Suriye çıkmazında yeni raund
Trump'ın Şam rejimine ait askeri üsse saldırısı, "Bundan sonraki stratejisi ne olacak?" sorusunu çekici hale getirdi. Kesinlik yok ama artık "eli tetikte, ateşe hazır" kanaati egemen. Anlayacağınız yine dünya bekçiliği.
Saldırı sanki etkisini daha çok ABD iç ortamında yapmış. Devlet kurumları Trump'a direniyorlardı. Şimdi ise inisiyatifi ele almış gibi. Trump kendini Moskova ilişkisinden de temizlemiş havalarında.
Zehirli gazı Şam mı, muhalifleri mi kullandı? BM uzmanları bile kesin cevaptan kaçınıyorlar. Ama şu kesin: İki taraf da, o vahşeti yapacak karakterdeler.
"Suriye'nin egemenliği ihlal edildi"
Bu Rusya ve İran'ın tepkisi. Diyelim ki haklılar. Peki sivillere karşı zehirli gaz kullanmak, egemenlik hakkına girer mi? Devletler uyruklarına her zulmü yapabilirler mi? Kültürel ve etnik kümeler haklarını aradıklarında, devlet onlara karşı katliamlar yapma hakkına sahip midir? Türk devletinin, Kürt şehirlerini yıkması, sivilleri katletmesi, egemenlik hakkı mıdır?
"Egemenlik hakkı" kavramı doğru durmuyor. Ama devletler, bu uluslararası yasaya sığınarak her türlü insanlık suçunu işliyorlar.
Rusya ve İran'ın şikayeti, doğru durmuyor. Kaldı ki Suriye devletinin meşruluğu mu kalmış? Yine de Trump'ın saldırısını haklı çıkarmaz. Maalesef doğruyu, adaleti arayan yok. Güç konuşuyor.
Türkiye kendini güçlü sanıyor, Kürtleri vuruyor. Rusya daha güçlü, Türkiye'ye diz çöktürüyor. ABD, "En kralınız benim" diyor. Var mı bir diyeceğiniz? Acı ama dünya sistemi böyle. Daha çok zehirle gazlanan çocuklar göreceğiz.
Trump'a secdeye yatanlar
Avrupa Birliği insan hakları gerekçesiyle saldırıyı destekledi. Devamını da istiyor. Bu vesileyle Trump'la çelişkilerini gidermeyi umuyor.
ABD hava üslerine saldırılara ağırlık verirse, demek ki Şam'ın hava gücünü devre dışı bırakmak istiyor, Libya'daki gibi.
Şimdi sanki Rusya sıkıntıda. Çünkü Aleviler iktidar olmaya yetmiyor. Onlarda olmayan iktidar, Tartus ve Lazkiye'deki Rus varlığı için büyük tehlike demek. Rusya seçim formülüne de yatmaz. Çünkü Aleviler çok azınlık.
İran mı? Rusya'sız Suriye'de hiç barınamaz o. Zaten Trump bahane arıyor.
AB, Suudi ve Türkiye'nin Beşar Esad'ın gidişini koşul yapmaları, boşuna değil. Rusya asla izin vermek istemeyecektir. Suriye için birbirine girerler mi? Kim bilir?
Astana düşük yaptı
Halep düşünce, muhalifler İdlib koridorunda toplandı. Kapıları Türkiye'ye açık. Her türlü destek için herhangi bir sıkıntıları yok. Bölge dağlık ve ormanlık, verimli ve oldukça kalabalık. Bu güç, Tartus ve Lazkiye üzerinde büyük bir tehdit.
Mevcut aşamasıyla Suriye sorununun düğüm noktası orası gibi. Bu nedenle savaşın tüm aktörleri oraya üşüşmüşler. Neler döndüğünü tam olarak bilmiyoruz. Ama orası her türlü oyunun yatağı. Zehirli gaz olayı da bunun içinde.
Astana, Moskova'nın platformu. Ankara, Moskova'nın rehini gibi. Öyle zayıf bir zeminden çözüm çıkmaz. Küçük bir aksilik, balonu patlatabilirdi. Öyle de oluyor.
Topaç Türkiye
Trump'ın saldırısı, Türkiye için Astana'dan kurtulma fırsatı. Ama hiç de kolay değil. Moskova'yı darıltmanın faturası ağır olacaktır.
Astana'dan dolayı Suudiler alınmıştı. En Nusra ve diğerleri, öfkeliydi. Moskova, Ankara'nın isteklerini yerine getirmiyor. Türkiye'nin Astana'dan bir an önce uzaklaşmak istemesinin nedenleri çok.
Türkiye bu vesileyle ABD'yle yeni bir işbirliğine varmak istiyor. Ancak Moskova ilişkisi ve El Nusra bağlantısı nedeniyle, öyle kolay değil. Washington, Ankara'nın arogantlığını unutmamış. Hem burada hem orada oluşunu kabul etmesi zor.
2013 zehirli gaz olayı hatırdadır. El Nusra-Türkiye-zehirli gaz bağlantısı, gündem olmuştu. Obama'nın bilgi kaynağı, ABD istihbaratıydı. Şimdi Trump'ın kaynağı da o.
Rojava olayların hızına yetişecek midir?
Nereden bakılırsa bakılsın, PYD denklemin zorunlu bir aktörü. Ancak her bağlantı, zayıflığı da beraberinde getiriyor. Tercih olanağı ortadan kalkıyor.
Moskova-Washington çelişkileri derinleşirse, PYD ne yapacak? Ya birini tercih etme durumunda kalırsa? Afrin'de Rusya, Cizire bölgesinde ABD ve arada şurada burada Şam güçleri...
Türkiye'nin dikkat çektiğim çabalarının tümü Kürt düşmanlığı nedeniyledir. Büyük şefler, Kürtleri pazarlamazlar mı?
Kesin öngörülerde bulunmak zorlaşıyor. Savaşın her partisi bir diğerini şiddetle reddediyor. Olayın içindeki her devletin derdi başka. Umut ibresi aşağı doğru.
Daha da acısı: Denklemin faktörlerine dalarken, asıl olanı; çocuk, kadın, yaşlı masum sivillerin büyük dramını, göçünü ve ölümünü unutuyoruz. Kim bilir, belki de yaratılan belirsizliğin hedefi, bizi o unutkanlığa sürüklemektir.
Aklım iki referandumda
Tarih, belge, acılar ama her şey, Kerkük'ün Kürdistan kimliğini onaylıyor. YNK ve KDP, bu bilinçle biraraya gelmişler. Adımlarının ulusal ittifaka vesile olmasını diliyorum. Her zorluğun altından ancak o birlikle kalkabiliriz. Kürt partileri kendi gündemlerini, kendi süreçlerini yarattılar. Sakın bundan vazgeçmeyin.
Üç gün sonra Türkiye ve Kürdistan'ın kuzeyi, yeni bir yaşama girecekler. İktidar kazanırsa, zifiri bir karanlık önümüzde. Kaybederse, en azından umut kurtarılabilir. Dilerim sonuç beni karanlık üzerine yazmak zorunda bırakmaz.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)