'Katliamı görmemeleri için çocuklarımın gözünü kapattım'

28-06-2019
Rûdaw
Etiketler Ezidi Şengal IŞİD Tecavüz
A+ A-

Erbil (Rûdaw) - Sadi, 5 yıl önce eşiyle telefon üzerinden irtibat kurmaya çalışmıştı ancak telefonu kapalı olduğu için ulaşamamıştı. Said, ani bir haberle köyde her şeyin yerle bir edildiği ve ailesinin IŞİD’in eline geçtiği haberini almıştı. Ama Said sonuç alamadığı telefon aramalarına devam etmiş. Eşi şu anda yanında ve kendisine “Efendim” diyebiliyor ancak neden sonra? 5 yıllık süreçte yaşadıkları ve hayatları altüst olduktan sonra.


Said ve IŞİD’in elinden yeni kurtulan eşi şimdi Duhok’a 70 kilometre mesafede kampın dışında kapısı ve penceresi olmayan yıkık bir evde yaşıyorlar. İki kız ve büyük oğullarıyla tarım çiftliğinde yetişen ürünleri hasadını yapmak için bir kaç dakika konuşuyorlar.

Çocuklarımın gözleri dondu

Meleknaz’ın hayatının karardığı gün, IŞİD mensuplarının köylerine ulaşmasıyla başlıyor. 4 Ağustos günü Dugri köyünde insanların çığlıkları ateşin içinden yükseliyor gibi gelmeye başlıyor. Kadınlar çocuklarının ellerini tutarak, herkesin koştuğu tarafa koşmaya başlıyorlar.

Ancak kaçanlar soğuk demir öğütüyorlardı. Daha evden uzaklaşmadan siyah bayrakları otomobillerin tozu yanlarında beliriyor. 

“Yerlerinizde oturun, yanlış yapan bedelini başıyla öder” sesi duyuluyor . Toyota marka bir otomobil ile gelen IŞİD’liler onları yanıltarak sakinleştirmek adına, “Korkmayın, güvende olacaksınız yanlış yapmanıza gerek yok” diyorlar.

Bir kaç otomobilin daha varmasyla abluka altına alınıyorlar. Abluka altında kalan Meleknaz’da her kadın gibi çocuklarının elini sıkıca tutarak olacakları bekliyor. Rüyada mı yoksa gerçekten de hayatlarındaki en büyük sevgileri silahları olan şahıslarla karşı karşıya olduğunu anlamaya çalışıyor.

IŞİD’liler halkı aynı yerde bekletiyorlar. Sonra ortamın artık sakin olduğunu ve sorun olmadığından emin olduktan sonra, telefonları, kadın ve kızların üstlerindeki altınları ile erkeklerin üzerindeki bıçak, sigara paketlerini ve ceplerindeki paraları alıyorlar. Sigara paketlerini ayaklarıyla ezdikten sonra erkek ve kadınları ayırmaya başlıyorlar.

Ancak bu daha planın başlangıcıydı. Daha sonra bir IŞİD’li öne doğru çıkarak kızgın ve hiddetli bir şekilde sanki Ezidiler onları derdest etmiş gibi konuşmaya başlıyor. Erkeklere dönerek şu ifadeleri kullanıyor: “Müslüman olmak istemeyenler ölüme hazırlansın. Boş inancınızdan vazgeçerek şehadet getirmeniz gerekiyor. Bu saatten sonra küfür bu topraklarda yaşayamaz.” 

Meleknaz, kısa bir sürede sakallı, iri yapılı ve asık suratlı adamın konuşmasından sonra durumun değiştiğini ve bir kaç adamı diğer tarafa götürdüklerini görüyor.

Meleknaz, “Bir kaç IŞİD’linin silahlarını hazırlayarak sıraya dizilmiş Ezidi erkeklere atış pozisyonu aldı. Ellerimle çocuklarımın gözlerini kapatamadım. Başımdaki örtü ile 9 yaşındaki oğlumun gözlerini kapattım ve diğer iki oğlumu da elbisemin altına sakladım” diye anlatıyor o dönem yaşananları.

