NTY: Erdoğan ve Trump, çıkarlar denkleştikçe yeni bir bağ kurdu

11-06-2020
Rûdaw
Etiketler Recep Tayyip Erdogan Türkiye ABD Donald Trump
A+ A-

Haber Merkezi – Amerikan The New York Times gazetesi, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Teump arasında 10 ay önceye kadar da gergin olan ilişkilerin yerini “ılımlı” bir havaya bıraktığını, Suriye, YPG’ye destek, Libya, Fetullah Gülen ve S-400 meselelerinde  yaşanan çelişkilere rağmen iki liderin “birbirini sevmesi ve anlaması” nedeniyle ortak paydada buluşabildiklerini yazdı.

The New York Times yazarı Carlotta Safra, “Erdoğan ve Trump, çıkarlar denkleştikçe yeni bir bağ kurdu” başlıklı yazısında , Trump ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkilerin uzun zaman boyunca inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini ancak iki liderin de şu an için tekrar bir araya gelebilmek için ortak bir nedenler bulduklarını yazdı.

Trump ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkilerin, Suriye ve Rojava meselesi nedeniyle 10 ay öncesine kadar “en kötü durumda” olduğuna dikkat çekilen yazıda, Türkiye’nin Rojava sınrında operasyon düzenlerken Trump’ın Türkiye’yi “ekonomisini yok etmekle tehdit ettiği” hatırlatıldı.

“Çıkarlar bir araya gelmelerini sağladı”

Ancak bu gün, koronavirüs nedeniyle yaşanan durgunluk tehdidi ve rakiplerinin toparlanması nedeniyle her iki liderin de içeride “baskı altında” oldukları, yurt dışında pek dost bulamadıkları için “rahatlık ihtiyacı” hissettiği ifade edilen yazıda, Trump ve Erdoğan’ın bu hafta bir telefon görüşmesi sırasında şakalaştıklarına dikkat çekildi.

Erdoğan’ın pazartesi günü bir televizyon röportajında, "Dürüst olmak gerekirse, bu akşamki görüşmemizden sonra ABD ile Türkiye arasında yeni bir dönem başlayabilir" sözlerine yer verilen yazıda, “Son yıllarda iki tarafı birbirinden ayıran en büyük sorunlara rağmen Türkiye ve ABD'nin çıkarlarının iki liderin tekrar bir araya gelmesini sağladığı” belirtildi.

Yazıda, “Çıkarlar birbirinden uzaklaşsa bile, iki liderin birbirini sevmesi ve anlaması, güçlü bir siyaset sevgisini paylaşması, potansiyel olarak karşılıklı faydalı ticari anlaşmalarını beslemek için aile üyelerini bir araya getirmelerine yardımcı oluyor” ifadelerine yer verildi.

Son aylarda, Trump’ın Türkiye'nin Suriye ve Libya'daki müdahalelerinin önüne geçmediğine işaret edilen yazıda, Avrupa Dışişleri Konseyi'nde kıdemli üye Aslı Aydıntaşbaş’ın, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi satın alması nedeniyle ABD’nin yaptırım dayattığını ancak, Erdoğan-Trump ilişkisini kastederek, “Bu ilişki durumu kurtardı. Trump faktörü olmasaydı, gerçekten Türkiye-Rus ekseninde olurdu” şeklindeki sözleri hatırlatıldı.

“ABD Libya’da Türkiyenin askeri müdahalesine karşı değil”

“Libya, her iki liderin üzerinde anlaştığı en son yerdir” denilen yazıda, Erdoğan'ın Libya’daki dengeleri yeniden şekillendiren Türkiye’nin askeri müdahalesi hakkında Trump’ı ayrıntılı şekilde bilgilendirdiği belirtildi.

Libya meselesinde ABD’nin Türkiye’ye karşı durmadığına vurgu yapılan yazıda, “Örneğin ABD'nin Amerikan Marshall Fonu Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Washington'un operasyonlarında Türkiye'nin Amerikan silahı kullanımasına karşı durmadığını söyledi. Muhtemelen  Avrupa merkezli ABD Afrika Komutanlığı da, Rusya'nın Libya'da kısıtlandığını görmekten mutsuz değil” ifadelerine yer verildi.

Rojava ve YPG meselesi yüzünden gerilen ilişkiler

“Erdoğan için ABD ile olan ilişkilerinde dramatik bir geri dönüş var” ifadelerine yer verilen yazıda, geçen sonbaharda Türkiye’nin Rojava’da NATO müttefiği olan Amerikan birliklerine karşı savaşın eşiğine geldiğ ve Türkiye’nin oradaki “Kürt güçlerine” silah desteği için Washington'u günlük olarak baskı altında tuttuğu hatırlatıldı.

Yazıda ayrıca, “Türkiye uzun zamandır Suriye'deki IŞİD ile mücadelede ABD güçleriyle işbirliği yapan Kürt Halk Savunma Birliklerinin (YPG), Türkiye'de otuz yıldır isyan eden örgütle aynı olduğundan şikayetçi olmuştu. Pentagon'un Türkiye'nin güney sınırı boyunca Kürt güçlerini silahlandırması ve eğitmesi, sadece Türkiye için bir güvenlik tehdidi teşkil etmekle kalmadı, Washington ile büyük bir diplomatik anlaşmazlık haline geldi” ifadelerine yer verildi.

Sorunun, Trump'ın Amerikan birliklerini Suriye'nin kuzey sınırından çekip ülkenin güneyinde daha küçük bir alana yerleştirmesi ile az da olsa ortadan kalktığına işaret edilen yazıda, Trump'ın bu kararı nedeniyle, Kongre'de ve hatta ordusu içerisinde, uzun süredir devam eden “Kürt müttefiklerine ihanet” suçlamasına maruz  kaldığı anımsatıldı. Ayrıca bu ani geri çekilme nedeniyle, Türkiye'nin Rojava sınırında dar bir bölgede kontrolü ele geçirdiği ve Rusya’nın kalan sınır bölgelerine geçtiği belitrildi.

Yazdıda, “Erdoğan, son günlerde bu eleştirilerine devam etme de Amerika Kürt güçlerine verdiği destekten neredeyse hiç bahsetmiyor” denildi.

İki taraf arasındaki diğer bir çelişki meselesinin, Pensilvanya’da ikamet eden ve Türkiye’nin iadesini istediği Fetullah Gülenle ildili olduğu ifade edilen yazıda, ABD'nin “kanıt eksikliği” nedeniyle Gülen’in iadesini reddettiği kaydedildi.

İdlib ve S-400’ler

Yine, Rusya ve Suriye hükümet güçlerinin Aralık ve Ocak aylarında İdlib’de başlattığı operasyonların ardından Türkiye ile ABD arasındaki çıkarların yeni bir yakınlaşmayı sağladığı belitilen yazılda, “Bu hızlı ve acımasız taarruz, ümitsiz soğuk ve sefalet koşullarında yaşayan yaklaşık bir milyon insanın Türkiye sınırlarına göç etmesine yol açtı. ABD, Türkiye’nin ilerleyebilmesi için istihbarat ve keşif desteği verdi. Erdoğan o zamana kadar ateşkes konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan ilişkisine güveniyordu, ancak kış saldırısı o kadar yıkıcı bir boyuttaydı ki, Türkiye'yi sıkı bir muhalefete sürükledi. Türk askeri konvoyuna Şubat ayında düzenlenen ve 34 askerin ölümüne neden olan Rus saldırısı, dönüm noktasıydı” yorumuna yer verildi.

Yazıda, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen’in, “İdlib'deki Rus saldırganlığı Türkiye'yi ABD ile daha yakın bir işbirliğine iten ana sebeplerden biri olduğu. Bu bir dönüm noktasıydı” sözlerine yer verildi.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in de, Rusya-Suriye ilerlemesini karşı Türkiye’nin Suriye muhalefetine verdiği desteği övdüğüne ve, “Ateşkesi kuvvetle destekliyoruz; Türk askeri harekatını kuvvetle destekliyoruz” dediği hatırlatıldı.

Yazıda Aydıntaşbaş’ın, “Bu değişiklik Türkiye'nin Rusya'ya sırt çevireceği anlamına gelmiyor. Türkiye, ‘dengeleme siyaseti’ yürütüyor” sözlerine yer verildi ve ABD-Türkiye ilişkideki en büyük diken olan Rus S-400 hava savunma sistemi satın alması meselesinin henüz çözülmediği belirtildi.

 “Koronavirüs pandemisi nedeniyle ciddi bir ekonomik gerileme ile sarsılan Erdoğan, iyileşmek için biraz zaman kazanmak amacıyla tonunu yumuşattı” ifadelerine yer verilen yazıda, “Füze sistemini planlandığı gibi Nisan ayında etkinleştirmedi. Birçok analist ABD'nin yaptırımlarını önlemek ve hatta Federal Rezerv ile bir takas anlaşması müzakere etmek için ertelendiğini ileri sürüyor. Bu takas başarılı olmasa bile, Washington'la ilişkilerin hafifletilmesi en azından genel yatırım ortamının iyileştirilmesine yardımcı olabilir” değerlendirmesine yer verildi.

Yazdıda ayrıca Erdoğan’ın, olası bir yakın seçimde destek toplamak için S-400'leri kullanabileceği, en azından 2,5 milyar doları sadece sistemi kullanmadan tutmak için harcadığını göstermek isteyebileceği belirtildi.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli