Haber Merkezi - Iraklı bir ekonomi uzmanı, gevşek yasal düzenlemeler ve kalite kontrol eksikliği nedeniyle Irak'ın hasarlı ve ikinci el arabalar için adeta bir "çöplüğe dönüştüğünü” söyledi.
Irak Gelecek Vakfı (Iraq Future Foundation) Ekonomi Araştırmaları Bölüm Başkanı Menar el-Obeydi, Rûdaw’a yaptığı açıklamada, ikinci el ve hasarlı araçların yaygın şekilde ithal edilmesinin ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtti. Obeydi, "Hasarlı ve kullanılmış araç ithalatı, Irak'ın dünyanın dört bir yanından gelen otomobiller için bir çöplük haline gelmesine neden oldu" dedi.
Obeydi, ülkenin otomobil ithalatına artan bağımlılığının, ekonomik planlama ve veri yönetimindeki daha derin yapısal sorunları yansıttığını da sözlerine ekledi.
İthalatın boyutunu ve niteliğini eleştiren Obeydi, kontrolsüz girişlerin Irak şehirlerini ve altyapısını felç ettiği konusunda uyararak, "Son yıllarda, denetimsiz ithalat ve kalite kontrol eksikliği nedeniyle araç sayısında muazzam bir yoğunluk oluştu” dedi.
9 Ayda 6,6 milyar dolarlık araç ithalatı
Irak Merkez Bankası verilerine göre, ülke bu yılın ilk dokuz ayında 63 milyar doların üzerinde mal ithal etti. Bu ithalatın 57,7 milyar dolarını özel sektör gerçekleştirirken, kamu sektörü 5,3 milyar dolarlık ithalat yaptı.
Sadece otomobil ithalatı, bu toplam içinde önemli bir paya sahip; yalnızca dokuz ayda araç ithalatı için harcanan miktar 6,6 milyar dolara ulaştı.
Hükümetin gümrük vergilerini yüzde 30 artırmak ve kalite kontrol şartlarını sıkılaştırmak gibi son dönemde attığı adımları olumlu karşılayan Obeydi, bu önlemlerin kök nedenlerden ziyade sonuçlara odaklandığını vurguladı. Obeydi, "Irak'ta toplu taşıma ve düzgün yollar olsaydı, bu kadar büyük miktarda araca ihtiyaç duyulmazdı" ifadelerini kullandı.
Gıda güvenliğinde Türkiye bağımlılığı ve stratejik riskler
Otomotiv sektörünün ötesinde, Irak’ın genel ticari bağımlılıkları hakkında da uyarılarda bulunan Obeydi, gıda güvenliği konusunda Türkiye'ye aşırı bağımlı olmanın siyasi ve stratejik riskler taşıdığını döyledi. Obeydi, "Türkiye, Irak'ın gıda güvenliği üzerinde kontrol sağladı. Bu durum, Türkiye'nin su dosyası üzerinde de tam yetki sahibi olmasına ve kendi koşullarını dayatmasına imkan tanıyor" dedi.
Tek bir ticaret ortağına bağımlılığı "stratejik risk" olarak nitelendiren uzman, gıda ithalat kaynaklarının çeşitlendirilmesi çağrısında bulundu.
İran ile ticarete de değinen Obeydi, şeffaf veri eksikliği ve uluslararası yaptırımlar nedeniyle ticaret hacminin tam olarak belirlenmesinin zor olduğunu, ancak bu hacmin Türkiye ile yapılan ticaretten daha düşük olduğunu belirtti.
Altın ithalatındaki gizemli artış
Son yıllardaki açıklanamayan altın ithalatı trendine de dikkat çeken Obeydi, "Geçen yıl 22 milyar dolar değerinde altın ithal edildi. Bu değerli metalin nereye gittiğini sormalıyız: Daha önce banka havalelerinde kullanılan veya diğer ticari süreçleri finanse etmek için kullanılan dolarların yerini mi aldı?" sorusunu yöneltti.
Bu ayın başlarında Irak Planlama Bakanlığı Kalite Kontrol Bölümü’nden Feyyad Muhammed Abd, Rûdaw’a yaptığı açıklamada, Irak’ın 2025 yılında yaklaşık 50 ton altın ithal ettiğini belirtmiş; ancak Bağdat ile Kürdistan Bölgesi arasındaki koordinasyon eksikliği nedeniyle bölgeye yapılan ithalat verilerine sahip olmadıklarını not düşmüştü.
Dünya Altın Konseyi verilerine göre, Irak'ın altın rezervleri 2025 yılında rekor seviyeye ulaşarak yaklaşık 170-171 tona yükseldi. Bu rakam, Irak'ı dünya genelinde 29'uncu, Arap dünyasında ise dördüncü sıraya yerleştiriyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın