Sevr ve Lozan'dan bugüne

24-03-2016
Selahattin Çelik
A+ A-

Sykes-Picot bölüşmesinin yüzüncü yıldönümünde Kürtler ulusal hakları için yoğun bir mücadele yürütüyor. Bu defa başaracak mıyız yoksa bir yüzyıl daha mı bekleyeceğiz? 1914-1918 savaşı sonrası döneme gözatmanın belki cevaba katkısı olur.

  

Osmanlı İmparatorluğunun teslim bayrağını çektiği Anlaşma, bir başlangıç. Yunan, Ermeni ve Kürtler için haklarını arama yolu açılmıştı, zira artık İmparatorluk toprakları üzerinde söz sahibi olan Fransızlar, İtalyanlar, ama daha çok da İngilizlerdi.

 

Kemalistler de o ezilen halkların özgürlüğünü engellemek için kolları sıvamışlardı. "Emperyalistlere karşı mücadele edildiği" şeklindeki Kemalist tarih yazımı, gerçeği yansıtmıyor. Gerçekte onlar, sömürgeci bir savaş vermişlerdi.

 

Kürtlerin durumu

 

Mondros Mütarekesi ve Wilson Prensipleri (18.10.1918), Kürt aydınları için ciddi uyarı oldu. Artık büyük devletlerin temsilcileriyle doğrudan diyalog kurabilirlerdi. ABD Başkanı Woodrow Wilson'ın 14 ilkesinden 12'incisi Osmanlı İmparatorluğu içindeki ezilen halkların özgürlükleriyle ilgiliydi.

 

Kürt aydınları, Kürt Teali Cemiyeti, Kürt İçtimai Cemiyeti, Kürt İstiklal Komitesi ve daha birçok örgüt kurmuş, hummalı bir çalışmaya başlamışlardı. Ancak ciddi zayıflık ve zaafları vardı: Türk egemenlerinden bir türlü kopamıyorlardı. İstemleri özerkliği geçmiyordu. Hem sayıları azdı, hem de tam bir birlik içinde değillerdi. En önemlisi; Kürdistan'da değillerdi. Diplomasi yapıyorlardı, ama Kürt toprağındaki örgütlenme ve direnişten yoksun bir diplomasi.

 

Yine de ve tümü de aristokrat çocukları olmalarına rağmen, önemli bir mücadele verdiler, büyük bir miras bıraktılar. Bedel; tutuklanma, ömür boyu sürgün ve idam oldu. Mezarları her yerdedir. Onlara çok çok şey borçluyuz.

 

Sevr Antlaşması (10.08.1920)

 

Antlaşma, Milletler Cemiyeti’nin kontrolünde Ermenistan ve Kürdistan'ın kuruluşunu da öngörüyordu.

İngiliz, Fransız ve İtalyanlar’dan oluşan komisyon, 6 ay içinde "özerk Kürdistan" planını hazırlayacaktı (madde 62). Osmanlı hükümeti, 3 ay içinde "plana onayını" Komisyona sunacaktı (made 63). Kürtler bağımsızlık istemeleri durumununda, Milletler Cemiyeti’nin onayıyla devlet sahibi olabileceklerdi (madde 64).

 

Diğer bir önemlilik: Musul bölgesinin (Kürdistan'ın güneyinin) Kürtleri istemeleri durumunda Kürt devletine dahil olabileceklerdi.

 

Şerif Paşa süreçte önemli rol oynar. Ulusal Ermeni Delegasyonu Başkanı Boğos Nubar ve Ermeni Cumhuriyeti Delegasyonu Başkan Yardımcısı H. Ohancanya ile ortak olarak, Konferansa hak talebinde bulunur (20.11.1919). Dayanışmaları önemliydi, çünkü onca düşmanlıktan sonra Kürt ve Ermeni temsilciler, Türk egemenliğine karşı işbirliği yapıyorlardı.

 

Atılan adım Türk egemenlerinin ödünü koparmaya yetmişti. Hep yaptıkları gibi, Kürt uşakları kışkırtırlar. Öyle ki Saidi Nursi'nin de kampanyaya katıldığına dair iddia ve kayıtlar vardır (Vakit gazetesi, 22.10.1920).

 

Neden başarılamadı?

 

İngiliz, Fransız ve İtalyanlar paylaşımda anlaşamıyorlardı. Kavgaları Kemalistlere yarayacaktı. Rusya'nın yeni egemenleri Bolşevikler, Kemalistlere muhtaçtılar. Soykırımcı Enver ve Talat, Kemalistler adına Bolşeviklerle ilişkiye girmiş, maddi yardım alıyorlardı. Talat, sözde "anti-emperyalist İslam güçleri" toplantıları düzenliyordu. İttihatçı ve Kuvvayi Milliyecilerin (Kemalistler) ortak toplantısını bile yapacaktı. Anadolu'da kurulacak devletin Bolşevik olacağını bile söyleyeceklerdi. Enver ve Lenin'in biraraya geldikleri iddiası bile vardı.

 

Bolşevikler bile bile İttihatçı Kemalistlere destek oldular. Türk-Sovyet Dostluk Antlaşması imzaladılar (24.08.1920). Bundan cesaret alan Türk ordusu Ermenistana saldıracak, Gümrü Antlaşmasıyla (3.12.1920), kendi deyimleriyle, "Ermeni tehlikesini bertaraf edeceklerdi!" Geriye Kürtler kalmıştı.

 

Türkler, Kürtleri elden bırakmamada "titizdiler". Daha İngilizlere bağlı Osmanlı hükümeti döneminde bile Türk bakanlar, Seyid Abdulkadir ve Emin Ali Bedirhan ile görüşecek, usülüne uygun şekilde onları uyaracaklardı!

 

O korkudur ki padişah Mustafa Kemal'i Anadolu'ya gönderecekti. Erzurum (23.07.-7.08.1919) ve Sivas Kongrelerinin (4-11.09.1919) gündemi Ermeni ve Kürt özgürlüklerinin önünün kapatılmasıydı. Kürtler "Türk-Kürt kardeşliği", "halifenin korunması" ile kandırılacaklardı.

 

Kürtler oyuna gelirler. Kemalistler, işbirlikçi ve uşak bulmada zorluk çekmezler. Fırsat elden kaçmış, bugüne kadar devam eden acıların yolu açılmıştı.

 

Lozan Antlaşması (24.07.1923)

 

Lozan, Serv'in ölümüydü. İnönü'nün sözleriyle "Ermenistan ve Kürdistan toprağa gömülmüştü."

 

Lozan'da ne Kürt ne de Ermeni vardı. Ama yeteri kadar Kürt uşak vardı. Kemalistler istediğinde telgraf çekiyor ya da Lozan'ın yan odalarındaki alt toplantılarda Türk egemenlerine sadakatlarını dile getiriyorlardı.

 

Vesileyle İngilizlerin Kürtlere karşı tutumunu vurgulamak gerekir. İngilizler hep Kürt haklarına karşı oldular. Daha 1914'te Hicaz Şerifi Hüseyin'le "zararsız Arap yönetimlerinin kurulması" için anlaşmışlardı. Oğul Faysal'a Irak teslim edilmişti. Fransa da Suriye'de kuralı bozmadı. İngilizler, Güney Kürdistan için Kürt özerkliğinden bahsetmiş ama Kemalistlerle anlaşma hatırına o hakkı geri çekmede tereddüt etmediler. Maalesef biz Kürtlerin yaşamı o kadar ucuzdu.

 

Değişen ne?

 

Nuri Dersimi anılarında 1914-1918 döneminde 150 kadar Kürt yüksek öğrenim öğrencisi var diyordu. Bir kıyaslayalım, bugün kaç yüzbin var?

 

Zinar Silop'nin diplomasiyi kasdederek İtalyan elçisinden edindiği izlenimi; "ağlamayan çocuğa mama yok". Örgütsüz, kitlesiz ve savaşsız diplomasinin başarısı olamaz. Ya bugün? Gururla söylüyoruz bugün dört parçada da Kürtler ayaktadır. Günümüz diplomasisini belirleyen ve sonuç verecek olan da budur.

 

Düşmanlarımız aynı düşmanlar. Emperyalist devletlerin de oyunları aynı.

 

Güney'de ve Rojava'da Araplarla savaşıyor olabiliriz. Ancak hangisinde savaşı kaybedersek, bu Türkiye ve İran'dan dolayı olacaktır. Eğer zafere ulaşırsak, bu da Türkiye ve İran'a karşı bir zafer olacaktır.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli