Şiizmin selefizmi

10-03-2019
Rûdaw
Etiketler Şiizm Selefi Sünnü Kürdistan İran
A+ A-

Okurlar, Şiizm ve Selefizm kavramlarını yanyana getirdiğim için şaşırabilir. Nasıl olur da birbirine zıt iki akım birlikte anılabilir diyebilirler. Ama eğer Şiizm ve Selefizmi sırf fıkhi ve şer’i birer akım çerçevsinde değerlendirirsek bu yerinde bir sorgulama olur.

 

Doğrusu nasıl ki Selefizm sadece şer’i ve fıkhi bir mezhep olmakla sınırlı değil aynı zamanda bir mantalite ve düşünce yöntemiyse, aynı şekilde Şiizm de sadece fıkhi bir mezheb değil siyasi bir akım ve bir dünya görüşüdür.  

 

Şiilik ve Sunnilik iki ayrı mezhep veya kol olarak biri fıkhi diğeri ise ideolojik ve siyasi yönüyle öne çıkıyor. Konunun dışına çıkmamak için bu sınıflandırmaya ihtiyacımız olacak. Sunnilik ve Şiilik fıkhi açıdan ayrı olsalar da mantalite olarak selefikilte kesişiyorlar.  

 

Şiilik fıkhi bir mezhep olsa bile, "Şiizm-Siyasi Şiilik" mezhep olmanın ötesinde tarihte ve günümüzde de siyasi ve ideolojik bir akımdır. Sünnilik fıkhi bir mezhep olsa bile Vahhabiliğin son 400 yıldır temsilciliğini yaptığı  "Sünnizm" de ideolojik ve siyasi bir akımdır. Benzer şekilde Şiizmn de siyasi Şiiliğin bir akımıdır ve temsilciliğini Fars Şiizmi yapmaktadır.

 

Şu noktaya dikkat etmemiz gerekiyor; mezheplerin siyasi ve milli yönlerini karıştırılmamalı. Gönüllü birlikte yaşam ve Sünni ile Şiilerin milli istekleri arasındaki fark, sonuçta Sünnizm ve Şiizm olarak iki farklı ideoloji, iki farklı siyasi yöntem olarak gizli bir iç savaş dinamosu olarak birbirlerine karşı çalışmaktadır. Bu akımlar mezheplerini dinden bağımsız bir ideoloji ve yaşam disiplini haline getirilmiştir.  

 

Şiizm ve tebşir (müjdeleme)

 

Şiizm bir çeşit tebşir (müjdeleme) formu kazanmış ve temelde etrafına mezhebi bir rüyanın gerçekleşeceğini vaad etmekte, müjdelemektedir. Hiç bir mezheb kendisini sınırlayan bir çerçeveye veya statüye mahkum olarak kalmaz. Aksine sürekli içinde bulunduğu çemberi aşmaya, taraftarlarını arttırmak ve nüfuz ettiği coğrafyayı genişletmeye çalışır. Şiizm bu noktada tamamen selefice davranarak tüm ekonomik servetini, medya gücünü ve diğer imkanlarını karşısındakinin “Şiileştirilmesi” uğruna seferber eder.

 

Suriye krizinden önce Deyrezor’da bulunan bir arkadaşım bana şu bilgiyi vermişti. Dediğine göre Sünnilerin kenti olan Deyrezor’da Hüseyni ayini düzenleniyor ve gençlerden haftanın belli günleri bu dini ayine katılmaları isteniyor. Buna karşılık olarak o gençlere maddi yardım veriliyormuş. Bu yaklaşım tıpkı bazı Körfez şehylerinin Afrika çöllerinde fakir ve yoksul insanları selefi yapmak için dağıttığı yardıma benziyor. 

 

Şiizm ve pragmatizm

 

Şiizm karşısındakini şiileştirme uğruna pragmatik davranır. Onun için karşısındakinin kim ve ne olduğu önemli değil. Önemli olan atacağı adımlardan fayda sağlamaktır. Genelde Şiizm ve özelde de Fars Şiizmi tam da bu siyaset üzerinden dün ve dünya işlerini yürütüyor. Bu yüzden Şii Azerbaycanlılara karşı Hristiyan Ermenistanlılara yardım etmesi onlar adına çelişki arzetmiyor. Dolayısıyla Şii Bloku adlı yeni selefi imparatorluğunu geliştirmek ve “yüce mezhebi amaçlarına” ulaşmak adına din karşıtı ve seküler olan hizip, yazar, gazeteci ve örgütlerle ittifak yapabiliyor.

 

Şiizmin selefizmi istihbarat örgütleri aracılığıyla ilk başta genel bir kültürel bir saldırıyı tebşir etmeyi ve kendisi için yol açmayı esas almıştır. Konunun bu yönüne vakıf olanlar ve günlük olguları derinliğine inceleyenler Kürdistan Bölgesi’nin böyle bir saldırı altında kaldığını görür.  

 

Irak’taki Araplar içerisinde “Şii komünist de olsa Şiiliğini bırakmaz” şeklinde yaygın bir söylem vardır. Şii Hilali ile Sünni Hilali arasında devam eden savaşın ne zaman pratik ve fiili bir çatışmaya dönüşeceği belli değil. Ancak bu savaşın gidişatını belirleyecek olan ABD ve koalisyon güçlerinin bölgeyi boydan boya saran bu gerçek tehlikeyi yönlendirmeye kadir oldukları gerçeğini bilmek de önemlidir.

 

Şiizm ve intihar pratiği

 

Elimdeki sağlam kaynaklara göre sivil topluluklar içerisinde gerçekleştirilen intihar eylemlerinin tarihi "Al amiliyat al Astişhadiye", gözlemci ve din eleştirmenlerinin sıkça eleştirdiği gibi Şiizme dayanıyor, Sünnizme değil.

 

Çok ilginç ki hergün zamanını radikalizm, şiddet ve Sünni terörizmi ile İhvanizme ayıran ve bu konuda yazıp çizenler neden mürekkeplerini bir defa da Şiizm terörüne harcamıyor!


Ortadoğu’daki intihar eylemleri 1980’li yılların başlarında yaygınlık kazandı. Araştırmalara göre 1981-2015 yılları arasında 40 ayrı ülkede 4 bin 814 intihar saldırısı gerçekleştirildi. Bu saldırılarda 45 bin sivil hayatını kaybetti.

 

Elbette intihar saldırıları yıldan yıla da artış göstermiştir. Örneğin 80’lerde yılda 3 intihar saldırısı yaşanırken 90’larda her ay bir saldırı, 2001 ile 2003 yılları arasında ise her hafta bir intihar eylemi gerçekleşmiş. 2003 ile 2015 yılları arasında ise neredeyse her güne bir intihar saldırısı sığdırılmış.

 

Bu zaman dilimi içerisinde ilk intihar eylemi 30 Ekim 1980’de 13 yaşındaki İranlı bir çocuk tarafından gerçekleştirilmiş. Beline bağladığı patlayıcı dolu kemeri İran’ın güney batısında Irak’a ait tankta patlatmıştır. Aynı yılın sonunda Irak’ın Lübnan büyükelçiliğine yönelik bomba yüklü bir araçla intihar saldırısı düzenlenmiştir. Daha sonra 23 Ekim 1983’te Lübnan İç Savaşı döneminde en büyük saldırılardan biri gerçekleştirilmiştir. Beyrut'ta meydana gelen bombalı saldırıda bomba yüklü iki kamyonun Amerikan ve Fransız askerlerinin barındığı binaların önünde patlatılması sonucu 299 Amerikan ve Fransız askeri yaşamını yitirdi.

 

Bu intihar saldırısı geleneği ilk olarak Lübnanlı Şii müslümanlar tarafından başlatılmıştır. Hizbullah tarafından geliştirilen bu taktikten daha sonra Filistinli örgütler de etkilenerek kullanmaya başlamış. İran Şiizminin her daim “fedai intihar eylemcileri grubu” vardır. İran-Irak savaşında bu fedailer yaygınca kullanılmıştır. Yakın dönemde batıni bir Şiizm grubu olan İsmaililer içerisnde de fedailer mevcuttu.

 

Çok sonralar Sünnizm ve Sünni selefi akım içerisinde Abdullah Azzam tarafından intihar eylemleri hakkında bir tez hazırlanmıştır. Azzam kitabında intihar eyleminin 27 fayda ve yararını din edebiyatı içerisinde mücahitlere sunuyor.

 

Araştırmacıların genelde bilmedikleri konu intihar eylemi ve sivillerin hedef alınmasında Şiizmin aldığı inisiyatiftir. Doğrusu Sünnilerde nasıl selefizm varsa Şiizmde de aktif bir şekilde selefizm akımı vardır. Fakat her zaman çok bilgece ve ustaca kendisini sıyırmayı başarmış ve Sünni selefizm gibi uzun soluklu projelerden mahrum olmamıştır.

 

Bu yazının sonuna eklemek istediğim ve Kürt aydınlara söylemek istediğim şey şudur; Sünnizm ve İhvanizm terörünü inceledikleri gibi arada bir Şiizm selefiliğinin şiddet yöntemlerine de bir göz gezdirsinler.  

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli