Şırnak’tan Almanya’ya uzanan bir başarı hikayesi

01-02-2019
HÊMİN EBDULLAH
Etiketler Şahin Karaaslan Almanya Şırnak BigStory
A+ A-

Heidelberg (Rûdaw) – Şahin Karaaslan çocuk yaşta Şırnak’ın İdil ilçesinden Almanya’ya göçetmiş bir Kürt iş insanı. Kaaarlan zorluklarla geçen hayat mücadelesine büyük başarılar sığdırarak yaşadığı kentte tanınan bir iş insanı  olmayı başarmış.

 

Almanya’nın en güzel şehrinden biri olan  Heidelberg’deki ofisinde kutlama yapılıyor. Kırmızı loş ışıklar salonun duvarlarına renk veriyor. Bayraklarla donatılan odadan alçak tonda jazz müziği sesi yükseliyor. Şahin Karaaslan kapıda eşi ve küçük çocuğuyla birlikte gelen konukları tek tak karşılayıp tokalaşıyor. Misafirlerin getirdiği hediye ve çiçekleri kabul ediyor.

 

Konuklar arasında banka yöneticilerinden Haydilberg yöneticilerine, kentin etkili isimleri bulunuyor. Hepsi de Karaaslan’ın kendi işini kurmasının 20’inci yıl dönümünü kurmak için tebrik etmeye gelmiş.

 

Kısa süre içerisinde program başlıyor ve konuklar Şahin Karaaslan’ın başarılarından, onun becerkliliğinden bahsediyor.

 

Programda konuşurken bir an duygulanıp gözleri doluyor. Bu günlere gelmek için çektiği acı ve sıkıntıları gözünde canlandırıyor.

 

Göç hikayesi

 

Şahin Karaaslan, henüz 11 yaşındayken annesiz ve babasız kaldığı için kız kardeşiyle birlikte doğum yeri olan Şırnak’ın İdil ilçesini terk ederek Almanya’ya amcasının yanına yerleşiyor.

 

Heidelberg’da ikamet eden amcasının yanında kalan Karaaslan, burada okula başlıyor. Almanca bilmemenin yanı sıra sosyaliteden ötürü yaşadığı zorluklar ve bir de yoksulluk hayatı oldukça zorlu kılıyor. Okula giderken beslenme çantasına konan iki parça kuru ekmeği hiç unutmuyor. O zorlu günleri şu cümlelerle dile getiriyor.

 

“Okula beslenme çantamda kuru ekmekle gidiyordum. Diğer Alman çocuklar sade ekmek yediğim için benimle alay ediyorlardı.”

 

Fakat bu durum Şahin’i yıldırmıyor, aksine bir hayat dersi oluyor. O günden sonra hayatının sıkıntılarını aşmayı kafasına koyuyor. Annesiz ve babasız yaşasa da her zaman hayatta mutlu olmayı gaye edindi, rüyalarını gerçekleştirmek için yılmadan çalışmayı seçti.

 

Küçük tücar

 

Şahin Karaaslan 17 yaşında ilk işini kuruyor. Ailesiyle birlikte Heidelberg merkezindeki büyük bir marketin alt katında döner dükkanı açıyor. Bu yıllar aynı zamanda iş hayatına adım atarken en çok zorlandığı yıllar oluyor. Ailenin tek erkeği olarak çalışmak zorunda kalması da cabası.

 

Bir gün tren garında karşılaştığı ünlü bir iş inasnının ona söylediği sözler dikkatini çeker. İş insanı ona, “Para kazanmaktan daha önemli olan şey insanların güvenini kazanmaktır.”

 

Bu sözler Karaaslan’ın hayatını değiştirir. Hala gittiği her yerde bu sözü tekrar tekrar vurguluyor.

 

“Çevreme o kadar çok güven verdim ki, geleceğim garanti altındadır” diyor ve ekliyor, “Bir gün bir milyardere sordum; ‘her şeyin var, neyin eksik?’ diye. O da ‘evet herşeyim var ancak bana güvenen yok, bu yüzden her zaman yalnızım’ dedi. Ne mutlu bana ki o milyarder gibi değilim ve her zaman çevremde bana güvenen birçok insan var.”

 

Sermaye sahibi oluyor

 

Gece çalışıp gündüz okula giden Şahin Karaaslan bütün dezavantaj ve sıkıntıları aşarak doktor olmayı başarıyor. Bir yandan meslek, bir yandan ticaretle uğraşan Karaaslan daha sonra siyasete giriyor ve yaşadığı şehirde Yeşiller Partisi’nin il başkanı oluyor. Aynı zamanda kentin sendika başkanlığına seçiliyor.

 

İşlerini adım adım büyüten başarılı iş insanı market zinciri sahibi oluyor. Nahkauf ve REWE şubelerinin işletmesini devralan Karaaslan, “bununla yetinmeyeceğim, önümüzdeki yıllarda bugünkü durumdan çok daha ileride olmam lazım” diyor.

 

Kendi yarattığı “Delikatesa” adlı marka ile gıda ürünleri pazarlıyor. Karaaslan tüm işlerini kendisine has sadeliğiyle bir ofiste kendisi yürütüyor.

 

Soruyoruz; “Bir milyoner olarak daha büyük ve güzel bir ofisin olmasını istemiyor musun? “Hayır, milyoner oldu diye insanın kendisini değiştirmemesi gerekiyor.”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli