Cemal Nebez: Milli tarih, milli felsefe

Ayrıntılı tarih ve milletçi Kürd fikri çeşitli seminerlerle bu kitapda daha da teori haline getirilerek derinlemesine sunuluyor ve tartışılıyor.

İdeolojik sol tartışmanın Kürdistan düşüncesini birinci çevirdiğimiz kitapta da işlendiği gibi yanlış görüyor.

Müslüman Kürtdlerin “ayrı bir Kürd devletine gerek yok hepimiz Müslümanız” ayrıca özellikle Türkiye’de egemen sol söylemin “ortak millet olduğu ve demokrasi ile bu işin çözüleceğini bağımsızlığa gerek olmadığı” düşüncesi de güçlü bir eleştiri ve anlatım ile işleniyor.

Kitapta Kürdlerin bir millet olduğu ve bağımsız devlet olması gerektiği vurgulu bir biçimde tartışılıyor.

“Kürdler ve ayrılıkçılık” suçlaması başlığı, dış ilişkiler İsrail Kürd ilişki anlayışı o güne göre iyi bir referansla, bugün dahi sahip olunmayan bir çesaret ve açık sözlülükle anlatılıyor.

Bugünlerde daha yerli yerine oturan bir tartışma ve kavram olan Kürd milliyetçi düşüncesinin temeli Şerefnameye kadar götürülebilir.

Fakat tartışma ve politikada “kültürel milliyetçiliği” aşan duruş ve teorik yaklaşım ustası Cemal Nebez’dir.

Hem Kürdistan’da hem sürgün yaşamında sadece teorik çalışma içinde kalmayarak bizzat örgütlenme de yapan Cemal Nebez,  Kürd milliyetçi düşüncesinin modeli ve modern dönem temsili kurucu ismidir. Kürd ve Kürdistan parçalanmışlığını ve bölünmeyi reddeden Kürdi düşünde ve sorunlara “içerden bakılması” teorisi yine Cemal Nebez Hoca tarafından geliştirilmiştir.

Kürd kültürü ve tarihi üzerine 30’dan fazla kitabı bulunan Cemal Nebez  düşüncesini yaymak amacı ile yayınladığımız bu ikinci kitabı.

Birinci çeviri “Kürd Ulusal Düşüncesi , Ne Doğunun Kavmiyetçi Düşüncesi, Ne Batının Nasyonalist Düşüncesidir” kitabı idi. Türkçeye ilk kez çevrilen kitaplarına bir sonraki çeviri olarak “Yarsan Dinin Felsefesi Ve Düşüncesi” eserini planladık.

Başta Sitav Yayınları olmak üzer üç kitabı Kürdçe de yayınlanması yeni döneme denk düştüğünde Cemal Nebez, Türkiye’de Kürdler tarafından da fazla bilinmiyordu. Başta bizim yazı ve bu projeler ile Nebez düşüncesi ve önemi daha da bilinir, görünür oldu.

Biz bu projeyi çevrilecek üçüncü eser ile sonlandırsak da, bilindiği gibi Hocanın dilden , tekniğe, tarihten güncel poltikaya kadar oldukça geniş bir külliyatı bulunmaktadır. Umarız ki başka kurum ve şahıslar yeni çeviri ve tanımlamalarla bu değerleri düşüncenin daha da yayılması ve bilinmesine vesile olurlar.

Böylece kitaplarının adlarının bile konuya açıklık getirdiği çalışmalar, ilgili çevreye daha da   düşünsel katkı sunacaktır. Asıl amaç bu konuda Türkiye ve Kürdistan’da da yeni çalışmalar ve düşüncenin  derinleşmesi ile olacaktır.

Cemal Nebez, Arap, Türk, ve çeşitli fikir ile inanç tartışmalarının bir egemen düşünce milliyetçiliği, yani Kürd ve Kürdistan millet düşünce ve devletleşmesini yok sayan bir ırkçı, şövenist tanımlama ve eylem olduğunu vurgulayarak, Kürd milletinin , temsilci ve aydınlarının meseleye özgüvenli, içeriden bakması gerektiğini vurgular. Bunun bir varlık yokluk meselesi olduğunu söyler. Eksik olan bu kadar önemli hem tarihimizin hemde milli düşüncemizde elzem olan düşünce ve oluşumun istenilen yerde olmamasıdır.

Devamcıları olan bizlere milli birlik ve düşünce için temel olan bu anlayışı, kitapları Kürdçenin lehçelerine ve Türkçeye çevrilerek yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Ayrıca üzerine tartışma ve çalışmalar yapılmalıdır. Bu hizmet özel bir görev olarak benim ve bizim milliyetçi Kürd taraflara düşen bu tarihi işlevi yerine getirmeliyiz.

Cemal Nebez kitapları başlıklarından veya içidekiler notlarında dahi bu milli derinlik fikrini verir. Yine bu kitapda aşağıdaki başlığın kendi başına bir yanıt niteliğinde olduğu görülür. Bu başlık ve alıntılarla kitaba bir tanım önsözü oluşturulabilinir.

Konuya giriş; Kürd kimdir ve Kürd olmak ne anlama geliyor?

Yukarıdaki bu soru sadece dışarıdan yani "Kürd olmayanlardan" gelmiyor, daha ziyade bizzat birçok Kürd tarafından da soruluyor ama ne yazık ki insanın içini rahatlatacak kadar akıllı bir cevap verilmemektedir.

Aslında bu soru çok önemli bu "millet", yalnızca Kürdistan olarak bilinen o parçalanmış ülkenin sınırları içinde yaşamıyor, daha ziyade bir kısmı "azınlık" olarak o ülkenin dışında yaşıyor, yani ya oraya buraya dağılmış veya kapalı alanlarda tutulmuş durumdadır. Bütün bunlar Kürdlük kimliğinin tanımlanması meselesini daha karmaşık ve zorlalaştırıcı hale getiriyor.

Yanıt tanımlaması uzun bir düşncenin başlangıcı, buradan da netleşiyor. Yine kitapda Kürd tarihi, coğrafyası ve milli psikolojik kabul yorum ve değerlendirmeleri tam bir milliyetçi Kürd düşüncesinin çerçevesini çizer biçimde sosyolojik bir yorum oluşturuyor.

Not: Alıntı ve değerlendirmeler:

Cemal Nebez, “Çeşitli Bilimsel Seminer ve Konferanslarla Kürd Ulusal Sorunu”, Sitav Yayınları.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)