Bediüzzaman’a sorulur; Hz Ali döneminde başlayan -günümüzün islam- politik anlayışının, hatta itikadının da şekillenmesinde kuvvetli bir şekilde etkili olan- ve uzunca bir zaman süregelen Cemel, Siffin vb. vakalarında öldüren ve ölenin konumu nedir? "Adalet-i mahza ve Adalet-i izafiyenin mücadelesidir" der üstad.
İki muazzam kavram ile açıklar bu durumu. Çoğu İslam tarihçisinin net olarak cevap vermekte çekindiği bu meseleleri, kabaca tercümesi; “göreceli ve mutlak adalet” olan kavramlar ile ifade eden mektubatta şöyle devam eder; “ehvenu’ş-şerri ihtiyar.”Kötünün iyisinin tercihidir izafi adalet.
Varlığınızın tekabül ettiği nokta izafi adalet ise orada bir sorun var demektir. Başka bir ifade ile gerçekliğinizin dayandığı nokta sadece et ve kan bütünü olmak ile sınırlı ise bilin ki; sizin oralarda adalet-i izafiye kol geziyor demektir. Kayda değer olmanın, dikkate alınmanın lütfedilmişcesine algılanmasının vücut bulmuş halidir “nisbi adalet.”Bir millette de aynıdır, insanda da. Leyla Mecnun’a kızınca Mecnun sevinirmiş. “Be hey deli sana kızıyor bu ne mutluluk” diye sorulunca ; öfke muhabbetin yansımasıdır dermiş. Leyla sıtmayı gösterip ölüme razı etmiş Mecnun’u. Mecnun’un muhabbet diye telakki ettiği öfke, Leyla’nın nisbi adaletiymiş.
Nisbi adaletin mütemadiyen işlemekten beri durmadığı Kürtler konusunda ise geleneklerinin kabul görülmesi konusunda sorunların yaşandığı, varlığının göz ardı edildiği, ve asgari yaşam hakkının yeterli görüldüğü durumunun gercekligini inkar etmek hemen hemen imkansızdır.
İsmet Özel’i biliriz, şiirlerinden tanırız. Kendisinin ifadesi ile felsefeden bir sonraki adımın şiir olduğunu söyleyen biridir. Sosyal medya da kendisi; “Kürtler’in milli bilinci olmadığını, dahası hasbel kader bu bilinç var ise de bunun ‘emperyalist’ ve ‘dış mihrakların’ öğrettiği bir durum olduğunu” söyledi. Mahzi olarak olmak budur, hadsiz yaklaşımlar sergilemeniz konusunda size alan sağlar. Başkası hakkında konuşmak için size söz hakkı verir.
Söz konusu ifadeler ile sizin başkasının varlığını sömürerek kendinizi var etmeniz anlamına geldiğinin bile farkına vardırmaz. Bir perdedir mahzi adalet.
Alemin her halinden hayr-i mahz olamasa da, hayatınızda bir mahz-i hikem olsun, mihenk olarak addedin. Sevginizi, tarih bilincinizi, inandıklarınızı, bu dünyaya dair umut duyduğunuz ne var ise onun süzgecinden geçirin. Eğer ki sevginiz, inancınız, değerleriniz bir başkasının hayatına gölge gibi düşüyorsa inkar edin gitsin.
Bizler, Leyla’sının öfkesine sevinen Mecnunlar’ız…
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın