İzlandalı gazeteci Erlendur Haraldsson, bazı Batılı ülkelerin bağımsız Kürdistan'ı hemen tanıyacağı görüşünde.
Yarım asır önce kaçak yollardan Kürdistan'a gelen Erlendur Haraldsson, geçtiğimiz günlerde Erbil Uluslararası Havalimanı aracılığıyla ikinci kez Kürdistan Böglesi'ne geldi.
Mele Mustafa Barzani döneminde Kürt devrimini dünyaya tanıtma konusunda büyük rol üstlenen Erlendur Haraldsson, dönemin yabancı tanıklarından biri.
Devrime dair görüntülerin bir bölümü Erlendur Haraldsson'ın kamerasıyla çekilmiş.
“Kürdistan'daki savaşçılarla birlikte” adlı kitabın da yazarı olan Haraldsson, Rûdaw'ın sorularını yanıtladı.
Kürt devrimiyle ilişkiniz ve ona yaklaşmanız nasıl oldu? İzlanda'dayken Kürdistan dağlarında peşmergelerle nasıl tanıştınız?
İzlanda'dayken Kürtleri tanımıyordum. O zaman Berlin'de eğitim alıyordum. 1961'de bazı Kürt öğrencilerle tanıştım. Dikkat çekiciydiler, onlarla arkadaş oldum. Irak'ta Kürt devriminden bahsediyorlardı. Daha sonra Ortadoğu'yu ziyaret etmeye karar verdiğimde ilk olarak o devrimcileri görmek istedim.
İlk defa ne zaman Kürdistan'a geldiniz?
1961'de Kasr-ı Şirin'e gittim, oradan da gizlice Irak sınırlarını geçerek Kürt yerleşim bölgelerine ulaştım. Peşmergenin kontrolündeki bölgelere varana kadar birkaç gece yol yürüdük.
Neresiydi gittiğiniz yer?
Halepçe'nin kuzeyinde bir yer olduğunu düşünüyorum. İsmini tam olarak hatırlamıyorum. Ama Süleymaniye'nin güneyinde bir yerdi. Orda denetimi peşmerge sağlıyordu.
Mele Mustafa Barzani'yi ne zaman gördünüz?
1964'ün Eylül ayında Ranya yakınlarında bulunan dağlarda kaldığı yere beni davet etti. Gizli bir yerdi, çünkü her zaman saldırı bekleniyordu. Akşam yemeğini birlikte yedik, uzun uzun konuştuk.
Barzani'yle neler konuştunuz?
Bağdat'la müzakerelerle ilgili Barzani'nin düşüncesini öğrenmek istiyordum. Bağdat'a karşı büyük beklenti içerisinde değildi. Bağdat'ın Kürtler için ciddi bir şey yapmaya hazır olmadığını ifade ediyordu. O dönemde Kaladıze'de geniş bir toplantı düzenledi. Toplantının bir fotoğrafını çektim. Orada Irak Kürdistanı'nın her bölgesinden Kürtler vardı. Birkaç yüz kişinin katıldığını düşünüyorum. Aynı zamanda diğer parçalardan peşmerge temsilcileri de yer aldı.
Barzani’nin şahsiyetini nasıl gördünüz?
Karizma sahibi bir liderdi. Güçlü bir kişiliği vardı. Ben çok beğendim. Herkese saygı gösteriyordu. Aynı zamanda peşmergeler de ona çok saygı duyuyordu. Zeki bir insandı. Toplantı Kürdistan'daki durumu öğrenmek için küçük bir anket gibiydi.
Barzani'nin Kürdistan'ın geleceği ile ilgili düşüncesi neydi?
O dönem Kürtler için otonomi talep ediyordu. O zaman bağımsız devlet istediğinden haberi yok. Belki bir proje olarak gelecek için düşünmüş olabilir. Ancak o dönemde istediği otonomiydi.
Bağdat'la Kürt sorununu çözmek için bakış açısı neydi?
Barzani, otonomi elde edene kadar savaşmaya devam etmek istedi. Bağdat'la anlaşma konusunda çok iyimser değildi. Zaman zaman müzakereler yapılıyordu. Ama bir sonuca varılamıyordu.
Kameranızın markası neydi? Barzani beğeniyor muydu?
Barzani, ‘Bir kameranız olsun ister misiniz?’ diye sordu. Ben de tabiki dedim. Bağdat'a birini gönderdi, orada 60 milimetrelik bir kamera getirdi. Ben de o kamerayla bazı görüntüler çektim. Barzani'nin bazı peşmergelerle kaldıkları mekandan Ranya'ya doğru geldikleri görüntü ise çok ün saldı.
Çektiğiniz fotoğraf şu an Kürdistan'da bir çok yerde duvarda asılı. Fotoğrafların geniş yankı bulduğundan haberiniz var mıydı?
Hayır, bilmiyordum.
Kürdistan'da referandum yapılacak. Sizce zamanı uygun mu?
Referandum zekice bir karar. Çünkü Kürtler yüksek ölçüde evet diyecek. O zaman halkın iradesi belli olacak. İnsanların büyük bir bölümünün evet diyeceğini anlıyorum. Bu da Batı dünyası nezinde Kürtlerin bağımsızlığı için en iyi argüman olacak. Ama asıl soru şu: Daha sonra ne olacak? Ben bu soruyu Kürdisan Bölgesi Başbakanı'na yönelttim. Başbakan ondan sonra, Bağdat'la uzun bir müzakere sürecinin başlayacağını söyledi.
Bölge ülkeleri referandumdan pek haz etmiyorlar. Kürdistan Bölgesi Hükümeti bu konuda nasıl davranmalı?
Bu sorun. Çünkü Kürtler Suriye, Türkiye ve İran'da yaşıyorlar. Ama sizin kendi yolunuzu izlemeniz lazım. Kürdistan'ın, bağımsızlık ve egemenliğe sahip bir cumhuriyetin peşinde olması gerektiğini düşünüyorum. Bazı Batılı ülkelerin doğrudan Kürdistan'ın bağımsızlığını tanıyacağını tahmin ediyorum. Örneğin İzlanda; Estonya, Letonya, Litvana gibi ülkeleri tanıyan ilk ülkeydi. Daha önce Rusya'nın korkusundan kimse bu ülkeleri tanımıyordu. Ama bizden sonra İsveç, Finlandiya ve Norveç de onları tanıdı. Erbil'de Estonya'nın temsilcisiyle görüşmüştüm. O İzlanda'nın, söz konu ülkeleri tanıyan ilk ülke olduğunu bana hatırlattı. Ayrıca, ‘Sizden önce Kürdistan'ın bağımsızlığını tanıyacağız’ dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın