London (Rûdaw) – 1998’de İtalya’nın başkenti Roma’da Öcalan ile görüştüğünü belirten Prof. Abbas Vali, “Görüşmemizin temel nedeni de tam olarak bu idi; Türkiye’de olası bir barış süreci. Toplamda 5 saat süren o görüşmemizde Öcalan çok net bir şekilde ‘Bak silahlı mücadele bitiş evresine girdi. Ne Türk devleti ne de Kürt halkı başaramayacak. Bu savaşın bir kazananı olmayacak. Bu yüzden mevcut kördüğümden kurtulmak için başka bir yol bulmamız lazım’ demişti” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Abbas Vali, İngiltere Parlamentosu’nda Centre for Kurdish Progress tarafından düzenlenen “Barış Yolu: Türkiye, Kürtler ve Ortadoğu’da Bölgesel İstikrar” başlıklı ilk oturumda Türkiye’de şubat ayında başlayan ve devam eden çözüm süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Vali yaptığı açıklamada “Türkiye’deki çözüm sürecinin çok uzun bir tarihi vardır. Sayın Öcalan ile Aralık 1998’de Roma’da görüşme imkânım oldu. Görüşmemizin temel nedeni de tam olarak bu idi; Türkiye’de olası bir barış süreci. Toplamda 5 saat süren o görüşmemizde Öcalan çok net bir şekilde ‘Bak silahlı mücadele bitiş evresine girdi. Ne Türk devleti ne de Kürt halkı başaramayacak. Bu savaşın bir kazananı olmayacak. Bu yüzden mevcut kördüğümden kurtulmak için başka bir yol bulmamız lazım’ demişti. Bu açıklamayı tam 27 yıl önce Roma’da yaptı” ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın PKK’nin feshi için yaptığı açıklamada vermek istediği mesajın “Bölgede meydana gelen jeopolitik değişim ve dönüşümler nedeniyle 1984’te başlatılan silahlı mücadele koşulları bugün itibariyle yürürlüğe konulması gerçekliğini yitirmiştir” olduğunu belirten Vali, Öcalan’ın bu görüşüne tam olarak katıldığını söyledi.
Öcalan’ın mektubundan sonra Türkiye’de iki cephenin meydana geldiğini aktaran Vali, “Bir tarafta Türk devletinin terörsüz Türkiye argümanı, diğer tarafta ise Kürtlerin pozisyonu yani Demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti bağlamında, Türkiye’deki Kürt sorunu için demokratik çözüm argümanı yer alıyor. Bu iki argüman veya alınan pozisyonlar farklıdır. Gerçekleşmeleri için de farklı koşulları mevcuttur” dedi.
“Kürtler ile devlet argümanları birbirinden çok uzakta”
Kürtler için şu anda iki farklı durumun söz konusu olduğunu dile getiren Vali, “Silahlı mücadeleye bir son vermeyi kabul etmek ile silahları bırakmak Kürtler için tamamen farklı iki şeydir. Silahları bırakmak demek demokratik müzakereler neticesinde elde edilen sonuç demektir. Müzakereler başarıya ulaşırsa silahlara elveda edilip bırakılacaktır. Ancak bu Türk devleti için farklı bir rövanş demektir. Türk devleti için silahları bırakmak müzakere etmenin önkoşuludur. Bu iki yaklaşım veya taraf birbirinden çok uzakta” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu süreç önceki çözüm sürecine nazaran demokratik tartışmalara kapalı”
İki süreci karşılaştıran Vali, “Türkiye’de geçen şubat ayında başlatılan süreç ile 2013’te meydana gelen barış süreci arasında da fark var. 2013’te çok açık bir demokratik süreç idi. Süreç tartışılıyordu, seminerler, görüşmeler düzenleniyordu. Öğrenciler, siyasetçiler ve toplumun tüm kesiminden katılım söz konusu idi. Ancak şimdi öyle değil. Büyük bir sessizlik var. Süreç içerisinde demokratik bir tartışma söz konusu değil. Bu hususta sadece Türk devletini suçlamıyorum ancak aynı zamanda Kürt Hareketini de. Kürt Hareketi şu ana kadar demokratik sürecin açılması için büyük bir çaba sarf etmiş değil. Bunun sonucunda, sessizlik şu anda otoriter siyasete yardım ediyor. Bu yüzden Kürt sorunu hususunda Türkiye’de meseleyi demokratik bir tartışmaya açmak önemlidir. Üzülerek söyleyeceğim ancak bu bir partinin lideri ve bir örgütün ideolojisinden daha hayati öneme haizdir” diye konuştu.

Haber: İdris Okuduci-Rûdaw
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın