Erbil (Rûdaw) - AK Parti Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, Kürt sorununun AK Parti ile birlikte "varlık sorunu" olmaktan çıkıp "eşitlik sorunu" haline geldiğini, geçmişte yapılan hatalarla yüzleşmenin ve demokratik yollarla çözüm üretmenin önemine vurgu yaptı.
AK Parti eski milletvekili Abdurrahman Kurt, Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen 3. Erbil Forumu’nda kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında Kürt meselesinin çözüm süreci, AK Parti’nin bu süreçteki rolü, Türkiye’deki milliyetçi politikalar ve Kürt siyasetinin geleceği üzerine değerlendirmeler yapan Kurt, özellikle diyalog ve demokratik mücadelenin önemine vurgu yaptı.
“AK Parti ile birlikte Kürt sorun eşitlik sorununa evrildi”
AK Parti'nin Kürt meselesine yaklaşımı hakkında konuşan Kurt, geçmişte Kürtlerin bir "varlık sorunu" yaşadığını, ancak AK Parti’nin bu sorunu "eşitlik sorununa" evirttiğini belirtti.
"AK Parti’ye kadar Kürt sorunu bir varlık sorunu olarak görülüyordu. AK Parti ile birlikte bu sorun eşitlik sorununa evrildi. Biz o güne kadar Kürtlerin var olduğunu anlatmaya çalışırken, bugün eşit vatandaşlık meselesini tartışıyoruz." diyen Kurt, 2005 yılında dönemin Türkiye Cumhuırbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır'da yaptığı konuşmayı "manifesto" olarak nitelendirilerek hâlâ geçerliliğini koruduğunu ifade etti.
"Kürt milliyetçiliğinin sebebi, aşırı Türk milliyetçiliğidir"
Türkiye'deki Kürt meselesinin temel nedenlerinden birinin aşırı milliyetçi politikalar olduğunu belirten Kurt, "Ben Kürt meselesini tanımlarken hep şu ifadeyi kullanıyorum; Kürt milliyetçiliğinin sebebi, aşırı Türk milliyetçiliğidir. Yani Türk milliyetçinin mebde-i muharriki aşırı Türk milliyetçiyidir. Yani sen o kadar varım derken öbürüne sen o kadar da yok ol dediğin bir dilden bahsediyoruz" dedi.
AK Parti’nin çözüm sürecinde attığı adımlara da değinen Kurt, bu süreçte parti olarak büyük riskler aldıklarını ancak Türkiye’de milliyetçi reflekslerin güçlenmesiyle geri adım atılmak zorunda kalındığını söyledi.
Bu süreç çerçevesinde ilk atılması gereken adımlara ilişkin konuşan Kurt, Türkiye’nin geçmişte yaptığı hatalarla yüzleşmesi gerektiğini ifade ederek, “bu meseleyi aşırı milliyetçi bir ulus devlet içerisinde eşitlik noktasına çözemezsiniz. Hatalarıyla yüzleşmeyen devletler büyük devlet olamaz. Burada bir yüzleşme gerçeğiyle ifade edilen bir durum söz konusu. Nedir o yüzleşme gerçeği? bu ülkede 1924 sürecinden bu yana topluma karşı ağır suçlar işleniyor. Bu anayasal anlamda da perçinlenen suçlar içerisinde ele aldığımız şeylerdir bu. Bunların tek tek detaylarına girebiliriz. İşte Dersim'den tutun da 28 Şubat'lara uzanan birçok olayı bunun içine koyabilirsiniz. Yüzleşmeden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.
"inkar ve asimilasyon çözüm değildir"
Asimilasyonun halen devam ettiğini belirten Kurt, Kürt coğrafyasının ismini söylemekten çekinildiğini ve anadilde eğitim gibi konuların halen tam anlamıyla çözüme kavuşturulmadığını ifade etti.
Kurt, “Mesela coğrafyamızın adını söylerken korkarak söyleriz, başımıza bir şey gelebilir durumunu hala yaşıyoruz. Devlet, inkar ve asimilasyon politikalarının çözüm olmadığını kabul etmelidir” dedi.
"Silah gerçekten zehirleyici bir etki yapıyor”
Demokrasi içinde silah olmamalıdır diyen Kurt, "Silah gerçekten zehirleyici bir etki yapıyor. Silah, HDP’ye hegemonik bir güç kazandırmış olabilir, ancak siz bunu çok zorladığınızda, yarın başka gruplar da kendi siyasi hareketlerinin arkasına silahlı güç koyabilir. Lübnan örneğini görüyoruz. Demokrasi içinde silah olmamalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Bu süreçte Kürtlerin, haklarını demokratik yollarla savunmaları gerektiğini belirten Kurt, sandık gücünün önemine dikkat çekerek, "Bugün Kürt siyasetinin yapması gereken şey, sandık gücünü doğru kullanmak ve makul taleplerle ilerlemek. Kimse kimseye bir şey vermez, kazanımlar mücadeleyle elde edilir" açıklamasında bulundu.
"Mücadelemiz siyaset yoluyla olmalı"
Elde edilen birçok şeyin silahla değil siyaset yaparak gerçekleştirdiklerini söyleyen Kurt, “Bugün ana dilde seçmeyi dersler varsa, TRT Kürdi varsa, üniversitelerde Kürtoloji bölümleri varsa bütün bunların altında bizim emeğimiz var, çabamız var, mücadelemiz var, kavgamız var” dedi.
“Kürtlerin talepleri, Türklerin korkularını depreştirmemeli”
Barış sürecinde Türklerin endişelerini göz önünde bulundurulması gerektiğini söyleyen Kurt, “İttifak etmek lazım. Bu ittifakları daha müspet bir şekilde düşmanca değil, güven vererek. Çünkü Kürt sorunun bir tanımı da şudur. Kürtlerin talepleri, Türklerin korkularını depreştirmeden süreci normalleştirmek. Buna da dikkat ederek mümkün işte burada aranmalı. Eğer biz burada beraber yaşayacaksak. O mümkünler içerisindeki makulü birlikte bulacağız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Bu noktada, sürecin tekrar canlandırılması için Kürt siyasetinin sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Kurt, Kürt siyasetinin makul ve anlaşılır bir dille hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
ERBİL FORUMU - AK Parti'nin eski Milletvekili Abdurrahman Kurt:
— Rudaw Türkçe (@RudawTurkce) February 28, 2025
"Ben inşaat mühendisiyim ama kendimi çevre bakanlığına adamadım, ben kendimi Kürt meselesine adadım." pic.twitter.com/gY9fg4gkOA
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın