Federasyon niçin kötü?
Sykes-Picot anlaşmasının yüzüncü yıldönümü yaklaştıkça Mesud Barzani, Kürdistan’ın bağımsızlığı hakkında daha dobra konuşuyor. Bu, Kürdistan’ın diğer parçalarında federalizmin çözüm olabileceği düşüncesinin her geçen gün arttığı bir döneme denk geliyor. Soru şu: Güney’in federasyon deneyimi çok mu başarılı oldu da diğer parçalar örnek alıyor? Madem başarılıydı Barzani neden bağımsızlıktan söz ediyor?
Rûdaw TV ve FM’de yayınlanan Be Hemini programında Kürdistan’ın dört parçasından konuk ettiğim gençlere, “Beş yıl sonra yaşadığınız parçanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?” sorusunu sordum. Nasıl bütün yollar Roma’ya çıkıyorsa bütün konukların yanıtları da federasyona çıkıyordu.
Bu söz bugünlerde çok revaçta. Libya’dan bahsedilse artık federasyonla yönetilmesinin zorunlu olduğu söyleniyor. Suriye desen, cevap aynı. PYD de Moskova’nın açıklamasından sonra federasyonu savunmaya ve federasyon ilanı için hazırlıklara başladı. Federasyon konsepti sihirli bir değnekmiş de Ortadoğu’nun şimdiye kadar bundan haberi yokmuş gibi konuşuluyor.
Öncelikle Rojava’da federasyonun niçin Güney’deki durumla bir tutulamayacağından söz etmek gerekiyor. O dönem Güney Kürdistan’da bir Kürdistani Cephe vardı ve ayaklanmanın başladığı ilk günden Irak’ın işgalci kurumlarının çekilmesine kadar Kürdistan’da onlar etkili oldu. Bu cephede tüm partiler vardı.
Kürdistani Cephe’nin, komşuları İran, Suriye ve Türkiye’yle ilişkileri vardı. Kimse Kürdistan Bölgesi’nin kuruluşuna karşı çıkmıyordu. Kürdistani Cephe, PKK’nin kendilerine engel çıkarıp Türkiye’yi buraya çekmeye çalıştığını anladığı vakit hepsi birlikte PKK’ye vurdu.
1992 yılında Güney Kürdistan’ın üç vilayetinde seçim yapıldı ve bu seçim baz alınarak parlamento ve hükümet kuruldu. Sözü edilen Rojava federasyonu bu süreçlerin hiçbirinden geçmiş değil. Birincisi; orada PYD dışında konuşup varlık gösteren kimse yok. İkincisi; legal bir seçim yok. Üçüncüsü; komşu Kürdistan Bölgesi ve Türkiye, federasyon ilanının kendileri için tehdit oluştumayacağına ikna edilmiş değil. Bu yüzden böylesi bir federasyonun pek şansı yok.
Ancak şunu sormak gerekiyor: Ortadoğu’da federasyon sisteminin şansı çok mu yüksek ki programa konuk olanlar hararetle bu seçeneği savundu?
Cevabını Güney Kürdistan deneyiminden yola çıkarak verelim.
1992 yılının ardından Erbil, Bağdat’la ilişkilerde tek taraflı federasyon sistemini seçti. Ancak bu duaya amin diyen olmadı. Hepsi “İkinci İsrail kuruluyor” diye tepki gösterdi. Saddam’ın düşmesinin ardından Kürtler, Bağdat’ta etkili bir rol aldı. Kürtler Irak’taki birkaç hükümette bile yer aldı ancak bu bir şey değiştirmedi. Federasyonu düşünen bir tek Kürtler’di, Irak’ın diğer bölgelerinde halen federasyonun ne olduğu bile anlaşılmış değil.
Bu yüzden Güney Kürdistan’ın başkanı, “Bu daha fazla böyle gitmez. Bağdat’la güzel bir şekilde ayrılmalıyız” diyebiliyor.
Güney Kürdistan’ın federasyon deneyiminden diğer parçalar şu sonucu çıkarabilir: Bir ülkede federasyon varsa bu birkaç bölgede uygulanır. Yok eğer bir bölgede federasyon olup diğer bölgeler başka bir sistemle yönetiliyorsa bu yalancı federasyondur.
Bu durumda federal bölgenin iki seçeneği olur: Ya tümden ayrılacak ya da merkezi hükümete boyun eğecek ve Erbil-Bağdat arasındaki çizgi film tadındaki otonomiye razı olacak.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)