Dersim Barosu: Kentte çevre tahribatı hızla artıyor

08-07-2025
Ali Haydar Gözlü
A+ A-

Dersim (Rûdaw) – Dersim Barosu, yaz mevsimiyle birlikte Dersim’de hızla artan çevre tahribatına, madencilik faaliyetlerine, hidroelektrik santrali (HES) projelerine dikkat çekmek amacıyla Alevilerin kutsal yeri olan Gola Çetu’da basın açıklaması gerçekleştirdi.

Sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerinde destek verdiği açıklamayı okuyan Dersim Baro Başkanı Doğukan Kudat, “Türkiye’nin taraf olduğu ve Anayasanın 90.maddesine göre üst hukuk normu niteliğinde olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. Maddesi, yaşam hakkını mutlak ve vazgeçilmez temel insan haklarının başında saymaktadır. Yaşam hakkı, diğer temel hak ve özgürlüklere sahip olmanın ön koşulu olup bu da çevre hakkının sağlanması ile mümkündür. Bu anlamda çevre hakkı ile yaşam hakkı anlamlı bir bütünlük oluşturur. Bizler, Anayasa’nın 2. Maddesinde belirtildiği üzere, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak çevre hakkının korunması, ekolojik dengenin gözetilmesi, yaşam alanlarının savunulması ve halkın sürece katılımının sağlanması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Devletin ve vatandaşın çevrenin korunması yönünde görevlerinin olduğunu hatırlatan Kudat, “Toplum yararını yok sayan yatırımlar, tarihi, kültürel ve doğal varlıklarımızın insan eliyle yok edilmesi, sürdürülebilir yaşamı tehdit etmektedir. Çevre, yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların da ortak varlığıdır. Anayasa’nın 56. maddesi açıkça, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu ve çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların görevi olduğunu düzenlemektedir” diye konuştu.

“Hayata geçirilmek istenen projeler doğaya ve kültürel dokuyu tehdit ediyor”

Dersim’de hayata geçirilmek istenen projelerin ekosisteme büyük zararlar vereceğini ifade eden Kudat, “Ne var ki, ‘kamu yararı’ veya ‘ekonomik kalkınma’ gibi gerekçelerle yürütülen madencilik faaliyetleri, HES projeleri ve benzeri uygulamalar, doğaya, canlı yaşamına ve bölgemizin ekolojik bütünlüğüne onarılamaz zararlar vermektedir. Ekosistemi tahrip eden bu faaliyetlerin çoğu, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin yeterince şeffaf ve bilimsel yapılmaması, halkın katılımının göz ardı edilmesi gibi ciddi sorunlar barındırmaktadır. Dersim’in her bir karış toprağı; binlerce yıllık kültürel, tarihi ve ekolojik mirasın sembolüdür. Burada yürütülmek istenen madencilik faaliyetleri ve benzeri projeler, sadece doğayı değil, insan yaşamını, geçim kaynaklarını ve kültürel dokuyu da tehdit etmektedir” şeklinde konuştu.

Kudat, “Dersim Barosu olarak, çevre hakkının yalnızca hukuki bir mesele değil, insan hakkı olduğunun altını çizdiklerini kamuoyunu ve yetkilileri sorumlu davranmaya davet ediyoruz” ifadesini kullandı.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli