Yaz boyunca Avrupa’ya olan göçmen akınından sonra Avrupa artık eski Avrupa olamaz. O Avrupa ki yarım asır önce dünyayı savaşlara sürükleyip mahkum eder ve insanların perişan halde buradan başka yerlere akın eetmesine sebep olurdu. Şimdi ise kendisi Ortadoğu’daki kardeş Müslümanlar’ın savaşına mahkum olmuş durumda.
Almanya’da bir tren istasyonunda Hollanda’ya seyahat etmek için bekliyordum. Siyah ceketim kolumda, sırt çantam elimde, Kürtçe müzik dinliyordum. İki Alman polisi etrafımda dolaşıp bana bakıyordu. Ben ise onlardan habersizmişim gibi davrandım. Oysa bütün hareketleri görüş alanımdaydı.
Tam yanımda siyah saçlı tedirgin bir genç duruyordu. Gece geç saatlerdi, tren gelmezse geceyi bu şehirde geçirip ertesi gün yola koyulmam gerekecekti. Genç kendini fazla tutamayıp yanıma geldi ve; “Siz de mi Hollanda’ya gidiyorsunuz? Felemenkçe biliyor musunuz?” diye sordu. Ben de polisler duysun diye yüksek bir ses tonuyla Felemenkçe konuştum. Bunun üzerine polisler, hızla yanımızdan uzaklaşmaya başladı. Demek ki beni ele geçirecek bir göçmen zannetmişlerdi.
Hollanda yolculuğu süresince yanımdaki genç gülüp, “Polisler de şaşırmış durumda. Kimi tutuklayıp kimi tutuklamayacaklarını bilmiyorlar” dedi. Kendisi Hindu inancına mensup Surinam’lıydı. Surinam bir dönem Hollanda tarafından işgal edilmişti. Şimdilerde ise Hollanda yaşayan Surinamlı nüfusu, Surinam’daki nüfustan daha fazla. Ne anlatırsa anlatsın sürekli gülüyordu ancak bir ara yüz ifadesi değişti. Kısa süreli bir sessizlikten sonra dönüp, “Avrupalılar bir zamanlar ektiklerini biçiyorlar. Eğer işgalciysen devran döner ve bedelini ödersin” dedi.
Alan bebek, ağabeyi Galib’in ölümü ve babalarının o gözyaşları Avrupa’yı sarstı. Ancak onları sarsan bir başka olay da göçmenlerin Macaristan’dan yürüyerek Avusturya, Almanya ve başka Avrupa ülkelerine doğru yol alması oldu.
Dünya savaşlarında Avrupa, Irak ve Suriye’nin şimdiki haline çok benziyordu. Güçlü ülkelerin hesaplaştığı bir zemindi. O zamanlar Amerika ise tıpkı şimdiki Avrupa gibi güvenli bir limandı ve daha iyi bir yaşam vaadediyordu. Amerika hala insan gücünden kazanç elde ediyor fakat halen İrlanda ve İtalyan’dan aldığı göçmenlerin cezasını çekiyor. Avrupa’nın bunları görmesi için daha zaman var.
Beş yıl önce Hollandalı bir profesörün bana şöyle dediğini hatırlıyorumi:
“Biz İslam’ın bir daha Truva Atı gibi kalemize girmeyeceğinden eminiz ancak unuttuğumuz bir gerçek var; zaten İslam bu kalelerde hep vardı.”
Şimdilerde ise göçmenler yüzünü daha çok Avrupa’ya dönmüş durumda. Önümüzdeki yıllarda İslam ve göçmen karşıtı ideolojilerin güçleneceğini göreceksiniz. Ancak o zaman İslam ve göçmenlerin sesi daha gür çıkacak. Muhtemelen o zaman Avrupa’da çatışmalar da yaşanacak.
Yol arkadaşım bu sözleri duyduktan sonra rahat bir sesle sordu:
“Sen bunların yaşanacağına inanıyor musun?”
Ben de cevap verdim: Evet, her şey olabilir.
Yine bir süre sustu, ardından gülerek, “Daha iyi. O zaman Hollandalılar, Surinam’a göçmen olarak gelecekler” dedi.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın