Gazeteci Eyüp Burç
İstanbul (Rûdaw) – Gazeteci Eyüp Burç, PKK'nin Türkiye'den çekilme kararının yasal zemine geçiş önündeki dirençleri zayıflattığını ve Türkiye'nin elini güçlendirdiğini söyledi. Burç, özellikle geçiş yasalarının çıkarılması gerektiğini vurguladı. "Terörsüz Türkiye" ifadesinin yetersiz olduğunu ifade eden Burç, Kürt meselesinin aslında bir "Türk meselesi" olduğunu dile getirdi.
PKK bugün Kandil’de düzenlenen basın toplantısı ile “Barış ve Demokratik Toplum” sürecinin önünü açmak amacıyla Türkiye’den güçlerini çektiğini açıkladı.
Rawin Sterk’in suncuğu Rûdaw Türkçe sosyal medya hesaplarından yayınlanan “Gel Anlat” programına konuk olan gazeteci Eyüp Burç, PKK'nin bu kararını "sürecin halkaları" olarak nitelendirdi.
Burç, bu açıklamanın kendisinde "biraz daha fazla umutvari" bir hava yarattığını belirtirken, sürece verilen desteğin yüksek, ancak güvenin zayıf olduğu tespitini yineledi.
"Meclis komisyonunun elini güçlendirdi"
Kararın, özellikle TBMM komisyon çalışmalarının ve hükümet çevrelerinin elini güçlendirdiğini vurgulayan Burç, "Bu açıklama, meclis komisyonunun elini de güçlendirdi, hükümet çevrelerinin elini de güçlendirdi. Türkiye hükümetinin deyim yerindeyse elini biraz daha güçlendirdi, bahanelerini giderek zayıflattı" dedi.
Öcalan'ın PKK'yi fesih ve silah bırakma çağrısının çatışma süreçlerinde herkesi silahsızlandırdığı gibi, bu açıklamanın da yasal zemine geçiş önündeki dirençleri zayıflatacağını öngördü.
Öcalan'la görüşmeler ve "umut hakkı"
Burç, çekilme kararının Öcalan'la görüşme ve "umut hakkı" tartışmalarının seyrini de değiştireceğini, bazı çevrelerin bilinçli olarak geliştirdiği direncin bu anlamda geçerliliğini yitireceğini ifade etti.
Geçtiğimiz günelrde Şırnak’ın Bestler bölgesinde TSK’nın operasyon hazırlığında olduğuna dair haberlere değinen Burç, bunun “süreci provoke edici” ve “tehlikelere yol açıcı” olarak algılandığını belirtti.
Erdoğan'ın da sürece yönelik tehlikelerin farkında olduklarına dair açıklamasını hatırlatan Burç, bu anlamda bugün atılan adımın da kritik önemde olduğunu söyledi.
"Terörsüz Türkiye" söylemi ve entegrasyon adımları
Burç, Türkiye'nin "terörsüz Türkiye" tanımının, PKK'nin çekilme kararıyla birlikte daha da güçlendiğini belirterek, "Türkiye'de terör yok o zaman. Hadi o zaman entegrasyon adımlarını atın ya da bütünleşme, buluşma, yasal ve hukuksal zemine bunu oturtmanın adımlarını atın. Bu anlamda o bahaneyi de kaldırdı. Dağda hala elinde silah olanlar var şeklindeki bahaneler tümüyle suya düştü" şeklinde konuştu.
KCK Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok'un açıklama yaparken arkasında silahlı bir grubun bulunduğunu hatırlatan Burç, Bese Hozat ile başlayan sembolik silah yakma eyleminin, Kürt hareketinin "Türkiye ile ilgili silahlı mücadele sürecimiz bitmiştir" stratejisini gösterdiğini savundu. Burç, "çekiliyorum, yasaları çıkarın ben de silahımı bırakıp döneyim" mesajının samimi olduğunu ve geçiş yasalarının çıkarılmasıyla bu insanların ülkeye dönmek istediklerini belirtti.
"Af değil, entegrasyon yasaları"
Sabri Ok'un "af falan istemiyoruz, af beklentimiz yok" sözlerini haklı bulan Burç, daha önce denenen "eve dönüş" ya da "topluma kazandırma" yasalarının rencide edici bir dil içerdiğini vurguladı.
Burç, "Gerçekten bu bir çatışma çözümü sürecine dönüştürmek gerekiyor ve onun uluslararası deneyimlerinden de yararlanarak... yeni bir çözüm süreci yasalarına kavuşturmak ve Meclis Başkanı'nın söylediği Kürt'ün onurunu ve Türk'ün gururunu incitmeyecek süreç başlamalı" dedi.
PKK'nin 40 yıldır silahlı mücadele verdiğini ancak 30 yıldır Türkiye ile müzakere yürüttüğünü belirten Burç, "uluslararası olmayan silahlı çatışma" tanımına atıfta bulunarak, Birleşmiş Milletler'in uluslararası insancıl hukukunun devreye girmesi ve Türkiye'de geçiş yasalarının yapılması gerektiğini söyledi.
Sürecin aşamalı olarak ilerlemesi gerektiğini belirterek, dağdakilerin geri gelmesi, içeridekilerin çıkması, diasporada sürgün olanların geri gelmesinin "geçiş dönemi yasaları" ile mümkün olacağını belirtti.
"Kürt meselesi, Türk meselesidir"
Burç, "terörsüz Türkiye" ifadesinin bir çözüm lafzı olamayacağını vurgulayarak, "Bu terörsüz Türkiye değil, uluslararası olmayan bir çatışma sürecidir. Ve bunun da hukuku vardır, deneyimleri vardır" dedi.
Kürt meselesinin bir "Kürt davası, haklı davası, eşitlik davası" olduğunu ancak aynı zamanda bir "Türk meselesi" olduğunu belirten Burç, "Türkiye Cumhuriyeti Kuruluşu'ndan bu yana bu meselenin sebebi ve nedenidir bu meseleye bakış açısından kaynaklı. Dolayısıyla Türk meselesi Türkiye'nin Türk meselesidir ve onların çözmesi lazım" dedi.
Medya dili ve eleştiriler
Kürt hareketine yakın medyanın dilinin "bir terbiyeden geçtiğini" hisseden Burç, Türkiye medyasının, özellikle de "muhalif medya" olarak nitelendirilen grupların dilini "zehirli, kışkırtıcı, retçi, inkarcı ve üstenci" olarak eleştirdi.
İYİ Parti’li Turan Çömez'in kulllandığı üslubu eleştiren Burç, "Bu dil çözüm dili değil, bu dil Türkiye'nin muhalefet dili de olamaz. Türkiye'nin gelecekteki demokratik ittifakların da dili olamaz" dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın