Ankara (Rûdaw) – HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik askeri operasyonuna ilişkin, “HDP olarak savaşa hayır diyoruz. Bu savaşın hiçbir meşru ve haklı tarafı yoktur” dedi.
Rûdaw’a konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) ile Suriye Milli Ordusu tarafından Rojava’ya yönelik 9 Ekim’de başlatılan ve 17 Ekim’de 120 saat süreyle ateşkes ilan edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Temelli, ‘Savaşa hayır demeliyiz’ diyerek AK Parti iktidarını eleştirdi.
Beş günlük süreyle ateşkes ilan edilmesinin bir çözüm yaratmayacağını söyleyen HDP’li Temelli şöyle devam etti:
“Şimdi ateşkes meselesi asılında bu sürdürülmüş bu savaşın bir parçasıdır. Biz HDP olarak savaşa hayır diyoruz. Bu savaşın hiçbir meşru ve haklı tarafı yoktur. Ne hukuken vardır nede filli olarak vardır. Diyorlar ki orada bir terör koridoru var, Türkiye tehdit altında. Bakıyoruz gerçeklik öyle değil. Türkiye’ye yönelik her hangi bir saldırı yok her hangi bir terör faaliyeti yok. Hem de çok çok uzun zamandır zaten Suriye’nin en huzurlu bölgesi. Aynı şey Efrin için de geçerliydi. O zaman da söylüyorduk Efrin’i rahat bırakın, orada bir huzur var halklar bir arada bir demokratik ortam yaratmışlar. Efrin’deki Rojava’daki demokratik ortam Suriye’nin geleceği için çok önemli. Suriye’nin demokratikleşmesi için önemli. Buraya katkı sunacağımıza biz savaşı oraya taşıyoruz. Savaşı taşıdıktan sonra arada ki meseleye ateşkes deniliyor. Dolayısıyla ateşkes bir çözüm yolu yaratmayacaktır. Şu an için 5 günlük bir ateşkesle bir çözüm söz konusu olmayacaktır. Tam tersine 5 gün sonra neler olacağı üzerine insanlar fal açıyor. Kamışlo’ya doğru genişleyecek mi, yok Rusya’yla ne görüşülecek, Şam’la ne görüşülüyor diye önümüzdeki döneme dair fallar açılıyor.”
“Suriyeli göçmenler oradan (Rojava’dan) gelmedi ki"
Türkiye’nin güvenli bölgeye yerleştirmek istediği insanların Rojava dışından gelen insanlar olduğuna dikkat çeken Temelli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Oradaki Demokratik Suriye Güçleri’nden bahseden yok. Orada bütün halkları bir araya getirmiş, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde demokratik bir çözümün en önemli siyasi dinamiği olan bu yapıyı konuşan yok. Suriye’de siyasi çözüm arıyorsanız, Suriye’nin bütün gerçek dinamikleriyle bir arada siyaseti var etmeniz lazım. Bu olmadığı sürece Suriye’de siyasi bir çözümün olması mümkün değil. Savaşta devam eder kargaşa da devam eder, katliamda zülüm de devam eder. Şimdi bakınız Suriye’de ciddi sorunlar var, İdlib sorunu ne oldu bunu hiç konuşan yok. İdlib sorunu dururken Suriye’nin en güvenli bölgesinde kıyamet kopuyor. IŞİD sorunu var. Ne oldu bu İŞİD sorununa? Bilinen 12 bin IŞİD militanının akıbeti ve geleceği belirsiz. Bir de bilinmeyenler var, bunların aileleri 70 bin kişi resmi rakamları söylüyorum. 800 İŞİD’li ortada yok ne olacak! Kimse bilmiyor. Türkiye’de 4 milyon bütünüyle 6 milyon Suriyeli göçmen var kimse bilmiyor. AKP Genel Başkanı’nın hesabına göre bu girdiği yere binalar yapacak ve Suriyeli göçmenleri oraya götürecek. Suriyeli göçmenler oradan gelmedi ki! Oranın halkı zaten orada peki oradaki halk ne olacak? Siz bir nüfus politikası veya demografik yapıyı mı değiştirmek istiyorsunuz? bu zaten başlı başına bir suçtur ve kabul edilebilir bir şey değil. Bizim tezlerimiz çok net, Suriye’de siyasi çözüm Türkiye’de demokratik çözüm. Kürtlerle barışarak olur, Kürtlerle savaşarak Kürtlerle düşmanlık yaparak olmaz. Bu Türkiye için de Suriye için de çok önemli.”
"Bu iktidar ‘da üç şey görürsünüz; tecrit, kayyum ve savaş"
Hakkari, Yüksekova ve Nusaybin belediyelerine kayyum atanmasına ilişkin konuşan Temelli, ‘Bu iktidar şiddet ortamından besleniyor’ diyerek şöyle devam etti:
“Bu rejimi bu tek adam rejimini bu cumhurbaşkanlığı sistemi denen uydurma rejime baktığınızda üç tane şeyi görüyorsunuz. Bir tecrit, iki kayyum ve üç savaş. Yani hukuku tasfiye eden hukuk devletini tasfiye eden yerine tecridi koyan bir anlayış. Yani bizim bugün binaların önü tecrit edildi. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit her yere uygulanıyor. Basın açıklaması yapamıyorsun bu bir tecrit işte, HDP binaları bunun bir göstergesi. İki kayyum, rejim kayyum rejimi, kayyumsuz yönetemiyor. Yani demokrasinin en temel şeylerinden biri olan seçme ve seçilme haklarını yok sayıyor. Birinci adımı olan sandığı ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla demokrasi içinde kendini var edemeyen bir iktidar var. Bu iktidar şiddet ortamından besleniyor. Kayyumda başlı başına bir şiddettir bir zülümdür. Hem iktisadi kaynaklara çörekleniyorlar hem de halkın siyasi iradesini yok sayıyorlar. Üçüncüsü savaş. İşte Suriye’ye dayatılan. Savaş politikası aslında insanların sesini de kısan bütün hakları gasp eden bir politika var. Kimse konuşamıyor insanlar korkuyor. Medyaya uygulanan ambargo ve zamlar, neden savaşı finanse edecekler. Biz bütün bunlara dur demeliyiz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın