Solcular İran’a karşı körler

30-01-2020
David Romano
Etiketler David Romano İran Solcular
A+ A-

Uluslararası kamuoyunda solcuların birçoğu İran’ı eleştirmekten uzak duruyor olabilir. Kürt ve İranlı arkadaşlarımın çoğu da (ki hiçbiri Tahran rejimini desteklemiyor) bunu sezmiş olabilirler.

İran’da göstericiler 2009 yılında hile karıştırılan seçimlere karşı sokağa döküldüğünde, solcular kendi koltuklarında sessizce olanları izledi. Başkan Obama, “gösterilerin arkasında ABD’nin eli var” denmesin diye sessiz kalmanın daha iyi olabileceğini hissetti. Fakat aynı tavır o tarihten sonra her yıl düzenlenen tüm gösteri ve huzursuzluklara karşı da uygulanıyor. Yani “bu İran’ın iç meselesi” olarak görülüyor ve “hiç bahsetmeyin, yoksa arkasında ABD emperyaliminin desteği var diyecekler” denilmesinden korkuluyor.

İran’da veya yakınında yaşayan solcular rejimin yaptıklarından tamamen haberdar. Öyle görünüyor ki dışarıdaki ideolojik dostları için de olanları gözardı etmek daha yeğdir. Kendilerine sorarsanız eğer hemen Molla rejimini sevmediklerini ve “kötü” hatta “çok kötü” olduğunu söylerler.

Fakat İran meselesi, İstanbul’daki büyükelçilikte cesedi parçalanan bir gazetecininki kadar solcuları kızdırmıyor. İran’da güvenlik güçlerinin kaç göstericiyi öldürdüğü onlar için o kadar da önemli değil (Kasım ayında 1500 göstericiyi öldürdükleri gibi). Batılı sosyalistlerin İran’daki göstericilere destek için sokağa çıkmalarını görmek son derece doğaldır. Elbette İsrail’in Gazze’de düzenlediği bir operasyona karşı gösteri düzenleniyor, fakat haşa eğer İran için böyle bir şeye tanık olabiliyorsak.

İran hakkında bazı anılarımızı tazeleyelim; Göstericilere ateş etmek, göstericileri dövmeleri için besic milisleri görevlendirmenin dışında mollalar bağımsız işçi sendikalarına izin vermiyorlar ve siyasilerin idam edilmesi konusunda da Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyorlar. Tüm karşıt siyasi formları kriminalize etmek için de yasal bir kılıfları da var; “Allah’a şirk koşmak!” Onlar bu kavramı yaşı küçük olanları yargıladıklarında ve gizli yapılan mahkemelrde kullanıyorlar ve her hafat bu ülkede idamlar gerçekleşiyor. Bu şekilde yargılanıp idama mahkum edilenlerin birçoğu ise Kürt.

Bu, her hafta kolberlere (sınır ticareti yapan Kürtler) ve atlarına ateş eden rejimin kendisidir. 1990’lı yıllar boyunca İran rejimi Oslo barış anlaşmasını reddeden Filistinlilere para ve yardım gönderdi. Bunun sonucunda ise 2001’de yaşanan patlamalar ve ardından seçimlerde İsrail’de sert kafalı sağcı bir hükümet çıktı meydana.

Avrupa’da Kürt liderleri katledenler aynı zamanda Güney Amerika’da Yahudi merkezlerini de patlatanlardı. Bu, 2011’den beri yüzbinlerce Suriyeliyi öldüren Esad’a yardım eden, 1979’dan beri binlerce Kürt’ü, “İslam Cumhuriyeti’ni sevmiyorlar” bahanesi ile öldüren rejimin ta kendisidir.  

Bu o olgudur ki Kürt arkadaşlarımdan birini şu sözleri söylemeye itti: “40 yıldır insanlara şiddet ve baskı uygulayan İran’ı savunan ve tüm yaptıklarına gerekçeler üreten solcuların başarılarından ötürü kutluyorum. Sorum şu; emperyalizm ve kapitalizme karşı duran büyük kahraman için yapmadığınız daha ne kaldı?”

“Amerika’nın emperyalist ve capitalist çarkını” insanlığa karşı en büyük tehlike olarak gören sosyalistlerin gözünde İran mollalarının ve Şam kasaplarının yaptığı her şey küçük ve basit sayılır. Çünkü onlara göre, “lokal savaşlar her zaman insanlığın karşıkarşıya kaldığı büyük tehlike karşısında spesifik kalır.”

Amerikalılar, (daha önce de İngiltere ve Fransa) tüm olaylar ve olgulardan sorumlu tutuluyorlar. Ruanda’da olduğu gibi bir soykırıma müsaade etseler, kolonyalist geçmişlerinden ötürü bu ölümlere sebep oldukları için kınanırlar. Yosul bir ülkeyi dünya ekonomisi içine çekmeye çalışsalar yine aynı saldırıya maruz kalırlar. İran ve Küba gibi ülkeler de dünya piyasasından soyutlandığında yine yoksulluğa neden oluyorlar diye eleştirilirler. Nasıl olursa olsun saldırıya uğrayan, ister bir diktatörü desteklemek, isterse tahttan indirmek için müdahale edilen ülkelerde de durum aynı. Şiiler Sünni bölgelerine saldırdığında veya Saddam Hüseyin Şii bölgeleri “petrol karşılığında gıda” programından muaf tuttuğunda, her iki tarafta da yaşanan kayıpların, çelişki ve çatışmaların temel sorumluluğu Batı’ya yıkılır.   

En iyi olasılıkla bu solcular “Amerika da Tahran rejimi kadar kötüdür, ondan daha da güçlüdür” derler. Zamanlkarının yüzde 90’ını ABD ve müttefiklerini suçlamakla geçtiği için diğerlerine karşı yüreklerinde herhangi bir karşıtlık hissi kalmıyor. Bu insani değerlere saygı ve destek propagandası yapan gruplar için daha çok iki yüzlülükj gibi görünüyor. Hiç olmazsa sağcılar daha doğru konuşuyor. Çünkü onlar kendi çıkarları için bunu yaptıklarını belirtip gizleme bunu gereği duymuyor.

Biraz daha mantıklı düşündüklerinde batılı devletlerin eline bulaşan kanı biraz daha aydınlık bir gözle görebilir ama aynı zamanda bu kötü rejimlerin yaptıklarına da bir göz gezdirebilirler.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

 Lacan köyünde geçtiğimiz günlerde yaşanan gerginlik sırasında ağır yaralanan 21 yaşındaki Peşmerge Arman Senar Reşid Diri, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Lacan'daki olaylarda yaralanan Peşmerge yaşamını yitirdi

Erbil'in Xebat (Kelek) ilçesine bağlı Lacan köyünde geçtiğimiz günlerde yaşanan gerginlik sırasında ağır yaralanan 21 yaşındaki Peşmerge Arman Senar Reşid Diri, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.