Bağdat’tan Berlin’e bir yol var mı?
Irak’ta bir yıldan fazla süreden sonra kurulabilen yeni hükümetin Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, yönünü dış politikaya çevirmiş görünüyor. Göreve gelir gelmez iç politikada özellikle yolsuzluk ve bürokraside yeniden yapılandırmaya yönelik etkili ve ses getiren adımlar atan Sudani, şimdi de dış politikada etkili adımlar atmaya çalışıyor. Önce Irak’ın çevre ve komşu ülkeleri ile ikili ve bölgesel işbirliğini geliştirmeye yönelik toplantılar gerçekleştiren Sudani, bu kapsamda önce Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen Arap – Çin Zirvesi’ne katılırken, sonrasında ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da katılımıyla Ürdün’ün başkenti Amman’da düzenlenen 2. Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı’na öncülük etti.
Sudani en son Almanya’ya iki günlük ziyaret gerçekleştirerek başta Almanya Başbakanı Olaf Scholz olmak üzere Almanya’daki yetkililerle çeşitli temaslarda bulundu. Sudani ve Alman mevkidaşı Scholz, gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlemiştir. Scholz, Almanya’nın gaz ve petrol ithal etmesi konusunda Irak'ın iş birliği yapmak için memnuniyet duyacakları bir partner olabileceğini söylerken, Sudani’nin, Irak’ta devam eden Fav Limanı Projesi’ne atıf yaprak “bu limandan doğal gazımızı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak için boru hatlarıyla birlikte demir yolu inşa ediyoruz” ifadelerini kullanmış olması dikkat çekici oldu.
Bu ifade akıllara Osmanlı Devleti’nin yaklaşık son 50 yıllık döneminde projelendirilen Berlin – Bağdat Demiryolu Hattı projesini akıllara getirdi. 1800’lü yılların sonlarında yapımına başlanan proje ile küresel ve bölgesel siyasette yeni bir denge kurması söz konusu olacaktı. Dönemin süper güçleri olarak anılan İngiltere ve Fransa’nın Ortadoğu’daki girişimlerini bertaraf edecek projede Basra Körfezi’nin Türkiye üzerinden Doğu Avrupa’ya ve Almanya’ya bağlanması düşünülüyordu.
Böylece Almanya’nın İngiliz ve Fransızlara karşı Ortadoğu’da ve Avrupa politikasında üstünlük sağlaması hedeflenmişti. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi, savaşta Almanya’nın yenilmesi ve Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile birlikte projeye dair umutlar da yıkılmış oldu. Zira projenin gündeme geldiği dönemde bugün Irak toprakları Osmanlı Devleti’nin hakimiyetindeyken, Birinci Dünya Savaşı sonrası İngilizlerin işgaline uğrayan bu topraklarda İngiliz mandası altında Irak Devleti kurulmuştu. Böylece Berlin – Bağdat Demiryolu Hattı Projesi rafa kalkmış oldu.
Ancak bugün itibariyle doğrudan Berlin – Bağdat Demiryolu Hattı Projesi aynı haliyle olmasa da söz konusu proje ile benzer özellikler taşıyan bir projenin adımları Irak’ta atılıyor. Irak’ın 2012 yılında bu yana gündeme getirdiği Büyük Fav Limanı ve Kuru Kanal Projesi ile Basra Körfezi’nin yeniden Avrupa’ya ulaşması planlanıyor. Bu adımlar projenin kısa vadede tamamlanması söz konusu olmasa bile (Büyük Fav Limanı için öngörülen tarih 2028) özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimi başlatmasının ardından Avrupa’da yaşanan ve yaşanması muhtemel enerji krizlerine karşı da alternatif yol arayışları olduğunun göstergesi.
Nitekim Almanya ile Irak arasında ikili ilişkileri derinleştirmek istediklerini belirten Almanya Başbakanı Scholz, bunun için bir çalışma programı konusunda anlaştıklarını ifade ederken, Irak'tan doğal gazın nasıl ithal edileceğini görüştüklerini de açıkladı. Bu noktada ikili arasında gerçekleşen görüşmenin; başta doğalgaz olmak üzere ticari faaliyetlerin canlandırılmasının yanı sıra Irak’ın enerji ihtiyacı (özellikle elektrik) Almanya’nın IŞİD’e karşı mücadelede Uluslararası Koalisyon’a desteği ve göçmenlerin durumu konularına odaklandığı görülüyor.
