İstanbul (Rûdaw) - Hukukçu Dr. Orhan Gazi Ertekin, Rûdaw'a yaptığı açıklamada Türkiye'deki yeni süreci değerlendirdi. Barışın tarafların "iyi niyetine" indirgenemeyeceğini belirten Ertekin, "Barışın önündeki engeller sanılandan daha az. En uçtaki ırkçı partiler bile bu süreci engellemekte zorlanıyor" dedi.
DEM Parti tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na katılan Dr. Orhan Gazi Ertekin, Türkiye'nin gündemindeki çözüm ve barış tartışmalarına ilişkin Rûdaw'a önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sürecin kişisel niyetlerden öte tarihsel ve toplumsal bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Ertekin, Güney Afrika ve İrlanda örneklerine dikkat çekti.
"De Klerk iyi niyetli değildi, zorundaydı"
Dünyadaki barış süreçleri tecrübesine bakıldığında, tarafların "iyi niyetli" veya "kötü niyetli" olarak tasnif edilmemesi gerektiğini belirten Ertekin, şunları söyledi:
"Güney Afrika tarihindeki F.W. de Klerk'i düşünürseniz, onun iyi niyetli olduğunu düşünmek بۆhiçbir nedenimiz yok. Fakat barış süreçleri iyi niyetlerin ötesinde bazı zorunluluklarla, toplumsal ve tarihsel zorunluluklarla ilerler."
"Gecikmiş bir süreç yaşıyoruz"
Türkiye'nin barışın tarihsel bir zorunluluk olduğu fikrine, savaşan bütün taraflarıyla birlikte 2 ila 10 yıl öncesinden geldiğini savunan Ertekin, sürecin giderek ertelendiğini ifade etti.
Ertekin, "Bu gecikmiş bir barış sürecidir; bunu artık bilmek lazım. Tarafların iyi niyetlerini aşan nesnel ve zorunlu bir süreçtir. Dolayısıyla karşı tarafın iyi veya kötü niyetini ölçmekten vazgeçelim. Karşı tarafın pratiklerinin ve söylemlerinin ne kadar barışa hizmet ettiğini temkinli bir biçimde ama nesnel, zorunlu bir sürecin içinde olduğumuzu bilerek takip edelim. Bizi iyi niyet sorgusunda tuttukları sürece barış, son derece sübjektif bir meseleye dönüşür" dedi.
"Irkçı partiler bile zorlanıyor"
Türkiye'de barışın önündeki engellerin sanıldığından daha az olduğunu düşündüğünü belirten Ertekin, marjinal birkaç örgüt ve parti dışında bunun önünde duracak bir gelenek veya güç bulunmadığını öne sürdü.
Ertekin sözlerine şöyle devam etti:
"Bu süreç artık en uçtaki ırkçı Türk partilerini bile zorlayan, onlara cevap vermekte, engellemekte güçlük çıkaran bir şeye, tarihsel bir ilerlemeye dönüşmüş durumda. Benim iyimserliğim tarihin gelişimiyle ve nesnel süreçle alakalı. Yoksa öznel olarak taraflara baktığımda ne iyimser ne kötümser olabiliyorum; taraflar kendi pozisyonlarını koruyorlar."
"Barış kırılgandır, toplumsallaştırılmalı"
Barış süreçlerinin doğası gereği kırılgan olduğunu ve sürekli değişebileceğini hatırlatan Dr. Ertekin, sürece uygun bir dil kullanılması gerektiği uyarısında bulundu.
Ertekin, "Mümkün olduğu kadar bu sürecin taraflarının kendi görevlerini yapmasını, yani barışı toplumsallaştırıcı, barışın toplumsallaşmasını sağlayacak öznel söylemlerin çoğaltılmasını, bunun kamuoyuna ulaştırılmasını ve buna ilişkin araçların geliştirilmesini öne almak gerekiyor. Bu şekilde ilerlemenin doğru olduğunu düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Hukukçu Dr. Orhan Gazi Ertekin, Rûdaw'a konuştu:
— Rudaw Türkçe (@RudawTurkce) December 8, 2025
"Bu gecikmiş bir barış süreci. Karşı tarafın iyi veya kötü niyetini ölçmekten vazgeçelim"
"Türkiye'de barışın önündeki engellerin sanıldığından daha az olduğunu düşünüyorum" pic.twitter.com/YYQOuRLRHO
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın