Haber Merkezi - Siirt Başur Höyük’teki 5.000 yıllık bir Tunç Çağı mezarında kurban edilen ergenlerin çoğunun akraba olmayan genç kızlar olduğu ortaya çıktı.
Arkeologlar, birbirleriyle akraba olmayan ergenlerin gösterişli bir Tunç Çağı mezarına neden gömüldüğünden emin değil, ancak yaşlarının bu ritüelin anlamı hakkında ipucu verebileceğini düşünüyor.
Yaklaşık 5.000 yıl önce, Mezopotamya’daki Tunç Çağı insanları gösterişli taş mezarlar inşa etti; bu mezarlar etkileyici mezar eşyaları ve insan kurbanlarıyla doluydu. Araştırmacılar, bu ritüelin anlamından emin değil. Ancak yeni bir iskelet çalışması önemli bir ipucu ortaya koyuyor: kurban edilen kişilerin yaşı ve biyolojik cinsiyeti.
“Bu bireylerin çoğunun ergen olması etkileyici ve şaşırtıcı” diyor University College London’dan arkeoloji profesörü David Wengrow. “Bu durum, bilim insanlarının ve tarihçilerin ergenliği insan yaşam döngüsünde kritik bir evre olarak ne kadar az düşündüğünü gösteriyor.”
Ancak yeni çalışmada, farklı bir iskelet grubuna antik DNA analizi yapıldı ve mezarla ilgili daha incelikli bir yorum sunuldu. Araştırma, toplumda ergenliğin önemli bir yaşam evresi olarak ele alındığı fikrine odaklandı.
Başur Höyük’teki dokuz iskeletin antik DNA analizi, bu kişilerin biyolojik olarak birbiriyle akraba olmadığını gösterdi. Ayrıca test edilen bireylerin çoğunun kadın olduğu da ortaya çıktı.
“Yani burada, biyolojik olarak akraba olmayan gruplardan gelen veya gönüllü olarak bir araya gelen ergenlerle, son derece uç bir ritüeli gerçekleştiren bireylerle karşı karşıyayız” diyor Wengrow. Ancak bu ritüelin anlamı hâlâ belirsizliğini koruyor.
Daha önce, araştırmacılar ana definlerin genç soylulara ait olduğunu ve etraflarındaki kurbanların da onların hizmetkârları olduğunu düşünmüştü. Ancak bu yorum, erken Tunç Çağı toplumlarının kralın en üstte yer aldığı büyük ölçekli devletlere evrildiği varsayımına dayanıyordu.
Oysa şimdi, Tunç Çağı’na ait siyasal yapıların daha esnek olabileceğine dair daha fazla arkeolojik kanıt var. Mezopotamya toplumları, düzenli olarak kral odaklı hiyerarşik yönetim ile daha eşitlikçi, kararların kolektif olarak alındığı sosyal yapılar arasında geçiş yapıyor olabilir.
“İnsanların neredeyse her zaman tek bir toplumsal yapı biçiminde yaşadığı düşüncesi büyük ihtimalle yanlış” diyor Wengrow. Eğer Başur Höyük böyle daha esnek bir toplumsa, ‘kraliyet’ gömütü, daha çok karmaşık ve muhtemelen yaşa dayalı bir cenaze geleneği olarak açıklanabilir.
“Muhtemelen mezarlıkta gördüğümüz şey, daha büyük bir grubun bir alt kümesi; bu grubun diğer üyeleri ritüelden sağ kurtuldu ve yetişkinliğe ulaştı” diyor Wengrow. Çalışmaya göre, bu daha büyük grup bir “yaş grubu” olarak tanımlanabilir.
Genel olarak eşitlikçi toplumlarda liderlik mirasla değil, kazanımla elde edilir. Ancak yaş grupları ve cinsiyet de bu süreçte etkili olabilir. Örneğin, yaşlılar bilgeliği ve deneyimiyle, gençler ise avcılıktaki becerileriyle değer görebilir. Türkiye’deki Tunç Çağı gömütlerinde bu ergen yaş grubu, eski bir kültün ilk üyeleri ya da gruplar arası rekabetin ya da şiddetin kurbanları olabilir.
Araştırmacılar, eski toplumlarda ergenliğe odaklanan çalışmaların az olduğuna dikkat çekerek, Başur Höyük’teki definlerin erken Tunç Çağı devletlerinde yaş gruplarının araştırılmasının önemine işaret ettiğini belirtiyor. “Toplumun otomatik olarak krallar ve soylular tarafından yönetildiği varsayımı sorgulanmalı.”
Wengrow, şu anda Başur Höyük’te gömülü kişilerin kökenlerini belirlemek amacıyla izotop analizi gibi yeni iskelet çalışmaları yürüttüklerini söylüyor.
“Şu an için söyleyebileceğimiz şey, mezarlardaki birçok gencin, mezarlığın bulunduğu bölgeye ait olmadığı” diyor.
Başur Höyük
Başur Höyük, Siirt il merkezinin 20 km. kuzeybatısında, Botan Vadisi'ndeki Aktaş Köyü'nde yer alan bir höyüktür. Faaliyete geçmesinden sonra Ilısu Barajı Gölü sahasında kalması beklenmektedir. Tepe, yaklaşık olarak 250 x 150 metre boyutlarındadır. Kültürel dolgunun 15 metre kadar olduğu söylenmektedir. Höyük, Bitlis Vadisi'nden gelip Botan Nehri'ne dökülen Başur Çayı kenarındadır.
Höyük Amerikalı arkeolog Robert J. Braidwood ile Halet Çambel'in Siirt yüzey araştırmaları sırasında 1963 yılında saptanmıştır. Daha sonra 2007 yılında Ege Üniversitesi'nden Haluk Sağlamtimur höyükte beş yıl süren bir kazı çalışması yapmıştır.
Kazılarda üç ana tabaka saptanmıştır. Bu tabakalar Orta Çağ (MS 7. – 14. yüzyıllar), MÖ 2. binyıl (Orta Tunç Çağı, MÖ 4. binyıl (Geç Uruk Dönemi) olarak verilmektedir.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın