Irak’ta IŞİD yeniden tehdit mi?
Irak’ta 10 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin ardından hükümet kurulmasına ilişkin süreç belirsizliğini korurken, bu belirsizlik güvenlik konusundaki riskleri de beraberinde getiriyor. Bu noktada son dönemde iki farklı düzeyde güvenlik riskinin ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacak. İlk olarak terör örgütü IŞİD’in eylemlerinde etki kapasitesinin artması ve coğrafi alanın genişlemesinin ciddi bir güvenlik riski oluşturduğu görülüyor.
Nitekim terör örgütü IŞİD’in geçtiğimiz günlerde Diyala’nın Uzeym ilçesinde gece düzenlediği sürpriz bir saldırıyla 11 Irak askerini öldürmesi ülkede yeni bir şok etkisi yarattı. Diyala Valisi Musenna el-Tamimi ölü sayısını doğrularken, IŞİD saldırısı sonrası bölgeye üst düzey bir askeri heyetin gittiği ve saldırıya ilişkin soruşturma başlatıldığı açıkladı.
IŞİD’in Irak Ordusu ile peşmerge güçleri arasındaki güvenlik açığından da yararlandığını belirten Yahya Resul, IŞİD'in saldırılarını önlemek için öncelikle mali kaynaklarının kurutulması gerektiğini ve saldırıları önlemek için tüm boşlukları doldurmaya çalışacaklarını belirtti.
Öte yandan Irak Savunma Bakanlığı'na bağlı istihbarat birimlerinden yapılan açıklamaya göre, 8. mekanize tümene bağlı keşif biriminin Kerkük'ün Altunköprü nahiyesine bağlı Katka köyünde IŞİD’li teröristlere yönelik arama çalışması düzenlediği, operasyonda Erbil yakınlarındaki bir IŞİD tünelinin imha edildiği duyuruldu. Askeri istihbarattan yapılan başka bir açıklamada ise Anbar Vilayetine bağlı el-Sabhat köyünde toplam 21 adet 10 litrelik patlayıcı madde bulunduğu belirtildi.
Yaşanan çatışmalar ve operasyonlardan hareketle Kerkük, Diyala ve Selahaddin arasındaki sınır bölgelerinde IŞİD’in yoğun olarak yuvalandığı görülüyor. Bununla birlikte terör örgütü IŞİD’ın son beş aylık dönemdeki saldırıları incelendiğinde, özellikle 2021’in Ağustos ve Eylül aylarından itibaren Musul’da artan bir saldırı sıklığından söz etmek mümkün.
Musul’un güneyinde yer alan ve Irak güvenlik güçlerinin güvenlik boşluklarının önüne geçemediği köylerde IŞİD baskınlarının yoğunlaştığı; hatta bazı köylerde örgüt militanlarının uzun süreli kontrol noktaları dahi oluşturabildikleri belirtiliyor. IŞİD militanlarının Diyala, Selahaddin ve Kerkük hattından sonra Musul’da da önemli ölçüde güç kazanması, örgütün hücre yapılanmalarının Irak’ın kuzeyinde genişleme kazandığını göstermesi bakımından önem taşıyor.
2019’dan bu yana IŞİD’in ‘devlet yapısının’ dağıtılması üzerine mevcut insan kaynağının dönüştüğü hücre yapılanmaları vasıtasıyla bilhassa tartışmalı bölgelerdeki saldırılarını sürdürüyor. 2019-2020 tarihleri arasında başta katyuşa roketleri ile olmak üzere kırsal alandaki karakol ve yerleşim yerlerine sık sık roketli saldırılar düzenledi. Bu da örgütün etkinliğinin azalmasına rağmen sansasyonel eylem yaparak “hala etkili bir cihat sürdürdüğü” izlenimi üzerinden propaganda faaliyetlerini sürdürerek yeni insan kaynağı elde etme stratejisinin bir parçası. IŞİD’in yaptığı saldırıların yoğunluğuna bakıldığında Kerkük’e bağlı Dakuk ve Havice ile Selahaddin’e bağlı Tuzhurmatu ilçeleri örgütün en çok roketli saldırı düzenlediği bölgelerin başında geliyor. Ancak son üç aylık periyotta örgütün roketli saldırılarının önemli ölçüde azaldığı; hafif silahlarla kontrol noktalarına yapılan saldırılar ile EYP saldırılarının çok daha sıklaştığı gözlemleniyor.
