Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekmen: Seçimleri kaybetmemiz yanlış olduğumuz anlamına gelmez

03-12-2023
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen Foto: Rûdaw
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen Foto: Rûdaw
Etiketler DEVA Partisi Ali Babacan Belediye başkanı Aday Yerel seçim Mehmet Emin Ekmen Altılı Masa Pervin Chakar
A+ A-

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasında imzalanan protokoldeki maddelerin Altılı Masa’nın sunduğu protokol ve tekliflerden pek farklı olmadığını söyledi.

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Rûdaw TV'nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

 Ekmen, Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde imzalanan protokolün  Altılı Masa ile değil CHP ile Zafer Partisi arasında bir soruna dönüşeceğini belirterek, "Biz kazansaydık velev ki bütün bu yanlışlar olsaydı Türkçede bir ifade var taç giyen baş akıllanır’" diyerek 'iyi ki kazanmamışız' şeklindeki yorumları doğru bulmadığını söyledi. 

Deva Partisi Mersin Milletvekili Ekmen, Altılı Masa’nın 80 maddelik anayasa teklifiyle, 2 bin 3 bin maddelik politikalar teklifindeki maddeler ile Kılıçdaroğlu ve Özdağ arasında imzalanan protokolde çok az bir fark olduğuna dikkat çekti.

HEDEP’in kendi adına yerel seçimlere girmesine ilişkin ise Ekmen, taban baskısından kaynaklandığına dikkat çekerek “Benim şu anda gözlemim, HEDEP'in Türkiye'nin her ilinde kendi adayını çıkartma politikası da taban baskısından doğan bir talebe dayanıyor” yorumunda bulundu.

HEDEP ile AK Parti arasındaki görüşmelerin doğal olduğunu dile getiren Ekmen, “HEDEP'in AK Parti ile görüşmesi değil, görüşmemesi yanlış olur” dedi.

Deva Partisi olarak yerel seçimlere kendi partileriyle gireceklerini, ancak yerelde başka partiler ile ittifak teklifine de açık olduklarının altını çizdi.

Kürt sorunun çözümüne ilişkin programlarında “temel hak ve özgürlükler, Kürt meselesi bağlamında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, ana dil hakkının eğitim de dahil bütün alanlarda güçlendirilmesi, anayasal vatandaşlık tanımı” gibi hususların yer aldığını belirtti.

Ekmen, “Deva Partisi çatışma çözümü yöntemlerini bir ülkedeki terörün, silahlı şiddetin sonlandırılmasında önemli bir araç olarak görür. Bu açıdan başka bir siyasi partide olmayan bir berrak duruşa sahibiz” ifadelerini kullandı.

Kürt soprano Pervin Chakar’a yönelin linç kampanyasına ilişkin gelen soruya ise Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekmen, “Pervin Chakar hak etmediği bir politik polemiğin tarafı yapıldı. Hem Pervin hanım adına üzücü ve haksız bir saldırı buluyorum” dedi.

Ekmen, AK Parti hükümetinin Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerini ise “tutarsız” bulduğunu belirterek, referandum sürecinde Türkiye Cumhuriyetinin sert bir söylemle taraf olmasını doğru bulmadığını kaydetti.

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen Batman'da parti binalarında Rûdaw TV'den Abdulselam Akıncı'nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Röportajın tamamı şöyle:

Rûdaw:  Mehmet Bey iyi günler

Mehmet Emin Ekmen: Merhaba hoş geldiniz

Rûdaw: Parlamento’da durum nasıl? Bir parlamenter olarak Parlamentodaki çalışmalarınız nasıl gidiyor?

Mehmet Emin Ekmen: Parlamenterler de tıpkı halk gibi aynı durumu yaşıyor, Türkiye'nin durumu nasıl ise parlamentoda durum aynı

Rûdaw: Halk geçinememekten bahsediyor? Sizde de durum öyle mi?

Mehmet Emin Ekmen: Parlamenterler halkın sorunlarını, halkın yaşadığı yoğunlukta ve şiddette his edemezse, o zaman o görevi hakkıyla yapamaz. Dolayısıyla ekonomi olsun, özgürlükler olsun, sosyolojik sorunlar olsun vatandaşın gündemi neyse parlamentonun, siyasetin de gündemi o olmak zorundadır. Bugünkü Türkiye'nin içerisinde bulunduğu ekonomik dar boğaz, zaten yoksulluğu kat be kat arttırmış, derinleştirmiş durumdadır. Sabit gelirli olanlar dahi geçinemez durumdadır. Enflasyonun en az  bir yıl daha artmaya da devam edeceği gözükmektedir. Maalesef dünyada emsali olmayacak bir şekilde faiz indirimi ile ortaya çıkan ekonomik tahribatın izahalesi, giderilmesi muhtemelen birkaç yıl sürecektir.

 "Bir milletvekilli 'ben geçinemiyorum' derse millete saygısızlık olur"

Rûdaw: Biraz şaka yoluyla söyledim ama gerçekten bazı parlamenterler mevcut maaşları ile geçinemediklerini söylüyorlar.

Mehmet Emin Ekmen: Oraya girmeyelim. Niye girmeyelim? Siyaset, Türkiye'de pahalı bir iş. Bugün bir milletvekilinin bir seçim bölgesine ziyareti en az 8-10 bin liraya mal olmaktadır. Yani uçak bileti, konaklama, transfer, seyahat esnasında ekibi ve arkadaşları ile birlikte giderleri vesaire. Ama milletvekillerinin aldığı maaş, ortalamanın daha üstünde olduğu için bir milletvekilinin “ben geçinemiyorum” demesi hep yanlış anlaşılır. Doğru da olmaz. Bunu kullanan milletvekili de yanlış kullanıyordur. Doğru olan şudur; Türkiye gibi birincil ilişkilerin güçlü olduğu toplumlarda siyaset pahalıdır. Yani siz sosyal medyadan bir mesaj atarak, bir TV programına çıkarak siyaset yapamazsınız. Siz sahada olmak zorundasınız. Sahada olmak demek, uçak bileti demek, araç kiralamak ya da yakıt ücreti demek, birlikte gezdiğiniz ekiplerle harcama yapmak demek. Düğüne gidiyorsanız takı, ihtiyaç sahibine gidiyorsanız dayanışma demek. Bunlar da milletvekili maaşı ile olacak işler değil. Bu böyle ama bir milletvekilli “ben geçinemiyorum” derse millete saygısızlık olur.

"Seçimi kaybetmemiz, Altılı Masa fikrinin, HEDEP'in masaya destek oluşu fikrini yanlışlamaz"

Rûdaw: Türkiye çok zorlu bir seçim süreci geçirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Bir ittifak seçimi oldu. Partiniz CHP'nin listesinden seçime girdi ve 15 milletvekili kazandı. Seçim sonrası büyük tartışmalar yaşandı. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi Başkanı ile yaptığı protokol bayağı bir gündem oldu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Deva Partisi olarak bu konudaki görüşünüz nedir?

Mehmet Emin Ekmen: İçinde çok konu barındıran bir soru oldu. Ben üç başlıkta altında cevap vereyim. Birincisi, biz Deva Partisi olarak, Türkiye'de son 10 yılda toplumsal bölünme, ayrışma bu kadar yükselirken, çok farklı siyasal geleneklerin bir arada bulunmasın önemsedik. Bu fikir doğruydu. Seçimi kaybetmemiz, Altılı Masa fikrinin, HEDEP'in adayı çıkartmayarak bu masaya destek oluşu fikrini yanlışlamaz. Bu fikir doğru bir fikir. Ama süreçte yanlışlar oldu, derdimizi anlatamadık. Karşı taraf çok orantısız bir güç uyguladı. Sahte videolar yayınladı. Bunlar ayrı tartışma konusu. Dolayısıyla bugün de olsa bir masanın etrafında farklılıkların bir arada bulunuşunu savunmamız gerekir. Bir fikrin seçimde mağlubiyet yaşaması o fikrin yanlış olduğu anlamına gelmez.

"6 ay sonra seçime gideriz"

İkinci olarak, bu seçimi kazansaydık daha mı kötü olurduk. Kesinlikle olmazdı. “İyi ki kaybetmişiz” diyen arkadaşlar var ya, ben diyorum ki biz kazansaydık velev ki bütün bu yanlışlar olsaydı ki, Türkçede bir ifade var ‘taç giyen baş akıllanır’. Kazanmış bir kadro aynı hataları yapmazdı. Ama Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin devletin askeriyle, polisiyle, istihbaratıyla, parasıyla ve medyasıyla kurduğu bu büyük hegenomik güç, iktidar ile siyaset arasındaki güce bir boşluk girseydi. Bir 3 ay, 5 ay, 6 ay. Siyaset daha bir dengelenirdi. Diyelim ki biz kazandık hakikaten Ümit Özdağ sorunu oldu, İYİ Parti sorunu oldu. CHP'de bir şey oldu. Olabilir 6 ay sonra seçime gideriz. Ama o zaman bahsettiğim sivil, askeri bürokrasi, emniyet gücünü istihbarat gücünü, medya gücünü, ticaret gücünü, para gücünü kullanma imkanı azalacağı için AK Parti'nin, Türkiye'de siyaset yeniden dengelenirdi.

Üçüncüsü ve son olarak, Ümit Özdağ ile yapılan protokol tabii ki kabul edilemez.

Rûdaw: Deva Partisi olarak haberiniz var mıydı bu protokolden?

Mehmet Emin Ekmen: Biz Ümit Özdağ ile Sinan Oğan'la yapılacak görüşme konusunda bilgilendirildik. Yetki verdik. Kemal Bey'in görüşmelerinin önünü açtık. Kemal Bey de görüştüklerini ve mutabakata vardığını bize bildirdi. Ancak bir mutabakat metninin içeriği, iki 3 bakanlık mevzusu kesinlikle kamuoyuna sızmadan önce bize bilgi olarak gelmemiştir. Biz kamuoyundaki tartışmalar ile bunu takip ettik.

Rûdaw: Normal mi sizin bilmeniz?

Mehmet Emin Ekmen: Değil tabii.

"Kemal Bey'in son 10 yılda yapmaya çalıştığı doğruydu"

Rûdaw: İtirazınızı ve rahatsızlığınızı daha sonra ilettiniz mi?

Mehmet Emin Ekmen: Şu anda Kemal Bey'in kendi kongresinde de Altılı Masa ve helalleşme politikaları eleştiri konusu olduğu için, bir de biz üzerine 'bir vurun abalıya' durumuna düşmek istemiyoruz. Yani Kemal Bey'in son 10 yılda yapmaya çalıştığı doğruydu. Ümit Özdağ yanlış. Genel başkanlık, kongre süreci yanlış, olabilir. Ama 10 yıllık sürecini bir anda bir eleştiri merkezi haline getiren, parti içi ve parti dışı CHP seçmeninin eleştirilerinin bir parçası olmak istemiyoruz

Özdağ-Kılıçdaroğlu ile Altılı Masa'nın protokolü arasındaki fark...

 Rûdaw: Eğer seçimi Millet İttifakı kazansaydı CHP ile Zafer Partisi'nin protokolü geçerli olacaktı. Buna İtiraz edecek miydiniz?

Mehmet Emin Ekmen: Şimdi o protokolde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yazıyor. İttifakın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yazmıyor. O protokol, Ümit Özdağ ile Kemal Bey arasında bir probleme dönerdi. Altılı Masanın altına imza attığı 80 maddelik anayasa teklifiyle, 2 bin 300 maddelik politikalar teklifi geçerli olurdu. O protokol bu bahsi geçenlere helal getiremezdi. Yalnız şunu da söyleyeyim Ümit Bey yayınlayınca okudum. Daha önce hep haberlerde çıkıyordu. İki tane konu var. Birincisi bu vatandaşlık meselesi. Zaten Altılı Masanın da protokolünde vatandaşlık yok, bunu kabul edelim. ikincisi kayyım meselesi.

"Batman ve Diyarbakır belediye başkanlarının görevden alınmalarını gerektirecek bir delil yok"

Kayyım meselesinde Altılı Masanın da önerisi; eğer kayyım gerekiyorsa yargı karar versin. O protokolde de yargı diyor. Yalnız bir fark var. Altılı Masanın mutabakatında “yargı karar verdiğinde Meclis seçsin” diyor. O protokolde o kısım bulunmuyor. “Vali ve kaymakamlar devam etsin” diyor. Eğer birinci aşamada kayyım atama yargı denetimi ile yapılacaksa, zaten var olan sorunların önemli bir kısmı azalırdı. Çünkü biz bugün,  bildiğim olayları söylüyorum; Ne Batman Belediye Başkanı Mehmet Demir'in ne de Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'nın dosyasında belediye başkanı seçildikten sonra görevden alınmalarını gerektirecek bir delil yok. Batman Belediye Başkanı tutuklanmadı bile. Selçuk Mızraklı'nın dosyaları seçimden önceki propaganda dosyaları. O da öyle terörle, merörle ilişkili dosyalar değil. Dolayısıyla zaten bir yargı gözü araya girseydi, önemli ölçüde bu yargı düzeni bile düzeninde bile sorunlar azalırdı.  

Rûdaw: Mehmet Demir ve Selçuk Mızraklı hakkında açılan davalar dışında, mahkemenin görevinin iade edilmesi yönünde karar verdiği Ahmet Kaya var.

Mehmet Emin Ekmen: Belediye başkanı kayyım adı atanmasına sebebiyet olan dosyalardan beraat etti. Şu an dosyası bakanın masasında ama göreve iade edilmiyor.

Rûdaw: Seçim sonrası Millet İttifakı içerisindeki partilere birçok eleştiri geldi. Deva Partisi’ne de 15 parlamenter çıkardıktan sonra, Ali Babacan’ın ve Deva Partisi’nin sessizleştiği, etkili bir muhalefet yapmadığı yönünde eleştiriler var. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Mehmet Emin Ekmen: Etkili bir muhalefet hissiyatı ölçüsünü vatandaş nereden alıyor? Medyadan alıyor. Dolayısıyla görünmeme kısmı bizim bir şey yapmadığımız, söylemediğimiz anlamına gelmiyor. Meclis’te haftada 8-10 konuşma yapıyor her bir arkadaşımız. Şu ana kadar yüzün üzerinde basın toplantısı, söz almamız ve kürsüden konuşmamız var. Ama yeteri kadar medyaya yansımıyor. Bu da acaba bir durgunluk mu, sakinlik mi var deniyor.

"Partimiz kendi adayını çıkaracağına dair duyurusunu yaptı"

Rûdaw: Önümüzdeki süreç bir yerel seçim var. Seçimlere bir ittifak içerisine mi gireceksiniz, yoksa parti olarak mı aday çıkaracaksınız?

Mehmet Emin Ekmen: Partimiz kendi adayını çıkaracağına dair duyurusunu yaptı. 3 Aralık Pazar günü tahmin ediyorum 45-50 kadar belediye başkan adayımızı ilan edeceğiz. Ancak herhangi bir il veya ilçede bize bir işbirliği teklifi gelirse de onu da reddetmeyip, dinleyeceğiz. Eğer o ilçenin veya ilin dinamikleri böyle bir şey arzu ediyorsan mümkün mertebe bu isteği karşılayacağız.

Rûdaw: HDP'nin güçlü olduğu şehirlerde HEDEP ile bir ittifağınız olacak mı? Ya da karşılıklı birbirinin adayını destekleme gibi bir siyasetiniz olacak mı? Bu konularda bir görüşmeniz var mı?

Mehmet Emin Ekmen: Hayır. Şu an itibarıyla önümüzdeki yerel seçimler için ne Millet İttifakı içerisindeki diğer 5 partiyle ne de HEDEP ile bir işbirliği veya ittifak görüşmesi yapılmış değil.

"HEDEP'nin AK Parti ile görüşmesi değil, görüşmemesi yanlış olur"

Rûdaw: Gayri resmi kaynaklara göre HEDEPile AK Parti arasında bir takım görüşmelerin olduğu söyleniyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Mehmet Emin Ekmen: Şimdi siyasi partiler her zaman görüşürler, siyasetçiler her an görüşürler. Partiler bazen, siyasetçiler her an görüşürler. Şimdi bir HEDEP'li arkadaş bir AK Partili ile arkadaş ile görüşüyordur. Ama buna büyük anlamlar atfetmek doğru olmaz. HEDEP'nin kendi adayını çıkartma politikası da daha çok benim gördüğüm kadarıyla, tabanda yüzde 10'luk bir blok seçmeni, hiçbir pazarlık yapmadan Kemal Bey'e desteğini açıkladı. Sonrasında Ümit Özdağ ile yapılan yüzde iki ile üç bakanlık tartışmasından beslenen bir tartışma. Dediler ki, yani biz yüzde 10'la bir şey istemedik ama adam yüzde 2'yle 3 bakanlık, 13 müsteşarlık aldı dediler. Dolayısıyla benim şu anda gözlemim, HEDEP'in Türkiye'nin her ilinde kendi adayını çıkartma politikası da, taban baskısından doğan bir talebe dayanıyor. Ama şunu da bir ortaya koyalım, AK Parti Türkiye'yi yönetmek için 5 yıllık bir yetki aldı. HEDEP, AK Parti ile görüşmez ise yanlış yapar. Siz ülkeyi yöneten iradeyle, güçle görüşmeden ülkedeki yanlışları nasıl düzeltirsiniz. Siyasette görüşmek, müzakere, diyalog, tartışma esastır. HEDEP'in AK Parti ile görüşmesi değil, görüşmemesi yanlış olur. Biri 57 milletvekili ile yüzde 8.71 oy almış, öbürü yüzde 35 ile cumhurbaşkanlığında da yüzde 52 alıp hem mecliste çoğunluğu elde etmiş, hem de ülkeyi yönetiyor. Biz bu duvarla mı kavga edeceğiz. Bizim muhatabımız sayın Erdoğan’dır. Bizim bir eleştirimiz varsa ve iyi bir şey öneriyorsa bunu AK Partililer önereceğiz.

"Çözüm süreci bu ülkenin kaybedilmiş en büyük fırsatlarından biridir"

Rûdaw: Size göre bu görüşmeler yeni bir barış sürecine doğru evrilmeli mi?

Mehmet Emin Ekmen: Yani bir şey diyemem. Çözüm süreci bu ülkenin kaybedilmiş en büyük fırsatlarından biridir. Önce bir selamlaşsınlar, sonra konuşsunlar. İlişkiler normalleşsin. Birbirleriyle selam alıp versinler. Gündelik sorunlarla ilişkilensinler. Önümüzde bir seçim var. Kayyım  siyasetine iktidar son versin. Tutuklular var, yargılamalar var, hukuka aykırı siyasi baskılar yaptılar. Çözüm süreci sonra tartışılacak bir konudur.

"Silahlı şiddetin çözümünde berrak bir duruşa sahibiz"

Rûdaw: Siz Deva Partisi olarak diğer partilerden farklı olarak Kürt sorununa nasıl bakıyorsunuz? Kürt sorunun çözümü için siz ne diyorsunuz?

Mehmet Emin Ekmen: Yani parti programımızda temel hak ve özgürlükler, Kürt meselesi bağlamında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, ana dil hakkının eğitim dahil bütün alanlarda güçlendirilmesi, anayasal vatandaşlık tanımı gibi hususlar var. Ama kabul edelim ki bunlar bir siyasi projeksiyondur. Bir siyasi hedeftir, vizyondur. Sonuçta bunları yapmak için Meclis’te 360 ya da 400 milletvekilinin desteğini bulmanız gerekir. Ama Deva Partisi çatışma çözümü yöntemlerini bir ülkedeki terörün, silahlı şiddetin sonlandırılmasında önemli bir araç olarak görür. Bu açıdan başka bir siyasi partide olmayan bir berrak duruşa sahibiz.

"Anadil eğitiminde gerçekçi olmalıyız"

Rûdaw: Ana dilde eğitim hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mehmet Emin Ekmen: Yani şöyle gerçekçi olalım. Bu dönem milletvekiliyim. Ben geçen dönemki milli eğitim bakanına seçmeli ders için 10 yıllığına bir hak tanındığını, 1 milyon 130 bin toplam öğretmen varken, bu 10 yıl boyunca ilk 8 yıl hiç atama yapılmayıp, son iki yıldaki yapılan 75 atamayla toplam 130 öğretmenin atandığını söyledim. Bu da yetersizdir dedim. Kürt aileler çocuklarına Kürtçeyi evlerinde öğretsinler. Seçmeli ders Kürtçeyi milli eğitimde desteklesinler. Ve biz devletten seçmeli ders programına sahip çıkmasını isteyelim. Daha büyük, daha ileri şeyler gerçekçi değil, bir slogan olarak kalıyor.

Rûdaw: Atanamayan öğretmenler meselesi nasıl olacak?

Mehmet Emin Ekmen:  Seçmeli ders eğitimini okullarda verecek yeterlilikte altyapımız, öğretmenimiz yok. Ana dilde eğitim hakkını savunmak ancak siyasi bir projeksiyon olabilir. Oysa bunların hayata geçmesi aşamalara bağlıdır ve ilk aşama devletin kendi okullarından mezun ettiği Kürtçe ve Zazaca öğretmenleri milli eğitime alarak, Türkiye'nin dört bir yanında yeteri kadar öğretmen istihdamını sağlamasıdır. 

Deva Partisi belediyeleri Kürtçe isimleri kullanacak mı? 

Rûdaw: Yerel seçimlerde kazanacağınız belediyelerde tabelalarda, mahalle ve köy isimlerinde Kürtçeye yer verilmesi konusunda ve Kürtçe kullanımı için nasıl bir tavır içerisinde olacaksınız?

Mehmet Emin Ekmen:  Kazanılan belediyelerde yöresel olarak, Kürtçe konuşulan egemen dillerden bir tanesi ise bunu tabii ki yapar. Niye yapmasın ki? Ama örnek veriyorum Tekirdağ’ın bir ilçesi kazansanız, Kürt nüfusu yok, anlamsız. Diyarbakır'ın Mardin’in Batman’ın bir ilçesini kazandınız. Yerel hizmetlerde yerel dilinde kullanılması önünde bir engel yok.

Rûdaw: Geçmiş seçimlerde Kürt şehirlerinde HEDEP seçmenlerinden mi oy aldınız, yoksa kendi oylarınız mıydı?

Mehmet Emin Ekmen: Şimdi CHP listesinden seçimlere girdik. Bölge illerinde ortalama yüzde 8,5 kadar bir oy alındı. HEDEP'de de düşüş var, AK Parti'de de. Demek ki iki tarafında oyunu almışız doğal olarak.

"AKParti referandum döneminde kötü bir sınav verdi"

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi hükümeti ile AK Parti arasındaki ilişkileri nasıl görüyorsunuz?

Mehmet Emin Ekmen: Tutarsız. Zaman zaman çok iyi, zaman zaman kötü. Referandum döneminde kötü bir sınav verildi. Şu anda ilişkiler fena değil. Ama bunun daha güçlü bir şekilde karşılıklı kültürel ve sosyolojik geçişkenliği de destekleyecek yerlere gelmesi lazım. Bir de ihracatçılardan aldığım bilgilere göre, bu referandum sonrası bozulan ticari ilişkiler de henüz izale edilmiş, düzeltilmiş değil.

Rûdaw: Referandum sürecinde AK Parti'nin kötü bir sınav verdiğini söylediniz

Mehmet Emin Ekmen:  Yani Türkiye'nin o referandum sürecinde öyle sert bir söylemle taraf olması doğru değildi. O Irak anayasasına göre, Irak devletinin bir iç meselesidir. O iç meselesinde eğer Irak Kürtleri bağımsızlığı ilan noktasına gelirse Türkiye Cumhuriyeti devleti bunu tanıyıp, tanımamak da özgürdür.Ama bunu terörize eden, şeytanlaştıran, tehdit olarak tanımlayan bir dil doğru değildir.

"Pervin Chakar hak etmediği bir politik polemiğin tarafı yapıldı"

Rûdaw: CHP lideri Özgür Özel Pervin Çhakar’ın konserine katıldı. Ve konserde Pervin Chakar’ın elini öptü. Bir tartışma başladı ve fırtına koparıldı. Pervin Chakar uluslararası düzeyde bir soprano değil,  CHP lideri  böyle bir Kürt sanatçısının elini nasıl öper denildi. Bu tartışmalara ilişkin ne dersiniz?

Mehmet Emin Ekmen: Pervin, dünyada itibarlı sopranolardan biridir. İtalya'da ve Almanya'da hem kadrolu, hem kadrosuz olarak birçok performansı söz konusudur. Hatta geçen hafta Almanya'da bir konseri söz konusuydu. Büyük bir opera sunumu vardı. Türkiye’de de 2013'te Beyoğlu Belediyesi tarafından ödül verilmişti. TRT'de röportajlar yapılmış. Özgür Özel birinin elini öpünce, o kişi kötü olmaz. O kişinin kendi kıymeti, sanatı, geçmişi kendisinden menkuldür, yani ona bağlı bir şeydir. Özgür Özel'in tutumuna bağlı değildir. Bu konuda Pervin Chakar hak etmediği bir politik polemiğin tarafı yapıldı. Pervin hanım adına üzücü ve haksız bir saldırı buluyorum. Çok ciddi faşist ve ırkçı saldırıların mağduru oldu sosyal medyada. Hatta bazen onunla yazışıyoruz. Ben ona bunları en iyi okumaman diyorum, çünkü okursan ruh sağlığını korumam mümkün değil. En iyisi okumamak. Türkiye'de belli aralıklarla birisi düşman ilan ediliyor, herkes ona saldırıyor. Maalesef bu ayında düşmanı da Pervin Chakar oldu.

"Chakar'ın dünyaca ünlülüğü benim veya Kübra Par’ın değerlendirmesinin dışındadır"

Rûdaw: Gazeteci Kübra Par programında Sani Bal’a  Pervin Chakar dünyada ünlü bir soprano mu diye sordu.

Mehmet Emin Ekmen:  Şimdi Kübra Par’ın sorduğu Sani Bal, bir opera kültür uzmanı olarak görüş bildirdi. Fazıl Say görüş bildirdi. Pervin Chakar'ın dünyaca ünlülüğü benim veya Kübra Par’ın değerlendirmesinin dışındadır. Dünyaca ünsüz olsa bile, Özgür Özel'in ona olan iltifatı anlamsız mı olacak? Saçma bir tanım bana göre.

Rûdaw: Bana göre de faydasız bir tartışmaydı. Son olarak ne söylemek istersiniz?

Mehmet Emin Ekmen: Aracılığınızla Rûdaw TV izleyicilerini, hem Türkiye'de hem Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içerisindeki izleyicileri saygıyla selamlıyorum.

Rûdaw: Çok teşekkür ediyoruz.

>

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli