Japon yasaları Kürt gencin evliliğine mani oluyor

Erbil (Rûdaw) – Yaklaışk 13 yıldır Japonya’da yaşayan Kürt genci, bu ülkede hala yasal statüsü olmadığı gerekçesiyle aşık olduğu Viyetnamlı kızla evlenemiyor.

21 yaşındaki Kürt genci, ailesi ile birlikte 8 yaşındayken Türkiye’den göç ederek Japonya'ya yerleşti. Japonca öğrendi, Japon kültürüne alıştı, okula gitti, sınıf arkadaşlarıyla beyzbol oynadı ve sonunda okuldaki Vietnamlı bir kıza aşık oldu.

Altı yıldır birlikte olan çift, Tokyo dışında oturan ebeveynlerinin izni ile evlenme kararı alsa da Japonya’da yasalar bu gençlerin evlenmesine engel oluyor.

Amerikan Atlantic dergisine konuşan ve gerçek adını kullandığı takdirde hakkında yapılacak yasal işlemlerden korktuğu için ABD’li ünlü aktör Johnny Depp lakabını kullanan Kürt genci, ailesinin Kürt meselesine destek verdiği için 13 yıl önce Türkiye'den kaçarak Japonya’ya yerleştiğini söyledi.

Johnny, Japonya'da ikamet ettikleri süre boyunca Göçmenlik Dairesi’ne dört kez başvurduklarını ancak her defasında başvurularının reddedildiğini belirtti.

Johnny bir Japon gibi değil de yabancı gibi görünse de kendisini bu topluma ait hissettiğini ve bu nedenle Japonya’da yasal hak kazanmakta ısrarcı olduğunu belirtiyor. Bu nedenle Japon hükümetine karşı dava açan genç, olayı mahkemeye taşımış ve bu hakkı kazanarak kendinden küçük iki kardeşi ve yeni nesil mülteciler için de bir yol açmayı hedefliyor.

Japonya kapalı ve katı culture sahip bir ülke ve bu durum göçmenlere yaklaşıma da yansıyor. Japon’ya resmi statü sahibi olmak için sadece Japonca öğrenmek yetmiyor aynı zamanda hayat tarzını da benimseyip ona göre yaşamak da gerektiriyor. Birçok Japon, yaşam tarzlarını o kadar benzersiz olarak tanımlıyor ki, yabancıların bunu benimsemek için donanımlı olmadığını savunuyor.

IPSOS Merkezi’nin 2016’da hazırladığı bir rapora göre Japon yasaları ve kuralları o kadar katı ki mültecilerin bu yasaları uygulayabilmesi nerdeyse imkansız.

Kürt Johnny de ülkede oturum almak için resmi evraklara sahip olmasa bile artık bir Japon gibi yaşadığını yüksek sesle konuşmadığını ve Japonya'daki genel davranış kurallarını benimsemeyi öğrendiğini söylüyor.

Japonya'da yaşayan yaklaşık 2,3 milyon göçmen 2000'den bu yana resmi oturum izni almak için bekliyor. 

Japonya 1981 yılında Birleşmiş Milletler'in zulüm gören insanların korunmasını isteyen mülteci sözleşmesini imzaladı. Ancak uygulama konusunda Tokyo hükümeti katı tutumunu hiç değiştirmedi. Geçen yıl mülteci statüsü için 10.000'den fazla kişi başvurdu; fakat sadece 42 tanesi onaylandı.

Kâr amacı gütmeyen Japonya Mülteciler Derneği'nde mülteci statüsü için başvuranlara hizmet için Kürtçe ve İngilizce dahil birçok dilde danışman broşürü bulunuyor. Borşürde, Japon toplumunun geleneksel olarak bağımsızlıkçı olduğu, bireysel ifade ve sosyal uyumu tercih ettiği belirtiliyor ve oryantasyonda mültecilere şu ihtarda bulunuluyor: 1 - Dakik olun. 2 - Çöpü tipine göre ayırın. 3 – Yüksek sesle konuşmayın!

Johnny ve ailesinin yaşadığı Kawaguchi kentininde yaklaşık 35 bin mülteci yaşıyor. Bu şehir Japonya’da mülteci nüfusunun en yüksek oranda olduğu şehirlerden biri.

Belediye Başkanı Nobuo Okuno, Kürtler de dahil diğer mültecilerin çöplerini ayırtmadıklarını ve gürültü yaptıklarından şikayet etse de eninde sonunda Japon yaşam tarzına uyum sağlayacaklarını söylüyor.

Okunu ayrıca kentinin üretim tesisleri ve tıbbi tedarikçileri için yabancı işçilere ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Her şeyden öte, insani bir sorumluluk da hissediyor ve bu nedenle yabancılara sağlık hizmetleri için yılda 6 milyon dolar harcadığını ifade ediyor.

Öte yandan Japonların yabancılara uyum sağlamasına yardımcı olmak amacıyla değişik konularda çabalar da sözkonusu. Örneğin Kawaguchi'deki kütüphanenin “Çok Kültür Bir Arada” adlı bölümünde Kürtçe dahil olmak üzere çeşitli dillere sözcük öbekleri çeviren broşürler bulunuyor.

Çizgi filmlerde, “Yabancılarla arkadaş olmak istiyorsanız, onları dikkatli bir şekilde anlamalı ve onlara yaşam tarzı ve davranış kurallarını öğretmeli ve onlara karşı nazik olmalısınız” ifadeleri kullanılıyor. Ancak bu şevkatli durum hükümet politikası değil.

Johnny seçtiği üniversiteye kabul edilse de Göçmenlik Dairesi’nden yazılı belge alamadığı için daha sonra reddedildi. Kürt genci okuyup tercüman olarak kariyer yapmayı umuyordu ancak şimdi tamirci bile olamayacak.

Ama o yinde de, Japonya Mülteciler Derneği'nin Türkiye'den buraya gelerek mülteci statüsü kazanan ilk Kürt olacağını savunuyor.

Johnny’nin Viyetnamlı kız arkadaşı ise yasal statü kazanmadan Johnny ile evlenemeyeceğini ancak sabırlı olacağını belirtiyor. Japonya’da yasal ikametgahı olan kız, “Johnny’nin o kadar uzun süre mücadele ettiğini gördüm ki, bana kendi hayallerimin olması neredeyse aptalca ve küstahca geldi. İlk çıkmaya başladığımızda, onun sevimli ve komik olduğunu düşündüm. Ancak ailesinin için ne kadar didindiğini ve omuzlarında ne kadar fazla bir yük aldığını gördüğümde ona daha da fazla vuruldum” dedi.

Johnny'nin babası da ülkedeki birçok Kürt gibi inşaatta çalışıyor. Amcası ise Japn bri kadınla evlendiği için resmi oturum iznine sahip.

Japonya'nın göçmenlere yönelik politikasını eleştiren Johnny'nin amcası, “Yirmi yıl burada yaşamanız, gıcır gıcır temiz bir kaydınız, hiç cezanız olmaması da onlar için hiç önemli değil, çünkü size insan gibi bakmazlar” diyor.