Görüşmeler sürüyor: DSG ve silahlı gruplar Suriye ordusuna katılacak mı?

11-02-2025
Rûdaw
Etiketler DSG Suriye Türkiye
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Suriye’de silahlı grupların Savunma Bakanlığı çatısı altında birleştirilmesine yönelik süreç devam ederken DSG, kendine özgünlüğü ve yapısı ile yeni Suriye ordusunda yer almak istiyor.

Esed rejiminin devrilmesinden yaklaşık iki ay sonra yeni Suriye'de çözüm bekleyen çok sayıda önemli dosya var, bunlardan biri de Kürt sorunu ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) akıbeti.

Suriye’de geçiş hükümeti, silahlı grupların orduya dahil edilmesine karar vermiş olsa da hala söz konusu gruplardan bazıları yapılarını olduğu gibi koruyor.

Türkiye'nin desteklediği ve bugün hala Tişrin Barajı'na yönelik saldırılarına devam eden Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı gruplar bunlar arasında.

DSG, her fırsatta Suriye Savunma Bakanlığı çatısı altına girmek istediğini belirtiyor.

Öte yandan, kendi özyönetimleri ve askeri güçleri bulunan Dürziler ise hükümete katılmayı reddediyor ve Suriye'nin ademi merkeziyetçi bir ülke olmasını istiyorlar.

Evdeki hesaplar çarşıya uymuyor

Yeni Şam yönetimi askeri gruplarla yaptığı toplantıda, tüm grupların feshedilmesini ve ordu çatısı altında birleştirmesini kararlaştırıldı, ancak evdeki hesap çarşıya uymamış gibi görünüyor.

Geçtiğimiz ay alınan kararın ardından bu güne kadar sahada ciddi bir değişiklik olmadı. Söz konusu toplantıya SMO komutanları da katıldı ancak bu gruplar hala DSG ile çatışma halinde.

Edinilen bilgilere göre, DSG dosyasına ilişkin olarak DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye’nin yeni Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında detaylı görüşmeler sürüyor.

"DSG savunma sisteminin bir parçası olmak istiyor"

Rûdaw’a konuşan DSG’den bir kaynak, "DSG, Suriye savunma sisteminin bir parçası olmak istiyor. Savunma Bakanlığı'nının genel şemsiyesi altında yer almak istiyor. Yani DSG’nin tabur ve tugayları olduğu gibi kalmalı ve bu şekilde Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı” dedi.

Söz konusu kaynak, “Sınırlar için de DSG içerisinden bir kuvvet görevlendirilebilir. Bu kuvvet doğrudan Şam’a bağlı olur. Bu kuvvetin görevi sınır muhafızlığı olur ve bölge halkından oluşur. Sadece Kürt bölgelerinde değil, her bölgelerde de böyle olabilir. Yani Kobani’de Kobanililer, Azaz’da Azalılar sınırı korur. Her bölgenin yerel kuvvetleri sınırları korur ama Savunma Bakanlığı’na bağlı olurlar” diye konuştu.

"Her şey eskisi gibi"

Silahlı grupların dağıtılması için düzenlenen toplantıya Özgür Suriye Ordusu Komutanı da katıldı.

Rûdaw’a konuşan ÖSO’dan bir kaynak, "Bizim için şu ana kadar hiçbir şey değişmedi ve her şey eskisi gibi. Görevimiz, bölgemizde olsun veya olmasın, sivilleri korumaktır” dedi.

Söz konusu kaynak, “Amerikan güçlerinin varlığı önemlidir. Amerika Suriye halkına yardım etti ve IŞİD'in faaliyetlerini azalttı” diye ekledi.

"Süveyda, özerk savunma güçlerinin kontrolünde kalacak"

Suriye'nin güneyindeki Süveyda'da siyasi ve askeri gruplar güçlerini dağıtmayı reddediyor ve kendi özerkliklerine vurgu yapıyor.

Rûdaw’a konuşan Laik Suriyeliler Demokrasi Derneği Koordinatörü Samir Ezzam, "Biz Süveyda olarak mevcur hükümetle bu şelilde müzakere edemeyiz. Suriye halkı bir çözüme ulaşana kadar Süveyda, öz savunma güçlerinin kontrolünde kalmaya devam edecek” diyerek Dürzilerin tavrının bu şekilde olduğunu özetledi.

Samir Ezzam, “"Suriye krizine en uygun çözümün, Suriye'deki tüm unsurların haklarını tanıyan ve onların ekonomik, siyasal ve sosyal açıdan kendi kaderlerini tayin edebilmeleri için özgünlüklerini koruyan Federal Suriye Cumhuriyeti olduğuna inanıyoruz” dedi.

Suriye'de taraflar arasındaki güven eksikliği, siyasal sistemin istikrarsızlığı, tekleşmekten duyulan endişe, karşılıklı anlayışın ve kapsamlı anlaşmaların önünde engel teşkil ediyor.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS)

ENKS’den Suriye anayasa bildirisi hakkında açıklama

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını, Suriye’nin çok uluslu yapısını yok sayan, demokratik dönüşümü engelleyen bir adım olarak nitelendirerek, bildirinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.