Haber Merkezi - Meclis Genel Kurulunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin maddelerinin görüşmelerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Erkem İmamoğlu’na hapis cezası verilmesine ilişkin karar tartışma konusu oldu.
AK Parti Grup Başkanvekili, Erdoğan’ın geçmişte tutuklanarak Pınarhisar Cezaevi’ne konulması ile İmamoğlu’na hapis cezası verilmesi arasında benzerlik kurulmasına karşı çıkarak, “Biz Sayın Cumhurbaşkanı'mızı 1998'de Pınarhisar Cezaevi'ne ağlayarak gönderdik, o kararı üzülerek karşıladık ancak dünkü manzarayı gördüğümüzde bu kararın nasıl sevinçle karşılandığını, nasıl bayram edildiğini de görüyoruz” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak uygulanmasına karar verildiğini hatırlatarak, "Bu karar bizim açımızdan hukuki değil siyasi saiklerle alınan bir garabet" ifadesini kullandı.
Mahkeme kararının vicdanlarda kabul görmediğini söyleyen Usta, demokrasinin ayaklar altına alındığını ve 16 milyon kişinin iradesinin gasbedildiğini söyledi.
İmamoğlu hakkındaki kararın arkasında demokrasi ve millet iradesine karşı duyulan korku olduğunu savunan Usta, "Siz muhalefet ve millet üzerinde korku iklimi yaratmaya çalıştıkça biz daha gür sesle 'Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet' diye haykırmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Usta, kararın ardından vatandaşların, İmamoğlu'na destek vermek için Saraçhane'deki İBB binası önünde toplandığını anımsatarak "Oraya gelen kalabalık 'Sizden korkmuyoruz.' diyor, siz bunu bir kutlama zannediyorsunuz. Bütün korku perdeleri yıkıldı, bu millet sizin istibdatınızdan korkmuyor. İnsanlardaki bu heyecanı kutlama zannediyorsunuz. Böyle bir yakıştırma olamaz” değerlendirmesini yaptı.
“Benzerlik kurmak son derece yanlış"
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç da, İmamoğlu hakkında ilk derece mahkemesinin verdiği kesin olmayan bir kararın söz konusu olduğunu belirtti. İstinaf sürecinin bulunduğunu, temyiz yolunun açık olduğunu söyleyen Tunç, "Kesin olmayan bir karar üzerinden fırtına koparılması, buradan mağduriyet algısı oluşturulmaya çalışılması doğru değil" görüşünü savundu.
Kararın, iktidarın talimatıyla verildiği iddiasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Tunç, "Böyle bir durum söz konusu olamaz. Bu, bir karalama siyaseti" ifadesini kullandı.
Yargı kararlarının eleştirilebileceğini, kendilerinin de zaman zaman mahkeme kararlarını eleştirdiklerini anlatan Tunç, şunları kaydetti:
"Bağımsız ve tarafsız yargıya müdahale kesinlikle söz konusu değil. Bu karar ile Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 1998'de Siirt'te okuduğu şiir nedeniyle aldığı mahkumiyet arasında benzerlik kurmak son derece yanlış. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Ziya Gökalp'in ders kitaplarında olan bir şiirini okuduğu için ceza aldı ve hapse girdi. Burada ise Yüksek Seçim Kurulu hakimlerine 'ahmak' dediği için hakaret nedeniyle ceza alınan bir durum var. Biz Sayın Cumhurbaşkanı'mızı 1998'de Pınarhisar Cezaevi'ne ağlayarak gönderdik, o kararı üzülerek karşıladık ancak dünkü manzarayı gördüğümüzde bu kararın nasıl sevinçle karşılandığını, nasıl bayram edildiğini de görüyoruz."
Yargı sürecinin beklenmesi gerektiğini, bağımsız yargının en doğru kararı vereceğini belirten Tunç, "Kesinleşmeyen karar üzerinden 'Bu karar istibdat yönetiminin kararı' demek son derece yanlış. Türkiye bir hukuk devleti. Yargı kararlarına saygı duymak zorundayız. Kararları eleştirebiliriz ancak bunu 'iktidar baskısıyla alınan bir karar' gibi göstermek yanlış, bunu kabul edemeyiz" diye konuştu.
“Ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde olur"
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İmamoğlu'nun onurlu, haysiyetli ve kişilikli bir mücadele verdiğini söyledi. Karara tepki gösteren Özkoç, "Dünyanın hiçbir yerinde 16 milyon nüfusu olan bir kentin belediye başkanına; kendisine 'ahmak' diyene cevaben 'Bunu söyleyenler ahmaktır.' dediği için siyasi yasak getirilerek 2 yıl 17 ay 15 gün ceza verilmez. Bu, ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde talimatla olur. Hiçbir vicdana sığmayan bir karar. Bu mahkemeleri aslında savcı ve hakimlerin yönetmediği açıkça ortaya çıktı” görüşünü savundu.
AK Parti sıralarını işaret eden Özkoç, "20 yıldan bu yana iktidardayız diye övünmeyin. Saddam da Esad da 20 yıldan beri iktidardaydı. Onlar neyse siz de osunuz" dedi.
“Cumhurbaşkanı'mız 20 yıldan bu yana 15 seçimi kazanan bir lider”
Sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız 20 yıldan bu yana 15 seçimi kazanan, milletin gönlünde taht kuran bir lider. Siz kendinize bakın. 20 yıldan bu yana 15 seçim kaybedecek, partinin başında oturacak, o diktatör değil ama Sayın Cumhurbaşkanı'mız milletin oylarıyla her sandıkta açık ara birinci olacak, ona 'diktatör' diyeceksiniz. Yazıklar olsun size” karşılığını verdi.
"İBB Başkanı İmamoğlu'nun, 'ahmak' ifadesini İçişleri Bakanı'na söylediği"nin dile getirildiğini hatırlatan Tunç, şöyle devam etti:
"Akıl var, mantık var. Seçimi İçişleri Bakanı mı iptal ediyor? '31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır.' diyor. 'Sayın Özkoç, sen ahmaksın.' desek bana dava açar mısın, açmaz mısın? Hepinizin avukatları ortak biliyoruz, çok daha basit kelimelerle vatandaşların cümlelerine hakaret davası açan sizin liderleriniz. Liderlerinizin avukatlarıyla bir görüşün. 'Madam' kelimesini bile hakaret kabul edip dava açan sizlersiniz. Kesinleşmeyen bir yargı kararı üzerine hemen sevinmeye, bayram etmeye başladınız. Buradan bir mağduriyet çıkmaz."
HDP: Karanlık bir karar
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, kararın demokrasi ve hukuk açısından karanlık bir karar olduğunu söyledi.
Yargının durumunun vahim olduğunu ileri süren Oluç, "İktidarın tahakkümü altında davranan bir yargının doğru bir karar vermesi mümkün değil. Birinci sınıfta okuyan bir hukuk öğrencisi bile böyle bir kararı vermez." diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Haydar Akar da "Ahmak sözcüğüyle hapis cezası alınıyorsa burada ne bir siyasetçi ne de sokakta yaşayan insan kalır, herkesin hapsedilmesi gerekir" dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın