Başkanlık ve Kürtler’in çıkarları

Başkent Erbil şimdilerde Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’nı konuşuyor. Bu tartışma olumlu bir şekilde de sonuçlanabilir, daha da büyüyüp yeni bir krize de sebep olabilir. Halk krizlere doymuş durumda ve yeni bir krizle yaşamlarının alt üst olmasını istemiyor.

 

Bağdat tarafında Kürdistan Bölgesi’nin bütçesi ile maaşlarının ödenmemesi, IŞİD’le savaş ve komşu ülkelerdeki durum krizi derinleştirmiş durumda ve halk yeni bir derin krizi atlatmaya hazır değil.

 

Kürdistan Bölgesi Parlamentosu Başkanlığı, bu sorunu çözebileceğine inanıyordu ancak yanlış hesap yaptı. Sorunu, partilerin anlaşması dışında halledebileceğini düşündü. Parti grupları da parlamento başkanlığının bu tuzağına düşüp tartışmayı iyice alevlendirdiler. Halbuki siyasetçilerin sorun çıkaran değil, sorun çözen özneler olması gerekir.

 

Kürdistan Bölgesi Başkanlı, parlamentodaki ilk turda seçilmişti. O dönem partiler ve çok sayıda aydın, başkanın parlamento tarafından değil , halk tarafından doğrudan seçilmesi gerektiğini ısrarla savunuyordu. Sayın Mesud Barzani ve KDP de o isteği kabul etti ve başkanın halk tarafından doğrudan seçilmesi için yasada değişiklik yapıldı. Şimdilerde tüm partilerin değerli lider ve yetkilileri Sayın Barzani’nin kalması için hemfikir durumda ve aday olma noktasında istek beyan eden yok. Hepsi de dolaylı olarak Sayın Mesud Barzani’nin iki dönem daha başkan olarak kalması gerektiğini söylüyor.

 

Ancak onlardan bazıları, başkanın parlamento tarafından seçilmesi gerektiğini savunuyor. Kürdistan Bölgesi Başkanı ise bunu kabul etmiyor.

 

Bazı çevreler de başkanlık seçiminin bir kez daha parlamento tarafından yapılması durumunda bir de referanduma gidilmesi gerekitğini belirtiyor. Çünkü bu halkın doğrudan seçme hakkının elinden alınması anlamına geliyor.

 

Herkes bugün başkanlık için kimin aday olacağını soruyor. Herşeyden önce küçük bir toplantıda, “Diyelim ki birini aday gösterdik ve seçildi. Peki onun yeri neresi olacak ve Erbil’de onu kim dinleyecek? Ve eğer Erbil’de yeri olmazsa ve sesi duyulmazsa; çevresi ve dünya ona nasıl kulak verecek?” diye soran Kürdistan’da önemli birinin cevabı üzerinde duracağız.

 

Bu sözler üzerine her ne yorum yapılırsa yapılsın, Kürdistan Bölgesi’ndeki mevcut “realite”ye göre olacaktır. Goran (Değişim) Hareketi, birinci parti olarak çıktığı Süleymaniye’de, “yarı yarıya” prensibine uyarak KYB’yle anlaşmak zorunda kalmıştı.

 

KDP için Kürdistan Bölgesi Başkanlığı koltuğu, aslında KYB’ye verilen Irak Cumhurbaşkanlığı koltuğu sonrası ortaya çıktı. İkinci ve üçüncü kez ise Sayın Mesud Barzani kadar hiç kimse bu koltuğun Kürtler’de (KYB) kalması için çaba göstermedi.

 

Tüm Kürdistan halkı Talabani’nin kişiliğiyle o koltuğa hem kendisi için, hem Irak, hem de Kürdistan için  bir görkem kazandırdığı konusunda aynı fikirde. Halen Talabani’nin resimleri Kürdistan Bölgesi’ndeki resmi kurumlarda asılı, Irak’ın yeni cumhurbaşkanının resimleri değil.

 

Çözüm neden kolay?

 

KDP, Kürdistan Parlamentosu tarafından onaylanan Kürdistan Bölgesi Anayasası’nın referanduma gitmesi ısrarından vazgeçti. Parlamento anayasa yazımı için bir komisyon oluşturmuş durumda. Ancak bütün işaretler, Kürdistan’ın varlığını Irak çerçevesinde gösteren bu anayasanın geçici olacağını gösteriyor. Çünkü Kürdistan Bölgesi defacto olarak Irak’ın bir parçası değil ve ayrılması pratikte daha belirgin görünüyor. Ayrıca Kerkük başta olmak üzere “sorunlu bölgeler” konusunun halledilmesi gerekiyor.

 

Yani, bu anayasa geçici görünüyor ve kısa zamanda değişecek. Bu yüzden de bu anayasa değişikliği için ciddi engeller çıkartılmamalı.

 

Irak’ın 2005’te yazılan ve değiştirilmesinin önünde çok sayıda engel olan kalıcı anayasasında bile 2007’de değişen 140’ıncı Madde gibi geçici maddeler yer alıyor.

 

Aynı durum Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın yetkileri ve seçilme şekli için de sözkonusu olabilir.

 

 

Kürdistan Parlamentosu bu şekilde başkana 2 yıl süre daha vermeli ve halk tarafından seçilmeli. 6 seneden sonra da partiler bu konulardaki görüşlerini karara bağlayabilir. KDP ve diğer partiler görüşlerini anayasa ve sistemde belirtmiş durumdalar.

 

Partiler çok kolay bir şekilde halkın bu karmaşadan kurtarabilir. Çünkü hepsi dolaylı yoldan Barzani’nin kalması için görüş belirtmiş noktadalar ve iki dönem daha kalmasından yana olduklarını söylüyorlar.

 

Dolayısıyla, Kürdistan Bölgesi’ni siyasi bir karmaşaya götürmeye gerek yok.  Yoksa çok şey kaybedebiliriz!

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)