Erbil (Rûdaw) – Başkan Barzani, coğrafya yüzünden Kürtlerin büyük bir zulme maruz kaldığını belirterek, “Zulme uğradığı halde halka zulmedenler, daha büyük bir zulmü hak ediyor” dedi.
Başkan Mesud Barzani, MBC televizyonuna vediği röportajda, hayatı, Eylül Devrimi ve Irak’ta Saddam Hüseyin dönemi hakkında açıklamalarda bulundu.
İki farklı Saddam
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’i iki farklı dönemde gördüğünü ve farklı kişiliklerle karşılaştığını belirten Barzani, Eylül Devrimi dönemindeki Saddam ile Raperin’den (Büyük Ayaklanma) sonra Kürt liderliği ve Baas rejimi görüşmeleri esnasında gördüğü Saddam arasında çok büyük bir fark olduğunu söyledi.
Başkan Barzani, “(Eylül Devrimi döneminde) Görüşmeler devam ediyordu. Birgün Bağdat’tan bir heyet geldi. Saddam’ı orada gördüm. Faud Arif de yanındaydı ki kendisi Kürt siyasi bir şahsiyettir. Yine Sadun Haddan ve İzzet Mustafa’da heyette yer alıyordu. Mele Mustafa Barzani ile bağlantı kurup böyle bir heyetin geldiğini söyledim. O daha gelmemişti. Saddam bir gece yanımızda kaldı. Doğrusu o zaman gördüğüm Saddam ile 1991-92’de Raperin’den sonra gördüğüm Saddam arasında büyük bir fark vardı” dedi.
O dönemde Saddam Hüseyin’in meslektaşlarına karşı açık sözlü, coşkulu, mütevazi ve edepli bir tavır içerisinde olduğunu belirten Barzani, “Fakat 1991’de gördüğüm Saddam’ın yanında oturan bakanlarının dahi ağzından tek bir kelime çıkmıyor, teprenmiyorlardı. Sadece o soru sorduğunda konuşabiliyorlardı” ifadelerini kullandı.
Saddam’ın Kürt ve Kerkük meselesine bakışı
Saddam Hüseyin’in Irak Cumhurbaşkanı yardımcısıyken Kürt meselesi ve Kerkük sorununa yaklaşımını da değerlendiren Mesud Barzani, şöyle devam etti:
“Doğrusu o (Saddam) Mayıs mutabakatının imzalanmasında önemli bir rol oynadı. O coşkulu ve cesaretliydi. Kürtlerin haklarına inancı olabileceğini tahmin etmemiştim ama o anlaşmaya varamazsak bile buna inanıyordu. Sanırım anlaşma olmaması kendi iç durumlarından kaynaklandı. Öyle olmazsa 4 yıl sonra neden darbe oldu?”
Kerkük meselesi ve Mayıs 1970 deklerasyonuna da değinen Başkan Barzani, “Kerkük meselesinin baştan beri çözülmesi gerekiyordu. Anlaşmadan 4 yıl sonra Kerkük ve ilçelerinde referandum yapılması gerekiyordu. Bu meselenin çözülememesi hataydı” dedi.
Barzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi. Fakat, devlet kurmak için ekonomik bir altyapıya sahip olduğu için buna razı olamayacaklarını söyledi” sözleriyle yanıt verdi.
Barzani, MBC muhabirinin, “Coğrafya Kürtler için zulüm oldu mu” sorusunu, “Coğrafya bize büyük bir zulüm yapmıştır” şekleklinde yanıtladı.
Başkan Barzani, “Her zaman zulme uğrayan oldunuz. Peki halka zulmetmekten korkuyor musunuz?” sorusuna ise, “Zulme uğradığı halde halka zulmedenler, daha büyük bir zulmü hak ediyor” yanıtını verdi.
Eylül Devrimi
Ölümsüz Kürt lider Mele Mustafa Barzani liderliğinde 11 Eylül 1961’de başlayan ve tarihe “Eylül Devrimi” olarak geçen harekete ilişkin derğelendirmelerde bulunan Barzani, Eylül Dervimi’nin Kürt halkının başlattığı en büyük devrim ve başkaldırı olduğuna inandığını söyledi.
Barzani, “Çünkü Raperin ve diğer devrimler bölgeseldi, belli bir sınır ve zaman içerisinde gerçekleşti. Kısa sürdüler, bir yıl veya birkaç ayı geçmediler. Fakat Eylül Devrimi devam etti, Kürdistan’ın tüm parçalarındaki cengaverler devrime katıldı, devrim saflarında yer aldı” dedi.
Zavite Savaşı
Eylül Devrimi döneminde 12 Aralık 1961 yılında Duhok’un Zavite bölgesinde Peşmerge ile Irak ordusu arasında yaşanan savaşı “tarihi bir savaş” olarak nitelendiren Başkan Mesud Barzani, 1963 yılında Revanduz havzası ve Metina Dağı’nda yaşanan çatışmaların da Eylül Devrimi’nin en zorlu dönemlerine denk geldiğini söyledi.
Mesud Barzani, “O yıllarda genel bir seferberlik vardı, İran, Türkiye ve Suriye de katılmıştı. Suriyeliler iki tugay gönderdi ve Irak’ta darbe gerçekleştirildi. Onlar bizimle savaştı ama orduları büyük bir yenilgi yaşadı” dedi.
O dönemde Irak ve Türk ordusu arasında da koordinasyon olduğunu ve Musul’da ortak bir karargahları bulunduğunu belirten Barzani, “İran askerleri de Kerkük’teydi. Irak, İran, Türkiye ve Suriye arasında tam bir koordinasyon vardı. Biz ablukaya alınmıştık fakat Allah’a şükürler olsun ki biz kazandık” diye konuştu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın