Berlin Tempelhof Havalimanı’nda bin 300 mülteci zor koşullarda yaşıyor
Erbil (Rûdaw) – Nazi döneminde kullanılan Berlin Tempelhof Havalimanı’nda bugün yaklaşık bin 300 mülteci zorlu koşullar altında yaşıyor ve kendi kaderlerini belirleyecek kararların açıklanmasını bekliyor.
Türkiyeli bir Kürt olan Faruk Polat, yaklaşık üç yıldır Berlin’in eski havalimanında kalıyor. Faruk’un durumu hiç iyi değil ve dosyasının çözülmesini bekliyor.
“Başka bir şansım olacağına inanmıyorum”
Kürt mülteci Faruk Polat şöyle konuştu:
“Ben Almanya’da başka bir fırsatımın olacağına inanmıyorum. Kolay değil, insanın kısa sürede bir ev bulması özellikle Berlin’de çok zor. Pek çok kişi Berlin’e geliyor çünkü burada yaşamak istiyorlar ve bu da durumu daha da zorlaştırıyor.”
Tempelhof Havalimanı’ndaki mülteci merkezinde, her biri 12 metrekarelik küçük odalarda dört mülteci birlikte kalıyor.
Bazı mülteciler oturum hakkı elde etmiş olsa da, yaşanan konut krizi nedeniyle barınacak yer bulamıyorlar ve çoğu zaman aylarca, hatta yıllarca bu merkezlerde kalmak zorunda kalıyorlar.
“Bu insanı çaresiz bırakıyor, hoş bir durum değil”
Afganistanlı mülteci Yaruddîn Razayee de merkezdeki koşulları şöyle anlattı:
“Burada çok kavga gördüm. Gündüz ve gece burası çok kalabalık.
İnsanların sesi her zaman yüksek, hatta uyurken bile. Gerçekten bu insanı çaresiz bırakıyor ve hoş bir durum değil.”
Şu an Almanya’da 25 milyon kişinin göçmen geçmişi var.
Bu, onların kendilerinin ya da anne-babalarının Almanya dışında doğduğu anlamına geliyor. Oran, Almanya’daki nüfusun yaklaşık yüzde 30’una denk geliyor.
“Artık insani bir durum değil”
Mülteci Merkezi Müdürü Ziegler ise yaşam koşullarını şöyle özetledi:
“Her kişi için yalnızca üç metrekarelik bir alan var. Bunun içinde sadece en gerekli eşyaların sığdığı bir dolap, dört kişi için bir masa ve iki sandalye bulunuyor.
Şüphesiz, iki buçuk yıl sonra bu artık insani bir durum olmaktan çıkıyor.”
Almanya hükümetinin verilerine göre bu yıl yaklaşık 73 bin kişi iltica başvurusunda bulundu.
Suriyeli ve Rojava Kürdistanlı mülteciler birinci sırada yer alırken, Iraklı ve Güney Kürdistanlı mülteciler ise üçüncü sırada bulunuyor.