İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından büyük bir Yahudi topluluğu bu günkü özellikle Güney Kürdistan’da anavatanlarını bırakarak Filistin’e göçetti ve kısa sürede baskın İsrail Yahudi kültürü altında asimile oldu.
Antropolog Erich Brauer bu Kürt Yahudilerinin büyük bir kısmı ile görüşerek 1942’de ölümünden kısa süre önce ‘Kürdistanlı Yahudiler’ isimli çalışmasını yazdı. Raphael Patai bu çalışmaları düzenledi ve İbranice’ye çevirerek 1947 de yayınladı. Bu az bilinen konu İngilizce’ye çevrilerek 1993 yılında Amerika’da yayınlandı.
Birçok Yahudi antropolog ve sosyolog, 1930 - 1950 yılları arasında Kürt Yahudilerinin tarihi, müzik gelenekleri, dilleri ve halk edebiyatları üzerine araştırmalar yaptı. Bu isimlerden Avraham Ben-Ya’aqov, 1948’de İsrail’in kurulmasından kısa süre önce yapılan nüfus araştırmalarına göre, 187 Kürt Yahudi kabilesinin bulunduğunu belirtiyor. Bunlardan 146’sı Irak Kürdistanı’nda, 19’u İran bölgesinde, 11 tanesi Türkiye bölgesinde ve öbür 11’i ise Suriye Kürdistan’ı bölgesinde yaşamaktaydılar.
O yılların emin olunmayan sayımlarına göre tahminen 30 bin civarında bir nüfusa sahiptiler. Erbil, Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Diyala şehirlerinde yaşamaktaydılar. Bu istatistikler Yahudi Ansiklopedisine dayanmaktadır. Dönemin koşullarında Kürdistan’ın diğer kesimlerinde bu sayıları vermenin çok zor olduğu anlaşılmalıdır.
Kürt Yahudilerinin Filistin’e göçü 16. Yüzyılda başlamıştır. Bundan sonra yüzyıllarca Kürdistan’da Yahudilerin Filistin’e göçü hakkında herhangi bir bilgi yoktur. 1900 ile 1926 arasında bir göç dalgası olmuştur. Son olarak 1935 ile 1951 yıllarında göç dalgası gelişmiştir.
Bu, İsrail’in göç operasyonu ile birlikte Mezopotamya’daki 26 yüzyıllık Yahudi tarihi sona ermiştir. Kürdistan’ın çeşitli coğrafyalarında yaşayan ve ağırlıklı olarak İslam kültüründen etkilenen Kürt Yahudiler, İsrail’e yerleştikten sonra da çok güçlü bir kültürel altyapı oluşturamamışlardır. Çok küçük bir grubu bu kültürü sürdürüp geliştirebilmiştir.
Doğal zorluklardan dolayı en zor ulaşılan ve haklarında en az araştırma yapılabilen ve bundan dolayı en az şeyin en geç bilinen topluluk olarak Kürt Yahudileri olmaktadır. Bu özelliklerden dolayı zamanın gezgin ve araştırmacıları bu konuda sınırlı ve dolaylı bilgiler verebilmişlerdir. 1800’lü yıllarda Yahudi dönmesi Hristiyanlar bölgeye gönderilmiş, bu misyonerlerin propaganda ve çalışmaları Kürt Yahudiler içerisinde sürmüş ve etkilenmişlerdir. Anlaşılabileceği gibi elimizdeki bilgi ve belgeler çeşitli dönemlerde ve Kürdistan’ın çeşitli bölgelerine yapılan gezi ve araştırmalara dayanmaktadır.
Kürt Yahudilerin tarihi
Kürt Yahudiler bölgedeki diğer Yahudi toplulukların tersine, yazılı ve gelişkin bir tarih bırakmamışlardır. Bundan dolayı ancak arkolojik araştırmalar yardımı ile bazı bilgiler elde edilebilmiştir. Şüphesiz Kürdistan’da Yahudi yerleşimi çok eskidir. Bir taş atımı uzaklıktaki bölgede Talmud’da bahsedilmemesi çok şaşırtıcıdır.
David Alroy, 12.yüzyılda ve 13. yüzyılın başlangıcında Alharizi’nin bölge hakkındaki gözlem ve araştırmalarında bu tarihi biraz netleştirmişse de kesin ayrıntı ve bilgilere ulaşılamamıştır. Şimdiye kadar Kürt Yahudileri üzerine sağlam ve ayrıntılı bilgilere ulaşılabilecek mezar, kutsal alanlar ve Kürdistan’daki sinagoglarda bilimsel araştırmalar yapılmamıştır.
Yukarı Amedi’de bulunan Hazan David ve Hazan Yusuf’un mezarlarının bulunduğu Navi Yehezqel mezarları önemli kalıntılardandır. 930’lu yıllarda yaşayan bu kutsal şahsiyetlerin mezarları bölge Yahudileri tarafından kutsal sayılmakta ve ziyaret edilmektedir. Bu şahsiyetlerin *Pers bölgesinden geldikleri anlaşılmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla 13. yüzyılın ortalarında Amedi’ye yerleşmişlerdir.
İki yüzyıllık bir aradan sonra 16.yüzyılda yeniden Kürdistan’da Yahudi kayıtlarına rastlansa da Kürdistan, Pers ve Osmanlılardan dolayı sürekli bir iç kriz ve karışıklık yaşamaktadır. Bu karışıklıklardan dolayı bölgede Yahudi nüfusunun sürekli azaldığı gözlemlenmektedir. Modern zamanlarda ise 19. Yüzyılda nerdeyse bütün Kürdistan, Türklerin denetimine geçse de hiçbir zaman tam denetim altına alınamamıştır.
Daha çok da bölge beyleri denetimi merkezi otorite ile uzlaşarak sürdürmüştür. Yerel direnişler ve savaşlar bütün azınlıklar gibi Kürt Yahudileri de etkilemiş ve sınırlamıştır.
Kürt Yahudiler için Irak Kürdistanı’ndaki gelişmeler çok önemlidir. 1921 de Kral Faysal liderliğinde İngiliz mandası altında bağımsız Irak oluştu. İki yönetim bölgesine ayrılan Irak’ta Musul, Kerkük, Erbil, Süleymaniye ve Diyala Kürt bölgesi idi.
Kürtler, iç sorunları ve kendi aralarında birlik olamamalarından dolayı ulusal gelişmelerini güçlendiremeyip zayıf kaldılar. Bu durum hem merkezi otoriteyi güçlendirdi hem de Kürtleri zor durumda bırkatı. Doğal olarak bu sorun Asuri ve Nasturuleri doğrudan da Kürt Yahudileri etkileyerek, bölgedeki varlıklarını sınırlandırdı.
Hakkari’nin Türkiye sınırda kalması ile Türklerin egmenliğinde yaşamak istemeyen kadim Yahudi kabilelerinden Tchalla ve Nirwa başta olmak üzere çoğu göç etti. Zaten o dönemde Yahudilerin bölgede herhangi bir güç ve etkileri yoktu. Bu etkisizlik ve bölgedeki sürekli kriz öbür azınlıklar gibi Kürt Yahudileri de sürgüne mahkum etti. Böylece Mezopotamya’nın tarihsel var edenlerinden biri daha etkisizleştirilerek göç ettirildi. Gittikleri ve yerleştikleri İsrail’de de etkisiz ve asimile olan Kürt Yahudiler bölgenin kaderini paylaşmak zorunda kaldılar.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın