Erbil (Rûdaw) - Kürdistan ve Fransa arasındaki ilişkilerin başlangıcı, birkaç Fransız öğrencinin Kürdistan Bölgesi üzerine yazdıkları doktora tezleri tamamlamak amacıyla 1960’lı yıllarda gerçekleştirdikleri ziyarete dayanıyor.
Söz konusu öğrencilerden Can Mari Pradi 1966 yılında Tahran’dan Bağdat’a geçer, oradan da Kürdistan Bölgesi’ne gelir. Pradi, 2019 yılında verdiği bir röportajda Kürdistan’da geçirdiği günlerden bahsederken pek çok kere Mele Mustafa Barzani’yi gördüğünü belirtir. Pradi o günlerden şöyle anlatır:
“Barzani, süpergüçlerin onu desteklemeyeceğini bilir. Açık bir şekilde doğru ve haklı bir amaç uğruna çalıştıklarını ve bu yüzden de uluslararası toplumun kendilerini desteklemeleri gerektiği, teröre karşı olduklarını ve hiçbir zaman teröre yönelmeyeceklerini söyler.”
Paris’e dönen Can Mari, Fransız kamuoyunu Kürt Sorunu hakkında aydınlatmaya çalışır. 1968’de Kürt Sorunu’nu anlatan ‘Kürtler: Sessiz Devrim’ adlı bir kitap yayınlar. Ardından Elysee Sarayı’na davet edilen Pradi, orada bulunan diplomat ve askeri yetkililere Kürtlerin bir davaları olduğunu ve bu davayı da siyasi bir yolla çözmek istediklerini açıklar. Pradi dışında Kürtler hakkında Fransız toplumunu aydınlatmada birkaç kişinin daha rolü oldu.
Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan, döneme ilişkin şu ifadeleri kullanır: “O zaman Roni Mories adında bir Fransız Kürdistan’a geldi ve Kürtler hakkında bir kitap yazdı. Kitapta Mela Mustafa Barzani’nin bir mektubu yayınlanır. Barzani mektupta ‘Kan emici bir rejimle savaşıyoruz’ der. Kürt bir generalden Fransız bir generale yönelik ‘Siz işgalcilere karşı savaşınızı verdiniz, Irak rejimine askeri olarak destek vermemenizi umuyoruz’ ifadelerini kullandığını görüyoruz.”
2007 yılında Fransa Dışişleri Bakanı olan Bernard Kouchner 1974’te Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret eder ve Mustafa Barzani ile görüşür.
Kouchner ve Barzani, sağlık alanında yardım amaçlı uluslararası örgütlerin desteğinden bahseder. Zira kendisi Fransa temsilciliğini yapıyordu ve Kürtlerin de bu desteğe ihtiyacı vardı.
1980’li yılların başında üç Fransız daha Kürdistan’a geldi ve Doğu Kürdistan’da kaldılar. 1980 yılının Eylül ayında Uluslararası Doktorlar Örgütü’nden bir heyet Doğu Kürdistan’ın Şino kentine gelir ve 6 ay boyunca orada kalıp tıbbi yardımda bulundular.
Bu heyetin bünyesinde yer alan Frederic Tissot 2007 yılında Fransa’nın Erbil konsolosu olur.
Tissot, Rûdaw’la yaptığı bir söyleşide o dönem yaptığı ziyaretten sonra Kürtlerden ve Kürt sorunundan kopamadığını söyler. Tissot, Abdurrahman Qasimlo’nun kendi üzerinde büyük bir etkide bulunduğunu da belirtir:
“Evet, o benim hocamdı. Kürt halkının başından geçenleri o bana öğretti: Mahabad Cumhuriyeti, Mela Mustafa’nın Sovyetler Birliği’ne ilticası, Türkiye, Suriye ve İran’daki Kürtlerin yaşadıkları. Qasimlo gerçek bir demokrattı. Aydın bir kişilik olmasının yanı sıra aynı zamanda savaşan bir gücün de öncüsüydü.”
1980’li yıllar da Fransa ve Kürdistan arasındaki ilişkilerin geliştiği yıllar oldu. Nitekim Paris Konferansı düzenlendi, Mustafa Barzani ve Celal Talabani konferansa katıldılar.
Fransa eski Erbil konsolosu Frederic Tissot “Bernard Kouchner 1974 yılında Haci Omeran’da Mustafa Barzani’yle görüştü. Kouchner, Kürdistan’a hakimdi. Sonra da Dr. Qasimlo’yu görmek için döndü.
Temmuz 1990’da Irak, Kuveyt’e saldırdı, ardından 1991’de Amerika ve 34 koalisyon gücü Irak’a karşı saldırı başlattı.
Aynı sene Fransa, Baas rejiminin Kürdistan Bölgesi üzerindeki saldırılarını durdurmak için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde konumunu kullandı. Sonuç, 5 Nisan 1991’de Güvenlik Konseyi’nin 688 numaralı uçuşa yasak bölge kararı oldu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın