alıyor ve bunlar özellikle de Donbass bölgesinde yaşayanlardan oluşuyor.
Üçüncü veya orta cephe ise, kendilerini bir şekilde kendilerini Rus kuvvetlerinin kalıcı olması durumuna göre hazırlamış kesimden oluşuyor. Örneğin kuzey ve kuzeybatı Ukrayna’da insanlarla konuştuğumda onlar Rus kuvvetlerini iyi ve kötü cephe olmak üzere iki ayrı şekilde tarif etmeyi tercih ettiler. İnsanlar, Rus kökenli askerlerin iyi olduğunu ve insanlara daha az acı çektiklerini söylüyor. Ancak Çeçen, Tatar, Dağıstan ve Buryatya'dan gelenlerin ise yıkım ve saldırganlıkta daha büyük rol oynadıklarını belirtiyor.
Bu savaş, yapısı ve devamlılığı açısından Suriye'deki savaşa benziyor olabilir ama etki açısından çok daha geniş bir coğrafyayı kapsadığı açıktır. Savaş sırasında her iki ülkenin gördüğü güvenlik ve askeri hasara ek olarak, komşu ülkeler de kendilerini her türlü saldırıya karşı hazırlamış durumda. Küresel gıda güvenliği etkilenmiş, çoğu ülkede gıda ve yakıt fiyatları yüzde 10'dan yüzde 100'e kadar yükselmiş.
Rusya ve Ukrayna, dünya genelinde buğday ihracatının yüzde 30'unu ve ayçiçek yağının yüzde 80'ini sağlıyor. Savaşın devam etmesi, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada gıda güvenliğini etkilemiş durumda. İklim değişikliği nedeniyle dünyada artan kuraklık ve gıda kıtlığı riskini de hesaba kattığımızda, savaşın etkilerinin önümüzdeki yaz ve sonbaharda dünyada daha çok hissedileceğini söylemek mümkün.
Açık ki savaş yakın bir zamanda sona ermeyecek; Çünkü Putin Ukrayna'dan kazanım elde etmeden ayrılmak istemeyecektir. Kuzey ve kuzeybatıdaki Rus kuvvetleri bir ay sonra geri çekilmek zorunda kaldı, ancak şimdi güney ve doğu Ukrayna'ya yayılmış durumdalar ve Rusya tarihine yeni bir kazanım sayfası eklemek istiyorlar. 70 yaşındaki Putin için Sovyet döneminin ihtişamına dönüşün başlangıcı olacak bir sayfa. Buna karşılık, üç yıldır cumhurbaşkanlığı yapan, savaştan önce yolsuzlukla suçlanan 44 yaşındaki Zelinskiy için ise, son üç ayda ülkesini savunmak adına yaptıkları, ikinci dönem cumhurbaşkanlığı için halkın çoğunluğun güveni ve desteğini kazanmak demek oluyor.
İki lider için iki büyük hayal; büyük devletlerin savaşa müdahil olması, Rusya'ya abluka uygulanması, Ukrayna'ya maddi ve askeri destek, her iki ülkeye de direnme yeteneği kazandırmış. Ancak bu hayaller ve uluslararası güçlerin çıkar çatışmasının ortasında, mağdur olanlar sivil insanlar ve gelecek hayalleri bu lider ve politikacılarınkinden farklı olan bir nesil bulunuyor.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)