Ezidilik inancını bırakanlara bir şey yapılmıyor. Daha sonra kalanları Hanesor’a götürüyorlar. IŞİD mensupları onları götürdüğü yerde aralarına perde çekiyorlar. Halkı bir tarafa koyarak ne yapacaklarını konuşuyorlar.

Meleknaz, “Onları dinliyordum. Bizi ne yapacaklarını konuşuyorlardı. Herkesin ayrı bir fikri vardı. En son Emirleri son sözü söyledi ve otomobilleri getirerek bizi Şengal’e doğru yola çıkardılar” diyor.

Farklı bir Şengal. saray, burç, kaleler arasından korku içinde takatsiz kalmışlardı. Şengal iki gün içinde başka bir Şengal olmuştu. Her insanı Sürat Köprüsü’nden geçerek yeniden hayata dönmüş gibi. Hayattaki günahlarının hesabını vermiş gibi sapsarı kesilmişlerdi.

Otomobiller Şengal’in sokaklarından geçerek bir hükümet binasının önünde duruyor.  Meleknaz, “Bizi içeri koyarak kapıyı üstümüze kapattılar” diyor.

Müslüman Araplar pişman

IŞİD Şengal’daki Müslüman Araplarla el ele veriyor. Şengal’deki Müslüman Araplar IŞİD’in işini kolaylaştırdı. Meleknaz Şengal’de kaldığı günlerde ihanet içerisinden olanların kaçmaya ve pişmanlığa yönelik konuşmalarına kulak misafiri oluyor. 

Meleknaz, “Bazıları IŞİD’liler hayatı zorlaştırdığı için pişman olmuşlardı. Evden dışarı çıktıklarında döneceklerine dair bir güvenceleri yoktu. Sokakta elleri sopalı ahlak polisleri dolaşıyordu. Halkın herşeyine müdahale ediyorlardı. Halkın telefonlarına bakıyorlardı. Hoşlarına gitmeyen fotoğraf ya da şarkı bulduklarında cellat sopası ile dövüyorlardı. Sigara paketi ve çakmak gördüklerinde dövüyorlardı” diyor.

İşkence odası

Birbiriyle akraba olan onlarca Ezidi’yi o karmaşada toplamışlardı ve bir arada bulunuyorlardı. Ancak hiç kimse birbirinden yardım talebinde bulunamıyordu. 10 gün sonra hepsini araçlara bindirerek Telafer’deki ünlü Baduş zindanına götürüyorlar. Savaş uçakları Baduş’ta IŞİD’lilerin ve alıkoyduğu kişilerin hayatlarını zorlaştırmıştı. 

Meleknaz, zorlu dönemi, “Savaş uçakları Baduş çevresini bombaladı. Çok şükür hiçbir zaman bombalar zindana düşmedi. Ancak her zaman korku içinde yaşadık” ifadeleriyla anlatıyor.

Zindanın arkasında bir oda kurmuşlar. Ezidiler bu odanın adını ‘işkence odası’ koymuşlardı. Ezidi kızlarının yarısı bu odada kızlıklarını kaybetmiş.

Meleknaz, “Kızları götürdüklerinde ve tecavüz ettiklerinde çığlıklarını duyuyorduk. Odaya götürdükleri herkese tecavüz ediyorlardı. Onlar kan emici, merhametsiz ve minnetsiz idiler. Sadece genç kızlara tecavüz etmiyorlardı. Cinsel ilişkinin ne olduğunu anlamayan küçük kızlara bile tecavüz ediyorlardı” diyor.

Meleknaz, işkence odasından sorumlu olan IŞİD’lilerin bir kaç kez kavga ettiklerine şahit olmuşlardı. Ya da ele geçirdikleri değerli malları “beytülmal”a aktarmak isteyen bazı IŞİD’liler ile malların savaş ganimeti olduğunu söyleyerek karşı çıkan IŞİD’lilerin kavgasına şahit olmuştu. 

Meleknaz, “Hacı Selam adından eski bir IŞİD’li olan ve yüzünü kapatmayan biri şehadet getirdiğimizi kulaklarıyla duymak için gelmişti” diyor.

Hacı Selam ismi de IŞİD’lilerin kullandığı sahte lakaplardan birisiydi. Meleknaz 5 yıl boyunca Irak ve Suriye’nin farklı bölgelerinde kalmış ama gerçek adını kullanan hiçbir IŞİD’liye rastlamamış. IŞİD savaşçılarının hayatı liderleri Ebubekir Bağdadi’ye biat ettikleri gün başlıyormuş. Artık biattan önceki hayatlarını unutmaları gerekiyormuş. Hacı Selam’ın saygı gösterdiği Telaferli Türkmen Hacı Mehdi’nin eli altında yaşamayan çok az sayıda Ezidi kadın ve kızı vardır. Ezidi kadın ve kızların çoğu Hacı Mehdi Türkmen’in esareti altında yaşıyor.

Meleknaz, IŞİD’in esareti altındaki ilk 6 ayda çok şanslı olduğunu söylüyor.

İlk altı ay kimse kendisine ne yaptığını sormuyor. 

Meleknaz, “İlk altı ayda televizyon izliyordum. Kimse gelip ne yaptığıma bakmıyordu. Beni pazarlamalarına ilişkin gündemde hiçbir şey yoktu. Ancak kızlar için öyle değildi. IŞİD’liler kızları ilk gün metres olarak alarak kaldıkları karargahlara götürüyorlardı” diye anlatıyor.

Ancak durum öyle devam etmiyor. Bir gün evlere dağıttıkları Ezidileri topluyorlar. Her dakika kaderlerinin değişmesini beklemeleri gerekirdi. Yeni haber geliyor ve başka bir yere götürülecekleri söyleniyor.

Meleknaz, “Ancak daha sonra ordakilerin hepsini aktarmadıklarını öğrendiğimde üzüldüm. Musul’da büyük bir salona götürdüler. Çağrı salonu olduğunu söylemem iyi olur. Ancak halktan ve hükümetten elde ettikleri malları toplamışlardı salonda” diyor.

Sekse susamış Emirlikler

Rakka’ya 700 kadın götürerek bir bodrumda alıkoymuşlardı. IŞİD’li bir kadınları Emirliklere dağıtmakla görevliydi. Meleknaz, 24 kadınla birlikte Meyadin’deki seks tutkunlarını tatmin etmek için gönderiliyor.

Büyük bir coğrafyanın işgal edilmesi ve hüküm sürdüğü alanın genişlemesiyle gençlerin IŞİD hilafetiyle bağlantıları da artıyordu. Tabi Bağdadi hilafeti de biat eden yeni silahlı mensuplarına verdiği sözleri yerine getirmesi gerekiyordu. Özellikle de eş bulma konusunda. Eşi ve metresi olmayan IŞİD mensuplarının sayısı her geçen gün artıyormuş. Metreslerin dağıtılması sırasında ortaya çıkan sorunlar derinleşiyordu.

Meleknaz da kendini bir anda Meyadin’deki askeri bir karargahın içinde buluyor. Üç katlı bir karargah. En alttaki katta IŞİD mensupları kalıyormuş. Diğer katlarda 8 odadan oluşuyormuş. Her oda bir IŞİD’li ile metresinin kalacağı şekilde donatılmış. Meleknaz da Ebu Muhacir adlı IŞİD’linin payına düşüyor. Ancak Ebu Muhacir’in yaş farklılığı ve vahşilğinin yanı sıra birlikte yaşamak da hayatı zorlaştırmıştı. Meleknaz sanki büyük bir suç işlemiş gibi tek kişilik zindan odasında bir celladın önünde hazır beklemek zorunda kalmıştı.

Meleknaz, “21 yaşlarındaydı. Şamlı olduğunu söylüyordu ama yalan söylediğini hissediyordum” diyor.


Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Foto: Kürdistan Bölgesi Başkanlık sitesi

Başkan Neçirvan Barzani, Polonya'nın yeni Erbil Başkonsolosu'nu kabul etti

Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Polonya’nın yeni Erbil Başkonsolosu Maciej Zajdel ile bir araya geldi. Görüşmede Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesi’nin Polonya ile ilişkilerini her alanda geliştirme arzusunu vurguladı.