Erbil (Rûdaw) - Doç. Dr. İkbal Dürre, Türkiye’nin Kürt meselesine yaklaşımının hâlâ bölgesel gelişmelere endeksli olduğunu belirterek, “Radikal adımlar için devlet aklında yeni bir yönelim var. Ancak anlayış değişmeden çözüm mümkün değil” dedi. Dürre’ye göre çözüm süreci bu kez daha kontrollü ilerliyor ve “tarihi bir fırsat” kapıda.
Rûdaw TV’de Hevidar Zana’nın sunduğu haber bültenine konuk olan uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. İkbal Dürre, Türkiye’deki Kürt meselesi ve çözüm sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Dürre, Türkiye’nin Kürt meselesinde radikal adımlar atmaktan uzak olduğunu, bunun temel nedeninin net bir yol haritasının eksikliği ve sürecin Ortadoğu’daki bölgesel gelişmelere endeksli olduğunu belirtti.
“Türkiye, adımları bölgesel gelişmelere göre şekillendiriyor”
Doç. Dr. İkbal Dürre, Türkiye’nin Kürt meselesine yaklaşımının bölgesel dinamiklerle şekillendiğini vurguladı.
“Türkiye, içeride atacağı adımları bölgesel gelişmelerle orantılı olarak yapmak istiyor” diyen Dürre, “Ancak son dönemde, bölgesel gelişmelerden bağımsız olarak radikal adımlar atılması gerektiğini savunan bir devlet aklı da ortaya çıkıyor. Mecliste bir komisyon kurulması gibi gelişmeler, bu konuların netleşmesine katkı sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
“Anlayış değişimi şart”
Türkiye’de Kürt meselesine yönelik anlayışın hala değişmediğini ifade eden Dürre, PKK’nin silah bırakma süreciyle paralel bir değişim umudu olduğunu.
Dürre, şunları söyledi:
“Devletin içinde bu yönde bir akım var, ancak bu henüz netleşmiş değil. Bazı siyasi partiler ve siyasiler, meseleyi kendi çıkarları için kullanıyor. Bu, hem devlet aklına hem de Türkiye’nin geleceğine zarar veriyor.”
“Çözüm için tarihi bir fırsat”
Dürre, Türkiye’nin Kürt meselesinde çözüm noktasına tarihte hiç olmadığı kadar yakın olduğunu belirtti.
“Bunun hem iç hem de dış nedenleri var” diyen Dürre, “Kürt siyaseti bu durumu iyi okuyor ve adımlarını buna göre atıyor. Türkiye’den de aynı yaklaşımı bekliyoruz. Avrupa Yerel Yönetimler Yasası’na uyum, anadilde eğitim, kayyum politikalarının sona ermesi gibi adımlar atılmalı. Türkiye, ne yapması gerektiğini biliyor” yorumunu yaptı.
“Dışarıdaki Kürt kazanımları sorun olmamalı”
Türkiye’nin, diğer ülkelerdeki Kürtlerin kazanımlarını tehdit olarak görmemesi gerektiğini vurgulayan Dürre, iu sözlerle çarpıcı bir örnek verdi:
“Dışişleri Bakanlığı, Türkmenlerin Kerkük’teki sorunlarını takip ettiğini söylüyor. Türk-Kürt kardeşliği söylemi varsa, Kürtlerin sorunları da takip edilmeli. Türkiye, bu kardeşliği pratikte göstermeli. Bu, zor bir şey değil.”
“PKK engeli kalkıyor, süreç hızlanabilir”
PKK’nin silah bırakma sürecinin, Kürt meselesinin çözümünde önemli bir engeli ortadan kaldırdığını belirten Dürre, “Türkiye’nin artık dışarıdaki Kürt kazanımlarını dert etmemesi lazım. Bu yaz dönemiyle birlikte süreç hızlanabilir. Ancak içeride ‘barış Türkiye’yi böler’ gibi akıl dışı söylemler devam ediyor. Bu kesim, eskiden savaşın Türkiye’yi böleceğini söylüyordu, şimdi barışın böleceğini iddia ediyor” dedi.
“Kontrollü süreç umut verici”
Doç. Dr. İkbal Dürre, bu seferki sürecin daha kontrollü olduğunu ve geçmiş deneyimlerden ders alındığını ifade etti.
Dürre, “Provokasyon olasılığı var, ancak devlet aklı bu kez daha mantıklı ve derin bir siyasetle hareket ediyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin ara buluculuğu, taraflar için güven unsuru oluşturuyor. Bu, eskiye göre daha umut verici bir tablo sunuyor” şeklinde konuştu.
Kürtlerin temel talepleri: Anadilde eğitim ve kayyumların kaldırılması
Kürtlerin en büyük beklentisinin anadilde eğitim olduğunu vurgulayan Dürre, “Bu, devletin kontrolünde ve inisiyatifinde olmalı. Kayyum politikaları kaldırılmalı, siyasi hükümlülerin özgürlüğüne kavuşması sağlanmalı. Yerel yönetimler güçlendirilmeli. Bunlar, demokratik bir tartışma ortamında, Türk toplumunun hassasiyetleri gözetilerek etap etap hayata geçirilmeli” dedi.
“Türkiye’de demokrasi olursa Kürt sorunu çözülür” görüşüne katılmadığını belirten Dürre, “Asıl mesele, Kürt sorununun Türkiye’de demokrasinin önündeki engel olması. Türkiye, bu sorunu kontrol edemediği için demokratik adımlar atmıyor. Demokrasi ve Kürt taleplerine yönelik çözümler paralel götürülmeli” diye konuştu.
Suriye ve Rojava’ya dair beklentiler
Dürre, PKK’nin silah bırakmasının Suriye’deki Kürt yapılarına yönelik Türkiye’nin yaklaşımını da etkilemesi gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. İkbal Dürre, “Türkiye, Rojava’daki Kürt yapılarını tehdit olarak görmekten vazgeçmeli. Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yapı, hem Kürtlerin hem Türkiye’nin faydasına olur. Ancak Türkiye’de ‘Kürtlerin faydasına olan hiçbir şey yapılmasın’ gibi tuhaf bir anlayış var. Bu anlayışın değişmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
PKK’nin, Abdullah Öcalan’ın şartlarının iyileştirilmesi gibi talepleri olduğunu belirten Dürre, “Bu, ikili görüşmelerde nasıl şekillenir, bilemiyorum. Benim odaklandığım, Kürt halkının genel beklentileri” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın