İyi komşu mu iyi payanda mı?
Dünya artık Kürdistan’ın bağımsızlığından endişeli duymuyor. En büyük sıkıntı içerdeki siyasi ayrışmalar. Bu ayrışmalar yerini çözüme bıraktığında son nokta konulmuş demektir.
Kürdistan’nın bağımsızlığı Başkan Barzani ile can bulmaya başladı.
Geçtiğimiz yıllarda Barzani, gerek yabancı ülke temsilcileri, gerek Irak’taki siyasetçilere ve medyaya her fırsatta Kürtlerin amacının bağımsız Kürsistan olduğunu açık bir şekilde dile getirmiştir.
Barzani’nin bağımsızlığa yönelik bu çıkışının ana kaynağı bu yolda adanmış canlardır. Onca kurban verildikten sonra başkalarının payandasında yaşamak kabul edilir değildir. Kürdistan’ın başkalarından gelen saldırılara karşı kendisini korumak için önce bağımsız olması gerekmektedir.
Önce bağımsızlık, sonra da kalkınma.
Barzani’nin bağımsızlık üzerine olan ısrarının başka bir nedeni ise tecrübe ve güven meselesi. Kürtler, Irak’la başarısızlıkla sonuçlanmış yüz yıllık bir tecrübe yaşamıştır. Tam yüz yıl bir salise bile Bağdat Kürtleri bu ülkenin bir ortağı olarak görmemiş, her zaman payanda muamelesi yapmıştır.
Irak Hükümeti ne zaman güçlendiyse, daha önce verdiği bütün sözleri unutup Kürtlerin haklarını gaspetmiştir.
Şimdi sıkıntılar daha da derinleşti. Mezhepçilik ve dış ülkelerin müdahalesi tavan yapmış durumda. Ya Şiilerden ya da Sünnilerin tarafında olmaya zorlanılıyor. Ancak Barzani Kürdistan Bölgesi’ni bu düşünceden uzak tutmak istiyor. Meseleye Kürt olarak bakıp, Sünni - Şii gibi bir ayrımın içerisinde yer almaktan kaçınıyor.
Diğer taraftan bir grup Kürt siyasetçi konuya başka bir açıdan bakıyor. Nedeni ne olursa olsun. Gerek fikir beyanı gerekse de Barzani karşıtlığından olsun, Kürtlerin Irak içerisinde daha güvende olduğunu düşündüklerini söylüyorlar. Onlara göre demokratik haklar tanınırsa bağımsızlığa gerek yok.
Jeopolitik açıdan ise Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye, İran veya Irak’a payanda olmak yani bağlanmak zorunda kalması demektir.
Onlara göre durum böyleyken, Irak’la devam etmek daha doğru.
Aslında bağımsızlığa inaçları yok ama onlar siyasi, ekonomik ve coğrafi açıdan bakıldığında Kürtlerin bağımsız bir devleti ayakta tutabilecek güçte olmadığını öne sürüyorlar.
Bazıları bağımszılık dendiğinde dalga geçmeyi alışkanlık haline getirmiş. Bazıları ise bağımsızlığın Kürtlerin başına diktatör musallat edeceğini savunuyor.
Barzani bağımsızlık konusunda dünyaya güvensiz bakarken, Barzani karşıtları güvensizliğin içerde olduğunu iddia ediyor.
Barzani, Kürtlerin komşularıyla iyi dost olabileceğini düşünüyor. Diğerleri ise Kürt siyasetinin Irak içerisinde güçlenebileceğini savunuyor.
Barzani’ye göre Irak ile coğrafik şartlar ve geçmiş tecrübeler son noktayı koymaya yeterliyken, diğerleri Irak ile siyasi manevra yapıp koalisyon oluşturmaya öncelik tanıyor.
Peki şimdilerde ne konuşuluyor?
Barzani Bağdat’tan uzaklaşmaya ve Kürtleri biraraya getirmeye çalışıyor. Diğerleri Bağdat’taki güçlerle iç içe girmeyi yeğliyor. Bağdat da siyasi hamleler ve ittifaklar kurma peşinde. Irak Parlamentosu’ndaki Kürtler arasında çatlak oluşturup Kürdistan Bölgesi üzerinde daha güçlü siyaset yapmayı hedefliyorlar.
Barzani artık bağımsızlık savaşını üç cephede yürütüyor. Uluslararası arenada, Irak’ta ve Kürdistan Bölgesi’nde zor bir mücadele içerisinde bulunuyor.
Bakıldığında Barzani karşıtlarının işi daha kolay gözüküyor. Çünkü onlar sadece Barzani’ye karşı bir mücadele sürdürüp rahat bir şekilde siyasi mayınlar döşeme peşindeler. Onlar bu çekişmede kazanıp Kürdistan’ın bağımsızlığını heba etmeyi göze almışlar ve Kürtlerin sonsuza kadar Bağdat’a mahkum olmasını normal buluyor.
Peki Irakçılık yapan bu grubun başarılı olması halinde, Kürdistan Bölgesi’ne refah gelecek mi? Irak Kürtlerin ortaklığına saygı duyacak mı? Tecrübelerimiz ve tarih, bize hayır cevabı veriyor.
Bütün bunlar bir tarafa, Şii Araplar Irak Parlamentosu’nda benzeri olmayan bir çalışma içine girmiş durumda. Parlamenterlerine baktığımızda faşist ve Kürt düşmanlığı yapanlardan oluştuklarını görüyoruz.
Buna karşın Kürtler parçalanmış durumda. Üstelik genç ve tecrübesizler. Arapçaya hâkim olmadıkları için de rahatlıkla bazı maddeleri yutuyorlar. Bu 2017 bütçe yasa tasarısında yalın bir şekilde ortaya çıkmıştır. Teraziye bile koyduğumuzda bu yasaların Irak’ın lehine olduğunu görebiliriz.
Şii parlamenterler kendi silahlı güçleri olan Heşdi Şabi için bütün hakları elde etmeyi başarırken, bizimkiler tamamen Kürdistan Bölgesi ve peşmergenin aleyhine olan bir yasaya destek verdiler.
Şiiler parlamentoda çoğunluğu oluşturuyor. O zaman sonsuza kadar onların çıkarlarını içeren yasalar hayata geçecek Kürtler ise payanda olarak kalmaya devam edecekler.
Artık karar verme zamanı: Kürdistan iyi bir komşu mu olsun yoksa iyi bir payanda mı? Veya her ikisi.
Bunun için gelişmeleri ve değişiklikleri takip etmeye devam etmeliyiz.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)