Almanya Federal Parlamentosu aile birleşimi hakkını askıya alan kararı onayladı

Haber Merkezi - Almanya Federal Parlamentosu (Bundestag), binlerce Kürt ve Suriyeli mülteci ailesini doğrudan etkileyecek tartışmalı bir yasayı onayladı. Kabul edilen yasa tasarısı, Almanya'da "ikincil koruma" (subsidiary protection) statüsüyle yaşayan mültecilerin aile birleşimi hakkını iki yıl süreyle askıya alıyor.

Söz konusu karar, Almanya’daki Kürt diasporası ve insan hakları kuruluşları arasında ciddi endişelere yol açtı. Muhalefetteki partiler de yasa tasarısına sert tepki gösterdi.

Yeşiller Partisi’nin Meclis Grup Başkanı Felix Banaszak, düzenlemeyi “büyük bir hata” olarak nitelendirerek, “Hristiyan Demokratlar her zaman yasa dışı göçü sınırlamaktan söz ediyorlar ama aile birleşimi kadar yasal bir şey yok. Aile birleşimi başvurularının %80’i kadın ve çocukları içeriyor. Travma yaşamış erkekleri kamplarda yalnız bırakmak, eş ve çocuklarını ise ölüm botlarına mecbur etmek, ne koruma anlayışıyla ne de adaletle bağdaşır. Bu kararı reddediyoruz” dedi.

Öte yandan, iktidardaki Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) yasaya destek verdi. Parti adına konuşan içişleri sözcüsü Christian Haase, kararın "zamanın ruhuna uygun" olduğunu savunarak şunları söyledi:

“Bu adımı atmak zorundaydık çünkü imkanlarımız sınırlı. Şehirlerde neyin yaşandığını çok iyi biliyoruz. Almanya’ya gelenleri iyi şekilde entegre etmek istiyoruz ama artık bu büyük yükü kaldıramıyoruz. Bu nedenle sadece belirli insani durumlar için istisnalar getiriyoruz ve her başvuru bireysel olarak değerlendirilecek.”

Almanya, yalnızca bu yılın ilk altı ayında aile birleşimi kapsamında yaklaşık 54.600 vize verdi. Bu vizelerin büyük kısmı Suriyelilere (yaklaşık 8.500 vize) verilirken, İranlılara 1.900, Afganlara 1.200, Iraklılara ise 600 vize düzenlendi. 2024 yılında ise toplamda 120 binden fazla aile birleşimi vizesi verilmişti.

Yeni yasa uyarınca, her ay yaklaşık 1.000 kişiye tanınan aile birleşimi hakkı, “ikincil koruma” statüsüne sahip kişiler için iki yıl boyunca askıya alınacak. Bu karar, Almanya’daki göç politikasında sertleşme yanlısı seçim vaatlerinin bir parçası olarak nitelendiriliyor.

Yasa her ne kadar katı bir kısıtlama getirse de, ailelerin tamamıyla umudunu yitirmesi anlamını taşımıyor. Zira düzenlemede, "özel insani durumlar" için bireysel inceleme yapılabileceği ve bu koşullarda istisnai başvuruların kabul edilebileceği belirtiliyor.

Bu da savaş ve şiddet nedeniyle parçalanmış aileler için hâlâ bir kapının açık olduğu anlamına geliyor.