Sudani’nin Almanya ziyareti sonuçları açısından sadece Irak için değil, Almanya için de önem taşıyor. Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi sebebiyle Avrupa’nın gündemine oturan enerji meselesi konusunda Irak’ın önemli bir potansiyele sahip olması, Avrupa ve Irak arasında yeni müttefik bağlarının kurulması konusunda katalizör olarak görülebilir. Nitekim Sudani’nin Fav Limanı aracılığıyla Türkiye üzerinden yapılabilecek ticarete atıf yapması, Avrupa ve Irak arasında gerçekleştirebilecek olan bu ticarette Türkiye’nin de önemli bir role sahip olabileceğini gösteriyor. Bu noktada geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sudani arasında yapılan telefon görüşmesi, Sudani’nin Türkiye’ye davet edilmesi ve Türkiye’nin Irak’ın istikrarına olan desteğinin yinelenmesi önemli.
Sudani, Alman Siemens şirketi ile enerji üretimini artırmaya, elektrik iletimini ve dağıtımını iyileştirmeye ve israfı azaltmaya yönelik bir mutabakat zaptı imzaladığını duyurdu. Sudani, Irak hükümetinin Siemens'in çalışmaya başlaması için gerekli fonları zaten tahsis ettiğini doğrularken, Siemens’in, Irak bütçesi onaylanana ve bütçeden fon ayrılana kadar projeyi Irak'ta başlatamayacağını belirtti. Bu anlaşmadan önce yaşanan gelişmeler değerlendirildiğinde, Irak eski Başbakanı Adil Abdülmehdi’nin 2019'da Almanya'ya gittiği dönemde, dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel'in huzurunda Irak'ın elektrik altyapısını iyileştirme planı konusunda Siemens ile 14 milyar dolara varan bir anlaşma imzaladığı görülüyor. Ancak özellikle Irak’ta yaşanan gösteriler sebebiyle anlaşmanın hayata geçirilememesi, yeni anlaşmanın akıbeti açısından da olumsuz bir algı yaratılıyor. Bu nedenle Siemens’in proje fonunun bütçede onaylanmasını bekleyeceğini söylemek mümkün.
Bu noktada Irak’ın uluslararası ve bölgesel ilişkilerde bakış açılarını birbirlerine yakınlaştırma gibi bir rol üstlendiğini belirten Sudani, Irak’ın denge politikasına ve arabuluculuk kimliğine de atıf yaptı. Bu çerçevede yeni hükümetin Batı ile ilişkilerini geliştirerek Irak’taki İran etkisini sınırlandırmayı amaçladığı görüldüğü gibi, aynı zamanda ticari alternatif ve fırsat yaratma konusunda çaba gösteren Irak hükümetinin, yeni hükümet programı çerçevesinde hayata geçirilmesi planlanan; altyapı, ulaşım, kalkınma projeleri gibi konularda Batı ülkeleriyle yakın iş birliğine sıcak baktığı görülüyor.
Bununla birlikte Irak’ın bölgesel politikadaki denge rolünü küresel seviyeye de taşımak istediğini söylemek mümkün. Zira Büyük Fav Limanı’nın tamamlanması durumunda, Çin’in “Yeni İpek Yolu” olarak tarif ettiği “Kuşak ve Yol Projesi”nin de bir parçası olması söz konusu.
Nitekim Sudani’nin Riyad’da yapılan Arap – Çin Zirvesi’nde Irak’ın bu projenin bir parçası olmak istediğini belirtmesi dikkat çekici oldu. Önümüzdeki dönemde Sudani’nin ABD’yi ziyaret edeceği düşünüldüğünde, bu ziyaret öncesi Irak’ın diplomatik alternatiflerini çoğaltma arayışı içinde olduğunu söylemek mümkün.
Böylece Irak’ın iç politika ve bölgesel denklemdeki istikrarsızlığı dış politikada kurulacak denge denklemi ile telafi etmeye çalıştığı görülüyor. Irak bunu başarabilirse yaşadığı sorunların üstesinden gelmek için bir ışık olabilir. Bu noktada Sudani’nin Almanya ziyareti Irak’ın geleceğe dair büyük umutlarını gösteriyor.
ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)