Diğer yandan örgütün potansiyelindeki düşüş ile birlikte yeni bir eylem stratejisi olarak saldırı düzenleyeceği yapıların teknik kapasitesizlik nedeniyle en savunmasız olduğu zaman olan gece yarısı ani baskınlar düzenlenmeye başladı. Bu noktada örgütün termal kameraları hedef alarak etkisiz hale getirmesi ve ile 'görüş şartları’ eşitlenmekle birlikte karşı saldırıya geçen güvenlik güçlerine önceden hazırlanan EYP tuzakları ile kayıp verdiriyor. Örgütün son üç aylık periyotta EYP kullanımının son derece arttığı, nitekim Irak Ordusu ve peşmergenin son dönemdeki kayıplarının büyük oranda EYP’ler nedeniyle olduğunu söylemek mümkün.
Buradan hareketle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) IŞİD tehdidinden faydalanarak, uluslararası kamuoyunun da desteğini alma noktasında bir pozisyon aldığı görülüyor. Zira IŞİD’in peşmergelere yönelik saldırılarının ardından IKBY Başbakanı Mesrur Barzani de peşmergeye yönelik saldırıların ardından açıklama yaparak IŞİD ile mücadelede uluslararası koalisyonun yardımına ihtiyaç duyduklarını dile getirmiş, ayrıca IKBY Peşmerge Bakanı Soriş İsmail de Irak’ta IŞİD ile mücadelenin yalnızca peşmergenin çabaları ile yürütüldüğünü savunmuştu. Irak’taki IŞİD karşı mücadelede bir dönüm noktasının ortaya çıkmasına neden olan Haşdi Şaabi’nin ABD-İran gerilimi ile ‘karşı kampa’ kayması ile birlikte işbirliği sağlanabilecek temel aktör olarak IKBY’nin ön plana çıkartıldığı söylenebilir.
Nitekim 2021 yılının Aralık ayında ABD Ulusal Savunma Yetki Yasası ile peşmerge güçlerine 2022 yılı için 260 milyon dolar destek verilmesi öngörülmüş ve ilk defa peşmergenin Puma İHA temin edebilmesi için 5 milyon dolar tahsis edilmişti. Peşmerge Bakanlığı Basın ve Ulusal Uyarı Genel Müdürü Tuğgeneral Osman Muhammed, Uluslararası Koalisyon’un, Peşmerge Güçleri’ne bazı insansız hava araçlarının verilmesi kararı aldığını ancak Irak hükümetinden onay alınmadığı için henüz teslimatın yapılmadığını belirtti. Bu noktada 2021 yılı sonu itibari ile Irak’tan muharip güçlerini çektiğini açıklayan ABD’nin, yerel güçler üzerinden bir strateji izleyeceğini söylemek mümkün. Ancak terörle bütüncül mücadelede IKBY ve Irak güvenlik güçleri arasındaki koordinasyonun da sağlanması gerekiyor. Aksi takdirde savunma kapasitesinde zaafların ortaya çıkma ihtimali oldukça güçlü.
Bu konuda Irak merkezi hükümeti ve IKBY’nin ortak hareket etmesi, ortak tehdide karşı en önemli güç. Aksi takdir de tekil mücadele, güvenlik tehditlerine karşı güçlü cevabı vermekte yetersiz kalıyor. Burada IKBY’nin de yönetim gücünü elinde bulunduran Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) Irak’ta yeni hükümet kurma sürecinde yer alıyor olması, ortak hareket etme şansını arttırıcı bir faktör olabilir.
Bilgay Duman, ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)