Elektrikli araçların görünmeyen bedeli: Lityum madenciliğinin ağır maliyeti
Erbil (Rûdaw) - Rûdaw TV’nin NEXT programı bu defaki bölümde elektrikli araçların çevre dostu imajının ardındaki acı gerçeği gözler önüne seriyor. Güney Amerika’daki lityum madenciliği, yerli toplulukların yaşamını ve ekosistemi tehdit ederken, “yeşil” devrimin gerçek maliyeti sorgulanıyor.
Elektrikli araçlar, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçişin sembolü olarak görülüyor. ABD’de 2022 Enflasyonu Azaltma Yasası gibi teşviklerle desteklenen bu araçlar, Norveç gibi ülkelerde neredeyse tek ulaşım seçeneği haline geldi.
Ancak Rûdaw TV’de Nemo Abdullah’ın sunduğu NEXT programı, bu “çevre dostu” teknolojinin karanlık yüzünü ortaya koyuyor: Lityum madenciliğinin Güney Amerika’daki yıkıcı etkileri.
Lityum üçgeninde yok olan bir ekosistem
Arjantin, Bolivya ve Şili’nin kesişim noktasında yer alan “lityum üçgeni”, elektrikli araç bataryalarının temel hammaddesi lityumu sağlıyor. Ancak bu bölgedeki madencilik faaliyetleri, yüzlerce yıllık sürdürülebilir yaşamı tehdit ediyor.
And Dağları’nın 3.400 metre rakımındaki Humahuaca’da yaşayan Kechua, Aymara ve Likan Antay gibi yerli topluluklar, lityum çıkarımı için tüketilen su kaynakları nedeniyle yaşam alanlarını kaybediyor.
Birleşmiş Milletler’in 2020 raporuna göre, Şili’nin Atacama tuz düzlüklerinde lityum madenciliği su seviyesini yüzde 65 oranında düşürdü. Bir ton lityum üretimi için yaklaşık iki milyon litre su tüketiliyor; bu, kurak bölgeler için hayati bir kayıp.
Yerel direniş ve çevresel felaket
Humahuaca’da lityum madenciliğine karşı protestolar artıyor.
Yerli topluluklar, çok uluslu şirketlerin su kaynaklarını tüketmesine ve ekosistemi yok etmesine karşı seslerini yükseltiyor. Ancak bu protestolar sert müdahalelerle karşılaşıyor.
Arjantin’de madencilik karşıtı gösterilerde bazı protestocular plastik mermilerle yaralanırken, fiziksel ve cinsel taciz iddiaları da gündeme geldi.
Doğal Kaynakları Savunma Konseyi’nin raporuna göre, Şili’de yerli toplulukların yüzde 70’inden fazlası kuraklık nedeniyle göç etmek zorunda kaldı.
Avrupa ve ABD’deki bilim insanlarının araştırmaları, lityum madenciliğinin flamingo popülasyonunu ve bölgenin biyolojik çeşitliliğini yok ettiğini ortaya koyuyor.
Kömürle çalışan “Yeşil” bataryalar
Elektrikli araç bataryalarının yüzde 70’inden fazlası, kömürle çalışan enerji santrallerine bağımlı olan Çin’de üretiliyor.
Bu durum, elektrikli araçların çevre dostu imajını gölgeliyor. Ayrıca, önümüzdeki beş yılda 12 milyon ton lityum-iyon pilin kullanım ömrünü tamamlaması bekleniyor. Bu, yönetilmediği takdirde devasa bir elektronik atık krizine yol açabilir.
Umut ışığı: Daha sürdürülebilir çözümler
Belgesel, lityum madenciliğinin yıkıcı etkilerine karşı umut verici öneriler sunuyor. “Doğrudan Lityum Çıkarma” (DLE) yöntemi, su tüketimini azaltarak çevresel zararı en aza indirmeyi hedefliyor.
Yerli toplulukların karar alma süreçlerine dahil edilmesi, biyolojik çeşitliliği koruma alanları oluşturulması ve sodyum-iyon gibi alternatif pil teknolojilerine yatırım yapılması da öneriler arasında.
Dünyanın dört bir yanından çarpıcı hikayeleri keşfetmek için Rûdaw Innovation’ın hazırladığı NEXT programlarını takip edin.
Elektrikli araçların gerçek maliyetini ve daha pek çok hikayeyi bu belgeselde izleyebilirsini!