Kürtler ve ‘ölümsüzlük iksiri’

16-03-2016
Kameran Mihemed Ezîz
A+ A-

M.Ö. 431 - 404 yılları arasında Sparta ile Atina arasında yaşanan “Peloponez Savaşı” Atina'nın yenilgisi ile sonuçlanmıştı.

 

MÖ 430 yılındaki veba salgını, surların arkasına çekilmiş olan Atina nüfusunun dörtte birini yoketti. M.Ö. 405’te Aegospotami Savaşı’nın kaybedilmesi ile de yiyecek ikmali duran Atina açlıkla boğuşmaya başlayarak, (Şu andaki Bağdat gibi) savaşı kaybetti.

 

Atinalılar kazanmak için her yolu denemişti, ancak Spartalılar’a söyleyecek bir tek sözleri kalmıştı: “Tanrımızın altın heykelini satıp, savaşa harcayacağız!”

 

Atinalı halkının, heykelin altından ibaret olduğundan haberi yoktu. Aksine, heykelin “kutsal” tanrılarından biri olduğunu ve bu nedenle koruduklarını söylüyorlardı.

 

Ancak Atinalılar, ayakta kalmak uğruna “tanrılarından” vazgeçtiler…

 

Bu olay 2 bin 400 yıl önce yaşandı. Ancak görünen o ki günümüzde Atina’nın yerini “Kürdistan Bölgesi”,  Sparta’nın yerini ise “Bağdat” aldı.

 

Asıl soru şu ki, Kürdistan Bölgesi’nin varlığı uğruna satacağı “altın heykeli” var mı?

 

Bu konunun Kürt Devleti’nin; ne zaman, kim tarafından? nasıl ilan edileceğiyle bir ilgisi yok. Belki de savaşla ilgili bir konudur.

 

Eğer IŞİD’le savaş son bulursa ve Kürtler’in savaşta kazanımı olmazsa - Kürt Devleti’ni kuruluşu, ABD ve koalisyon güçlerinin desteği, bölgede güçlü bir varlığın olmaması, iç sorunlar ve onlarca başka faktör - ne olacak!

 

Ancak Kürtler, sonlara doğru savaşın kurallarını anlayarak uygularsa, büyük bir başarı elde edip, “ölümsüzlük iksirine” kavuşur.

 

Unutmayalım, “savaş” her ne kadar dehşet olsa da, yeni şanslar ile birçok farklı ideoloji ve felsefe doğurabilir. Şayet Kürtler savaşın kurallarını kavrayabilirse, “varlık” sebebini de anlamış olacaktır.

 

Kürtler şu anda IŞİD’le bir savaş içinde, bu savaşı şeref ve kin olarak algılayabilirler. Ayakta kalma meselesi olarak da görebilirler…

 

Savaşlarda 3 ana öğe hükümet, ordu ve halktır. Bu üçü birbirine bağlıdır.

 

Zafer için yetenekli generaller, sağduyulu bir siyaset ve halkın desteği olmazsa olmazlardır.

 

Peki, Kürtler IŞİD’le savaşta şu ana kadar başarılı oldu mu?

 

Bu soruyu kesin bir cevap vermek zor, çünkü tarih bizlere bir savaşın kazananın çoğu zaman savaşın sonunda, hatta savaştan bir süre sonra anlaşıldığını örneklerle sunuyor.

 

Yönetim, savaşta temel bir role sahip! Yasama, yürütme ve yargı içinde yaşanan iki başlılık, hükümeti tehdit altına sokmuştur. Bakanların büyük bölümü dürbünden cepheye bakıyor!

 

Peşmerge, tam olarak peşmergeyi tanımlayamıyor. Ya da bana tanımlamak çok zor geliyor. Çünkü halen nizami bir sisteme sahip olmadığı gibi askeri mühimmat ve teknik anlamda halen birçok eksiği var.

 

Kürt toplumu, partilerin söylevleriyle bölünmüş durumda.

Savaşta; yönetimin, ordunun ve halkın rolünün dair geniş kapsamlı ve bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

 

Sorunların çözümüne yönelik bir çalışma yürütüldüğü taktirde Kürtler’in doğru bir çizgide olduğuna inanacağım…

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli