Ürdün Kürdleri

Ürdün’ün başkenti Amman, Ortadoğu’da tarihsel ve güncel Kürd nüfusunun az olduğu şehirlerden biri olmuştur. Zorunlu göçler dışında fazla Kürd göçü yoktur. Çok küçük bir Kürd topluluğu bulunmaktadır. Ürdün’de nerdeyse sadece başkent Amman’da yoğunlaşmışlardır. Birbirleri ile özellikle milli günlerde diyalog içinde olan topluluk, genel milli değerlerini korumaktadır. Kürdistan’a bağlılıları oldukça güçlü bir topluluk durumdadır.

Ürdün oldukça çeşitli bir nüfus barındırmaktadır. Yoğun bir Filistinli nüfusa sahip ülke bir bakıma Filistin bile sayılabilir. Nüfusun yarısına yakını Filistinli ve yeni dönem Suriye göçmeni veya diğer Arab ülkelerinden göç etmiş.

Ürdün 10 milyon nüfusa sahip. Nüfus içinde Kürdler oldukça az. Kürdler milli bilinç ve kültürlerini kaybetmemek için siyasi ve kültürel çaba içerisindeler. Çeşitli kurumsal çalışmların yanı sıra siyasi faaliyetlerde de bulunmaktadırlar. İçinde bulundukları toplumda etkili yer sabidirler. Kürdistan ve bölgedeki gelişmelerle yakından ilgilidirler. Diğer ülkelerde, Lübnan ve İsrail’de olduğu gibi Kürdçe unutulmasına rağmen, milli ruh ve ülke kavramı oldukça derin ve belirleyicidir. Milli günlerde ortak kültür faaliyetlerinde bulunuyor ve bir araya geliyorlar.

Milli bilincin korunması ve geliştirilmesi için faaliyette bulun Selahaddin Eyyubi Derneği 1970’de kuruldu, dernekte dil ve kültür eğitimi veriliyor. Derneğin kuruluşu eski olsa da etkin çalışmaları Kürdistan Bağımsızlık Referandumundan sonra ülkeye dönük etkili faaliyetlere başlamış. Kürdler Ürdün’de akademik, basın, siyaset ve ticaret içerisinde etkin durumdalar. Yüksek bürokratik düzeyde ilişki ve görevleri bulunuyor.

Kelimullah Tewehudi ve Şoreş Reşi, Horasan’ı anlatan o eşsiz eserlerinde Kürdistan dışında bazı aşiretlerden bahsederken Ürdün’ün adı oldukça çok geçiyor. Çeşitli tarihlerde 1700’lere kadar merkezi Kürdistan’da, İran Şahlarının, Osmanlı’nın ve aşiret federasyonlarının çeşitli eknomik askeri vb. nedenlerle hareket halinde oldukları, Horasan ve dönüşlerde ikamet ettikleri eski yerleri dışında en çok yerleşdikleri yer olarak Ürdün’den bahsediliyor.

Bölge ziyaretimizin duraklarından Amman’da konuştuğumuz bazı şahsiyetler, 1240’larda Suriye’de geldiklerinden bahsettiler. Bu da Eyyübiler döneminden bugüne çeşitli dönemlerde Kürd göçü aldığını ortaya koyuyor.

Bugün ana olarak Amman’da yaşayan Kürdlerin Ürdün’e gelişi Eyyübiler dönemine kadar uzanıyor. Selahattin Eyübi ordusundaki Kürdler buralara ilk yerleşenlerdir.

Burada yaşayan Kürdler çeşitli tarihlerde gazeteler ve dergiler çıkardılar. Sinema ve tiyatro Amman’da nerdeyse Kürdlerle başladı. 1970’lerde bakanlık vb. gibi üst düzey görevlerde bulundular. Eski başbakan: Said Cuma Kürdtür. Ürdün’ün oluşum ve kültüründe Kürdlerin önemli katkıları vardır. Bu katkı Ürdünlüler tarafındanda kabul edilmektedir.

Ürdün’e göçler daha etkili olarak Diyarbakır, Van, Siverek ve Urfa’dan gelmiş. Kuzey Kürdistan’da 1920 ve 1930 katliamlarında ve çeşitli dönem Irak savaşından göçmek zorunda olanlar gelmişlerdir. Kürd nüfus Amman dışında Irbid, Salt (Kürd vadisi olarak da biliniyor) ve Zarqa’da yaşıyor.

Tamamen entegre olduklarından Kürdi kimlikle parlementoda temsil edilmiyorlar. Büyük bir kısmı yüksek eğitim almış, kalifiye işler yürütüyor. Dil-kültür ve Kürdi kimliğe sahiplenme olmasına rağmen Kürdçe kullanımı çok sınırlı. Bu meselenin çözümü için İsrail ve Lübnan’da olduğu gibi, çok önemsendikleri  Kürdistan Devleti ve yetkililerinden destek ve ilgi bekliyorlar.

Bu entegre ve asilmasyona rağmen yeni dönemde bu eriyemi tersine çevirme ve bazı resmi statülerin tanınması için de çalışma ve uğraşlar başlamış bulunuyor. Selahaddin Eyyubi Derneği bir çok etkinlik ile Kürd milli bilincini ve kültürünü geliştirip yaygınlaştırmak için çeşitli faaliyetlerde bulunuyor. Kürdçe eğitimi ve yayınlar yapmakta bu alanda çeşitli işler yapıyor.

1985 yılında Ürdün yazınında önemli ismi olan Ali Seydo el-Kurdi tarfından ‘el-Kamus’l-Kurdi el-Hadis’ (modern Kürdçe sözük) yayınlamıştır. Muhammed Ali Es-Siwereki El Kurdi, ‘Ürdün Kürdleri’ adlı bir kitbı bulunmaktadır. Ülkede etkileri buradan da anlaşılabilir. Bu kadar az bir nüfusun üzerine bu kadar ayrıntılı bir çalışma ancak bu etki ile açıklanabilir.

Not: Mahir Taha, oryantalist veya bölgesel fikri etkilerin uzağında, Cemal Nebez’in deyimi ile; “Kürd ve yerli bakış” ile tarihe ve Kürdi konulara yaklaşan bir araştırmacı yazar. Dili önemseyen ve çalışmalarını sürdüren bir araştırmacı. Son yazdığı kitapta da bunun kaygı ve uğraşlarını görmek mümkün. Kitap hem yeni, hem de konu üzerine çalışma yapmış araştırmacılara kaynak olabileceği gibi öğrenciler için ve özellikle de Kürd ulusalcılığı düşüncesinin ustası Ehmedê Xan’i üzerine çalışmak isteyenlere iyi bir kaynak olabilir. Bilindiği gibi biraz değişip yolunu bulsa da Kürd tarihi ve şahsiyet araştırmları hala el yordamı ile yapılıyor. Mahir Taha araştırmasında çeşitli alt referanslar kullanılmış. Kürd tarihinde milli yol bulma uğraşına yeni bir katkı. Kaynak çalışması bölümü başlı başına bir Ehmedê Xanî referansı oluşturabilir. Ayrıca kitap Türkçenin yanı sıra Kürdçe de yazılmış.

Mahit Taha’nın, “Ehmedê Xanî, Kısa ve Öz, 1651-1707’ araştırması, Actopia Yayınları’nda çıktı.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)