Erbil (Rûdaw) – Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, K Kürtçe dilinin gelişimi için genel bir seferberliğin gerekli olduğunu söyledi.
2025-2026 eğitim-öğretim yılı için 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda okutulan seçmeli dersler kapsamında Kürtçe (Kurmancİ ve Zazaki) dersine başvurular başladı.
Aileler, 17 Şubat’a kadar çocukları için Kürtçe dersini seçebilecek.
Bu kapsamda, sivil toplum kuruluşları, yayınevleri ve Kürt dili aktivistleri, aileleri teşvik etmek amacıyla kampanyalar düzenliyor.
Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, Kürtçe dili kampanyası ve Kürt dili çalışmaları hakkında Rûdaw TV’den Muhammed İzzettin’in sorularını yanıtladı.
"Her yerde ciddi bir kampanya gerekli"
Abdullah Keskin, Kürtlerin Kürtçeye karşı ihmalkâr bir tutum sergilediğini belirterek şunları söyledi:
"Yıldan yıla Kürtçe dersini seçen öğrenci sayısı azalıyor. Her yıl bir önceki yılı arıyoruz. 2-3 yıl önce yaklaşık 30 bin öğrenci Kürtçe dersini seçmişti, ancak geçen yıl bu sayı 22-23 bine düştü.
Şu an gördüğüm kadarıyla sadece Bingöl’de güçlü bir kampanya var. Orada 2 bin 500 öğrenci Kirmancca (Zazaca) dersini seçti. Ancak diğer bölgelerde kampanya yok denecek kadar az."
Keskin, ailelerin çocukları için endişelendiğini belirterek, güçlü bir kampanya yürütülmesi gerektiğini vurguladı:
"Her alanda, her yerde ciddi bir kampanya olmalı ki aileler gönül rahatlığıyla çocuklarını Kürtçe dersine yönlendirebilsin. Ancak görüyoruz ki bu yılki kampanya önceki yıllara kıyasla çok zayıf. Henüz geç değil. Umarım bugünden sonra daha da güçlenir."
"Kürtçeyi ciddi şekilde kendimize dert edinmedik"
Abdullah Keskin, kampanyaların zayıflığının nedenlerine de değinerek şunları söyledi:
"Bunun birçok sebebi var. Tarihsel nedenler elbette önemli ancak bana göre temel neden, bizim kendi ihmalkârlığımızdır. Kürt kurumları da bu konuda yeterince çaba göstermiyor.
Önceleri, Kürtçe sadece ev içinde konuşulan bir dil olmasın, aynı zamanda pazar dili, eğitim dili, iletişim dili olsun diyorduk. Ancak bugün görüyoruz ki Kürtçe artık ne ana dil ne de sokak dili olarak yeterince konuşuluyor.
Gençler arasında Kürtçe konuşma oranı giderek azalıyor. Rawest Araştırma Merkezi’nin birkaç yıl önce yaptığı bir çalışma da bunu doğruluyor."
Keskin, Kürtlerin dil konusunda yeterince sorumluluk almadığını belirtti:
"Kürtçe meselesi birkaç kişinin veya kurumun omuzlarına yüklenmiş durumda ve bu da yetmiyor. Kürtçe dili için genel bir seferberlik şart. Bingöl'deki kampanyanın başarılı olması beni mutlu etti. Eğer Diyarbakır, Mardin, Van ve Urfa’da da benzer çalışmalar yapılırsa, sayı çok daha fazla olur."
Keskin, Kürtlerin dil konusunu bir toplumsal mesele olarak sahiplenmesi gerektiğini de vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne kadar geç kalırsak, o kadar aleyhimize olur. Devlet öğretmen ataması yapmıyor çünkü bizim de yeterince ciddi bakmadığımızı görüyor. Eğer millet olarak sahip çıkarsak, devlet yüzlerce, belki de binlerce öğretmen atamak zorunda kalır."
"Artık Kürtçe eğitimi başlamalı"
Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Keskin, Kürtçe eğitimin sadece seçmeli derslerle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak şunları dile getirdi:
"Şu ana kadar Kürtçe eğitimi dar bir çerçevede kaldı. Eğer Kürtçenin bu topraklarda varlığını sürdürmesini istiyorsak, hayatın her alanında kullanmalıyız. Sadece seçmeli derslerle değil, ilkokuldan üniversiteye kadar bir eğitim sistemi oluşturmalıyız."
Gelişmiş ülkelerin kendi dillerini korumak için çeşitli adımlar attığını hatırlatan Keskin, Kürtçenin de benzer bir sürece girmesi gerektiğini söyledi:
"Dün, bugün ve yarın. Kürtçenin durumu hâlâ belirsiz. Devlet varlığını kabul ediyor mu, etmiyor mu belli değil. Bu dilde okul yok, sistematik bir eğitim yok. Kürtçe bugüne kadar kendiliğinden var oldu ama bundan sonrası için bir yol haritasına ihtiyacımız var."
"21. yüzyılda Kürtçe eğitimi ulusal bir mesele değil, insani bir hak"
Keskin, Kürtçenin teknoloji ve internet çağına ulaşmasının olumlu bir gelişme olduğunu ancak bunun tek başına yeterli olmadığını belirterek şunları dile getirdi:
"15-20 yıl önce dilimizin kaybolmasından endişe ediyorduk. Bugün artık böyle bir korku yok. Kürtçe, sadece Kuzey’de bile en az 15-20 milyon insanın ana dili. Ancak hangi alanda kullanılıyor? Yeni nesil Kürtçeyle bağını giderek kaybediyor.
Kürtçe klasik anlamda ölmez, ama bu şekliyle de bir gelişme sağlayamaz. Bu motivasyon ve çalışmalarla Kürtçeyi hak ettiği seviyeye getiremeyiz. Eğitim meselesine ciddi bir şekilde el atmalıyız.
Bana göre 21. yüzyılda Kürtçe eğitimi, ulusal bir mesele değil, temel bir insan hakkıdır. Bunun için büyük siyasi çalışmalara da gerek yok. Eğer bugün bir milyon Kürt, Kürtçe eğitimi için Birleşmiş Milletler’e başvursa, belki devlet için birçok sorun çıkabilir ama bizim için büyük bir kazanım olur."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın