Erbil (Rûdaw) – Almanya, son yılların en köklü politika değişimlerinden birine imza atarak göç ve sığınmacılık kurallarını sıkılaştırma kararı aldı.
Rûdaw muhabiri Ala Şali’ye konuşan iktidar ortağı Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Milletvekili Steven Bilger, hükümetin yeni göç stratejisinin temel hedeflerini açıkladı.
Bilger, yasa dışı göçün ülkede bir “kriz” yarattığını vurgulayarak, “Aşırılık yanlısı ve kötü niyetli kişilerin artık ülkeye kabul edilmesine izin verilmeyecek” dedi.
Yeni stratejinin en dikkat çekici adımlarından biri, geçici koruma statüsündeki sığınmacılar için aile birleşimi hakkının iki yıl süreyle askıya alınması oldu. Ayrıca belirli koşullar altında Suriye ve Afganistan’a geri gönderme uygulamasının yeniden başlatılması planlanıyor.
Bilger, “Büyük sorunlarımız var ve yeni bir göç politikasına ihtiyacımız var. Önceliğimiz sınırları korumak ve yasa dışı yollarla ülkeye girişleri engellemek,” diyerek sertleşen tutumu özetledi.
Aile birleşiminin askıya alınmasının özellikle Suriyeli sığınmacıları doğrudan etkilemesi bekleniyor. Bilger, “Suriye’de her şey mükemmel değil ama savaş sona erdi ve birçok kişi geri dönüyor. Aile birleşimini Almanya’da değil, kendi ülkelerinde gerçekleştirmeliler” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Almanya, göç politikasında sertleşmeye giderken stratejik ortaklıklarına bağlı kalacağının da altını çizdi.
Peşmerge güçlerinin Almanya için “önemli ortak” olduğunu belirten Bilger, “Aşırılık yanlısı İslami gruplara karşı Peşmerge çok zorlu bir mücadele veriyor. Bu nedenle desteğimizi sürdüreceğiz. Yeni federal hükümet de bu desteği devam ettirecektir” dedi.
Almanya, daha önce IŞİD’e karşı yürütülen mücadelede de Peşmerge güçlerine askeri ve lojistik destek sağlamıştı.
Rûdaw: Siz 65 gündür iktidardasınız. Şimdiye kadar göç politikasında neleri hayata geçirdiniz?
Steven Bilger: Odak noktamız sınırları korumak ve sınırlardan yasa dışı yollarla Almanya'ya girmeye çalışanları reddetmektir. Avrupa düzeyinde de daha iyi bir göç politikası için çalışıyoruz. Hedefimiz, şimdiye kadar Almanya'nın engellediği ortak bir göç politikasına sahip olmaktır. Avrupa'daki her ülke göç politikasını değiştirdi, çünkü geçmiş yıllardaki işleyiş biçiminin artık bir faydası kalmadı. Ayrıca, kaçakçılara verecek parası olanların buraya gelmesi de adil değil. Biz, zor durumda olan ve gerçekten yardımımıza ihtiyacı olan kişilere odaklanmak istiyoruz. Evet, Avrupa ile çalışıp çözümler bulmak istiyoruz. Avrupa'da hizmet etmek de çok önemli, ancak asıl mesele, ülkemize karşı kötü niyetleri olan, aşırılık yanlısı, bize karşı olan ve devletimize karşı çalışan kişilere yönelik sert tedbirler belirlemektir. Bu tür insanlara karşı net bir çizgimiz var.
Rûdaw: Yani tedbirler arasında sınır dışı bulunuyor?
Steven Bilger: Geri gönderme tedbirlerden biridir; Afganistan'a, Suriye'ye. Başkalarına büyük acılar yaşatmış ve devletimize karşı çalışan kişilerin burada kalmasını ve kendi ülkelerine geri gönderilmemesini kabul etmiyoruz. Evet, geri gönderme bu tedbirlerden biri olarak görünüyor.
Rûdaw: Geçici oturum izni olanlar için aile birleşimini iki yıllığına durdurdunuz. Siz yasa dışı göçe karşı olduğunuzu söylüyorsunuz, ancak aile birleşimi yasal bir süreçti. Bu süreci neden iki yıllığına durdurdunuz?
Steven Bilger: Almanya olarak artık kapasitemiz kalmadı. Eğer sığınma başvurularının ve sığınmacı artışının sayısını yarıya indirebilirsek, yine de bize yıllık olarak gelenlerin sayısı Almanya'daki büyük bir şehrin nüfusu kadar olacaktır. Artık buna kapasitemiz yok. Mesele entegrasyon, dil kursları ve bu kişilerin iş piyasasına yerleştirilmesidir. Sayıyı azaltmalıyız; bunun için de birkaç tedbir var, bunlardan biri de geçici oturum hakkı olanlar için aile birleşimini durdurmaktır. Bunların yüzde 90'ı, örneğin, Suriyelidir. Suriye'de her şeyin yolunda olmadığı doğru, ancak savaş bitti ve birçok insan Suriye'ye geri dönüyor. Bu yüzden, birçoğu geri dönmezken aile üyelerini de buraya getirmeleri akıllıca değil. Eğer bir aile üyesi Almanya'daysa, bu tüm ailenin Almanya'ya gelmesini zorunlu kılmaz. O zaman, aile birleşimi kendi ülkelerinde de gerçekleştirilebilir. Bu yüzden bu, bizim için önemli tedbirlerden biridir.
Rûdaw: Bildiğiniz gibi, Alman ordusu Peşmerge'ye ve Irak ordusuna da eğitim veriyor. Yeni Alman hükümeti için Peşmerge'yi desteklemeye ve eğitmeye devam etmek ne kadar önemli?
Steven Bilger: Bu bizim için önemli; onlar bizim için önemli ortaklardır. Özellikle aşırılık yanlısı İslami güçlere karşı çok zorlu bir savaş verildiğini biliyoruz, bu yüzden onları desteklemeye devam etmeliyiz. İyi bir işbirliğimizin olması bizi mutlu ediyor. Yeni federal hükümet, onları desteklemeye devam edecektir.
Rûdaw: Savunma için 150 milyar avrodan fazla bir bütçe ayırdınız. Almanya'nın savunmasını neden bu kadar güçlendirmek istiyorsunuz?
Steven Bilger: Biz NATO'da, savunma için daha fazla çalışma konusunda bu şekilde anlaştık; gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 5'i. Almanya'nın da daha fazlasını yapması gerekiyor. Almanya'da, Alman ordusuna dış operasyonlar için ya da ülke içindeki krizlerde belki de ihtiyaç duyulmayacağının anlaşıldığı bir dönemde bir "barış payı"mız vardı. Alman ordusundaki asker sayısını azaltabildik ve bu kadar çok teçhizata sahip olmamız da gerekmiyordu. "Barış payı" sayesinde daha az para harcayabildik. Şimdi ise o mutlu dönemin ardından yeniden Soğuk Savaş dönemine dönüyoruz ve kendi savunmamız için daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Bu büyük para da NATO içinde daha güçlü olmamız içindir.
Rûdaw: Almanya, NATO içinde güçlü olmak istiyor. Siyah-Kırmızı hükümet, yani CDU/CSU ve SPD, Almanya ekonomisini de canlandırmak istiyor. Ancak borcun çok büyük olduğu söyleniyor. Ekonomi için büyük borçlar altına girmek önemli mi?
Steven Bilger: Gerçekten de bu çok büyük bir borç. Ben şahsen bunu zor görüyorum, meclis grubumuz da aynı şekilde görüyor, ancak bu konuda anlaştık. Şimdi önemli olan, bu borçları akıllıca kullanmaktır. Hristiyan Demokratların ve Hristiyan Sosyallerin sağlam bir bütçe politikası olan politikasına geri dönmeliyiz; yani "siyah sıfır" (hiç yeni borç yapmama) politikasına. Yıllarca hiç borç yapmadık ama yine de gerektiği kadar para harcadık. Eğer ekonomimiz yeniden güçlenir ve üç yıldır içinde bulunduğumuz ekonomik krizden çıkarsa, o zaman hükümetin vergi gelirleri artacaktır. Daha az para harcamalı ve göç politikası ile sosyal yardımlar gibi büyük harcamaları kontrol altına almalıyız. O zaman bütçemizi borçlanmadan yeniden düzenleyebiliriz. Hedefimiz budur.
Rûdaw: Size son sorum şu: Almanya, Ortadoğu'daki krizlerin çözümünde bir rol oynayacak mı?
Steven Bilger: Biz sorumluluğumuzun farkındayız. İsrail'e karşı tarihi sorumluluğumuz nedeniyle özel bir rolümüz var. Bu durum, bölgedeki dış politikayı bazen kolaylaştırmıyor, ancak herkes Almanya'nın özel bir sorumluluğu olduğunu biliyor. Dışişleri Bakanı aracılığıyla sürekli olarak sürece dahil oluyoruz. Ortadoğu'da çok sayıda sıkıntı var, ancak orada bazı olumlu gelişmeler de yaşanıyor ve biz bunları desteklemek istiyoruz.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın