20 yıl sonra; Irak'ta ne yaptık?
9 Nisan'a yani diktatörlükten kurtuluşun 20 yılına yavaş yavaş yaklaşıyoruz ama Saddam Hüseyin diktatörlüğüne karşı savaştığımız, bir kan denizi akıttığımız hayallerimizden 20 yıl değil, asırlarca uzaktayız.
Diktatörlük için ve diktatörlüğe karşı savaştığımız hayallerden biri, yoksullar için daha iyi bir dünya yaratmak ve sosyal adaleti tesis etmekti ama son 20 yılda yoksullar daha da yoksullaştı. Zikar vilayetinde yoksulluk oranı yüzde 40,90’a, Maysan’da yüzde 42,30, Diwaniye’de yüzde 44,10 ve Musana’da yüzde 52,50'ye ulaştı. Bu korkunç veriler, diktatörlükten 20 yıl sonra, uğrunda savaştığımız ve mücadelemizin temel yakıtı olan tüm yoksullar için daha iyi bir dünya yaratma konusunda hep birlikte ne kadar başarısız olduğumuzu gösteriyor.
Diğer hayalimiz ise bizden sonra gelecek nesillerdi; Faw'dan Zaho'ya hepimiz diktatörlükten sonra nesillerimiz için sağlıklı bir dünya yaratmanın hayalini kurduk ama BM verilerine göre Saddam Hüseyin ve rejiminden 20 yıl sonra Irak'ta doğan her çocuk imkanlarının yüzde 60'ını kaybetti. Başka bir deyişle, Saddam Hüseyin'den bu yana geçen 20 yılda yarattığımız nesnel koşullar, doğan her Iraklı çocuğun en başından imkanlarının yüzde 60'ının kullanılmayacağı ve yalnızca yüzde 40'ı üzerinde hayatını inşa etmesi gerektiği anlamına geliyor. Yani Iraklı bir çocuk, imkanlarının ancak yüzde 40'ı ile tarihe giriş yapabilecek. İlk sorumlu değilse de tek sorumlu biziz. Biz gelecek nesillerimiz uğruna diktatörlüğe karşı savaşmış nesiliz ancak iktidara geldiğimizde bu şartları yarattık.
Irak'ta kadın konusu, Iraklıların kimlikleri ne olursa olsun, diktatörlüğe karşı hakları için mücadele ettikleri, laiklerin ve İslamcıların aynı şekilde ancak farklı şiarlarla kadın haklarına dair harika hikayeler ürettikleri makro sloganların önemli bir parçasıydı. Fakat Irak’ta bugün kadınların sadece yüzde 13’ü aktif işgücü yaşamına katılıyor. Yani Iraklı kadınların yüzde 87'sinin çalışma ve bağımsız gelir elde etme şansı yok. 1979'da Iraklı doktorların yüzde 47'si kadındı! Küresel olarak, kadınların üretici güçten dışlanma oranı yüzde 87'den fazla olan yalnızca Yemen şu an Irak'tan daha kötü. Yani bu Somali, Güney Sudan ve Senegal'in bile Irak'tan çok daha iyi olduğu anlamına geliyor!
Irak güçlerinin Saddam Hüseyin'e karşı uğruna savaştığı bir diğer sosyal grup, her yıl ülkeyi sürüler halinde terk eden binlerce Iraklıydı. Saddam Hüseyin'den yirmi yıl sonra, resmi BM verilerine göre 3,4 milyon Iraklı 14 ülkede mülteci durumda yaşıyor ve diktatörlükten sonra bizim için yaratılan ülkeye geri dönme arzusu yok. Kendi ülkeleri içinde yerinden edilmeye zorlanan 4,1 milyon Iraklıdan bahsetmiyorum bile.
Son 20 yılda yarattığımız bu yeni Irak'ta ufukta bir geleceği olmayan 5.6 milyon yetimimiz var. Diktatörlükten sonra kurduğumuz devlet kurumlarının, babalarının çoğu Saddam Hüseyin'e karşı yürüttüğümüz devrimin yakıtı olan bu toplumsal kategori için stratejik bir programı yok.
Bu yeni Irak'ta doğru düzgün okuma yazma bilmeyen 6 milyon Iraklımız var. BM standartlarına göre 1970'ler ve 1980'lerdeki Irak eğitim sistemi Ortadoğu'da ilk sıralardaydı ve Cezayir, Mısır ve Tunus'taki öğrenciler Irak üniversitelerinde okuyup diploma sahibi olmayı hayal ediyorlardı.
2003'te Irak'ın nüfusu sadece 24 milyon vatandaşı vardı. 2023'te Irak'ın 42 milyon vatandaşı var ve 2050'de 80 milyon vatandaşımız olacak. Irak her yıl çölleşme nedeniyle 100 kilometre kare topraklarını kaybediyor. Tüm veriler Irak’ın 2050’ye kadar su kaynaklarının yüzde 20'sini kaybedeceğini gösteriyor ve dünyanın da artık petrole ihtiyacı kalmadı çünkü bir alternatifi bulundu.
Basit bir ifadeyle, bu felaketi önleyecek tüm projeleri hayata geçiremezsek 2050'de yeni Irak'ımız tarihin en büyük felaketiyle karşı karşıya kalacak. Dünya Bankası'na göre bu projelerin maliyeti yaklaşık 220 milyar dolar. Saddam Hüseyin'den sonra yarattığımız Irak bu! Bu gerçeği olduğu gibi görmeye ve onunla olduğu gibi başa çıkmaya gerçekten hazır mıyız?
Fransız Irak Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Adil Bakawan
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)