New York’ta dijital kısıtlama sonuç verdi: Okullarda 'gerçek' sosyal hayat geri döndü!
Erbil (Rûdaw) - Teknolojinin merkezi ABD’de, gençlerin ekran bağımlılığına karşı atılan radikal adım meyvelerini vermeye başladı. Eylül ayında New York’taki devlet okullarında yürürlüğe giren cep telefonu yasağı, öğrencilerin sadece akademik başarılarını değil, sosyal yaşantılarını da kökten değiştirdi.
Ekran gitti, domino ve voleybol geldi
New York Magazine’in saha araştırmasına göre, okul koridorları ve yemekhaneler artık sessizce telefonuna bakan gençler yerine, oyun oynayan ve şakalaşan öğrencilerin sesleriyle yankılanıyor.
Stuyvesant Lisesi gibi prestijli okullarda öğrenciler, öğle aralarında domino ve kart oyunlarına geri dönerken; spor sahalarında voleybol ve basketbol maçları her zamankinden daha kalabalık geçiyor.
"Birbirimizi tanımaya başladık"
Yasağın en büyük etkisi, "dijital yalnızlık" çeken gençler arasındaki bağların güçlenmesi oldu. Aiden adlı bir lise öğrencisi, yasağın sosyal etkisini şu sözlerle anlatıyor:
"Şu an her gün birlikte vakit geçirdiğim ve oyun oynadığım arkadaşlarımın yarısını, telefon serbestken tanımıyordum bile. Hepimiz kendi ekranlarımıza hapsolmuştuk."
Bildirim kirliliği bitti, odaklanma geldi
Sadece sosyal değil, akademik yönden de olumlu geri dönüşler alınıyor. Öğrenciler, başlangıçta yasaktan şikayetçi olsalar da, telefonun yokluğunda "ders çalışmanın daha kolay" olduğunu itiraf ediyor.
Bildirimlerin dikkat dağıtıcı etkisinden kurtulan gençler, kağıttan çalışmanın ve öğretmeni kesintisiz dinlemenin notlarına olumlu yansıdığını belirtiyor.
Uzmanlar uyarıyor: Telefon sadece bir eğlence aracı değil
Yasağın arkasında güçlü bilimsel gerekçeler de yatıyor. Uzmanlar, 12 yaş altındaki telefon kullanımının obezite, uykusuzluk ve depresyonu tetiklediğini; sürekli ekrana maruz kalmanın ise gençlerde dikkat eksikliği ve hiperaktiviteyi (ADHD) artırdığını vurguluyor.
New York’taki bu "telefon detoksu" deneyi, modern dünyada çocukların teknoloji olmadan da hem eğlenebileceğini hem de daha başarılı olabileceğini kanıtlayan bir örnek olarak dünya genelindeki diğer eğitim otoriteleri tarafından yakından takip ediliyor.