Ali Kötüre (Ali Yüce) ilk hakikatçı öncülerden
16. yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerinde Ketura ya da Kötürecik diye bir eski yerleşim yeri var. Bu ismin Kötüre ile yalnızca bölge ismi olarak mı yoksa başka bir bağ mı var, bu tam belli değildir. Köy, Yarpuz ağalarına ait arazi üzerinde, yaklaşık 1870'lerde, Malatya Hekimhan Engizek köyünden gelen Çoğraş aşiretinin Şüştüler kolundan gelenler tarafından kurulur. Kötüre köyü dedetalip ilişkileri içinde yürüyen Hızır Ocağı'na bağlı olarak kültürünü yaşayan bir köydür. Köyde bir dönem üç aile birlikte yaşarlar. Bunlardan birisi Ali Kötüre'dir. Ali Kötüre, Kötüri Şıx Mamo'nun sağlığında, onun cemaatinde yer alan kişilerden biridir. Malatya, 1870'li yıllarda Maraş-Diyarbakır-Elazığ mutasarrıflığıdır. Böylece Çoğraş aşireti uçtan uca dağılır; kimi Gürün'e kimi Afşin'e gider. Melüli'nin babası Raşo, Malatya'nın ilçelerinden Hekimhan'ın Engizek köyünde doğup büyümüştür. Raşo, Kürd Çoğraş (Cawraş) aşiretinin Şüştüler kolundandır. Şüştü, Kürtçede "yıkanmış, arınmış" anlamına geliyor. Raşo ile onu oğlu gibi seven dayısı Ali (Ali Kötüre), uzun yıllardır Maraş'ta, Hanife adında birinden edindiği sermaye ile Gürün-Kangal'da ve Arapça bildiği için Halep'te iyi ilişkiler kurdular.
Halep'e her gidişinde kitapçıya uğrar. Goşe rüyasında Ali dayıya, "Ali sizinle bu defa bir dördüncü kişi daha yolculuk yaptı" Karaca( Meluli) dayısı Ali'nin etkisi ile düşünce sistemini geliştirmiştir. Ali Kötüre, Şeyh Mamo aracılığıyla Hakikatçı grubun içerisine katılmıştır. Ama onu asıl yetiştiren Erzurumlu Rahim Paşadır o çevrede Hakikati Dede olarak anılan Rahim Paşa daha sonra Sivas’a yerleşmiştir. Müdürü Ali dayısı ile birbirlerini çok sevmekte bile çok güvenmektedirler Ali dayının eşi Hatun Ana. Hatun Ana ile Ali Kötüre birkaç saat ara ile hakka yürümüşlerdir. Ali Kötüre ile Karaca-Meluli bir dönem komün hayatı yaşamışlardır. Meluli'nin bir gün Kötüre'eden Alilere (Ali Kötüre-Yüce'nin Kötüre köyünden Aliler mezrasına taşınarak oraya yerleşmiştir) başından bir çuvalla geldiğini gören Ali Dede hakikate böyle erilemeyeceğini gidip yeniden düşünmesi gerektiğini söyler.
Karaca'nın kendi yaşamında bir kültür hazinesi, bir derya olarak gördüğü dayısı Ali. Karaca'nın tasavvufi olarak en çok etkilendiği, sahip olduğu insani değerleri ve Alevilik hukukuna ilişkin tüm bilgi ve görgüsünü dayısı Ali'den (Kötüreli Ali) alır. Meluli Baba-Karaca'nın kendi yaşamında bir kültür hazinesi, bir derya olarak gördüğü dayısı Ali Kötüre onun fikri yol önderidir. Aleviliği yorumlamakta aynı paydada buluşup buluşmalarına karşın, teorik manada dayısı Ali'den aldığı bilgi birikimi ile Karaca-Meluli çok ağır basardı.
Kötüre ismi ve geçmişi oldukça tartışmalı olmasına rağmen çeşitli kaynaklarda benzer isim ve coğrafya tanım- lamaları görülmektedir. Kotur, Van'ın iki gün doğusunda, bir vadide kalesi olan liva bölge ve kazadır. Sultan Murat Erivan'dan dönerken, karşısına teslim olmayı reddeden bazı Kızılbaşların bulunduğu bu yer çıkar. Orayı fethetmeyi düşünmezler ama barış yapıldıktan sonra sözü edilen köşkü yıkmaya ve son sınırda bulunan bu yeri tamamen boşaltmaya karar verirler. Bugün Tebriz eyaletine bağlıdır ve köşkün yeniden restore edildiği söylenmektedir. Bayezid Köşkü, Kotur'un kuzeyinde bulunan bir kale ve sancaktır. Sınırda bulunduğundan sürekli saldırılara maruz kalır. Çaldıran Ovası, Bayezid'in biraz uzağında, uzunlamasına bir ovadır. İki güçlü hükümdar; Osmanlı Sultanı Selim ve Safevilerin hükümdarı Şah İsmail orada savaşa tutuştular bu savaşta Şah İsmail yenilir, gücü gerilemeye başlar.
Ali Haydar Ülger, "Hakikatçı Alevilik Hukuku, Ozanlar Antolojisi" kitabında, Kırkısraklı Ali Uzun'la (Ali Kötü- re.1930-2018) yaptığı röportajda: "Halk arasında adınız neden Ali Kötüre olarak bilinir ya da söylenir?" diye sorar. Ali Uzun'un verdiği cevap şöyledir: "Hakikatçı düşün- cenin Afşin Kötüre köyünden yayılmasına önayak olan Melûli'nin (Karaca) yetişmesinde büyük katkıları olan, Ali olarak bilinen İnsan-ı kâmilin adıdır. Babamın çok samimi bir dostu bir arkadaşıdır. Melûli'nin (Karaca) irşat edip Hakikatçı düşüncenin içinde yer almasını, Hakikatçılığı benimsemesini sağlayan kişidir. Kötüreli Ali, aynı zamanda Melûli'nin dayısı olur. Aslında o dönemde yakın bölgedeki herkes hemen hemen birbirlerini tanırlarmış. Kötürelilerin, Kırkısraklıların birbirleriyle yakın ilişkileri vardı. Onlar da geçmişte Akçadağ'a bağlı olan, şimdi Darende'nin Anzek -Engizek köyünden gelmeler. Aşiret olarak Çûğraşî aşiretinden olurlar. Bizimkiler; yani Çaxolar aynı aşiretten olduğu için Kötürelilerle akraba oluruz."
Buradan da anlaşılacağı üzere; daha önce Hakikatçı felsefenin oluşmasında ismi çok fazla geçmeden, çok fazla bilinmeden bu felsefeye büyük katkılar sunan Ali Dede-Ali Kötüre'nin, yüce ilk kurucu pirlerden olduğu söylenebilir. Daha sonra Anaköy olan Kötüre'den Aliler mezrasını kurup yerleşmiştir. Hakkında ilk kuşak oldukça ayrıntılı bilgiler vermektedir. Epeyce sözü geçtiği, geniş çevresi olduğu, çok cömert ve bilge bir şahsiyet olduğu üzerine söylenenler oldukça fazladır. Ermişliği üzerine söylenceler bulunmaktadır. Eşi Hatun Ana ile aynı saatlerde Hakk’a yürüdüğü, kötü gözlerin göremediği bir sır kişiliği olduğu anlatılmaktadır. Bilindiği gibi "sır" kavramı "ilmi ledün" gibi Alevilikte bir İnsan-ı kamil durumudur. Yine Sultan Sahak, Serencamname için: "Bu bir sırdır, anlamayan kötü gözler görmemelidir" sözlerini hatırlamak gerekir. Bu sürek bağlantısı olarak da düşünülebilir.
Kötüre köyü/ Şüştüler kökleri/ Aliler mezrası
Çuğreşî/Çuxreşîleri yeni elde edilen kaynaklarda tanımlanmaktadır. Halep ve Efrîn yakınlarındaki Alallah bölgesinde çıkarılan taşların üzerindeki yazılarda, Hurriler kendi dilleri ile kendileri ile ilgili önemli bilgiler verir. Bu bilgiler arasında öne çıkanlar, bölgede yaşayan Huri aşiretleri ve bunların içinde olan Çuxreşîler gelir. Bu yazıt, MÖ 1650 yılına tarihlendiriliyor. Yani 3669 yıl öncesine uzanan bir tarih dilimi.
Kelime olarak Çuxreşî, Kürtçe orjinlidir. Çux: bez, çaput veya kumaş anlamına gelirken; "reşî" de siyah manasındadır. Reşîye bazen kahraman, cesur, savaşçı anlamı yükleyenler de bulunmaktadır. İşin ilginç ve şaşırtıcı yanı ise bu aşiretin bugün de aynı isim ile yaşıyor olmasıdır. Binlerce yıl kendi ismi, dili, dini ve kültürü ile yaşamın ve onda ısrarın harikulade bir şey olduğunu söylemek gerekir. Günümüzde bu aşiret iki değişik coğrafyada yaşıyor. Oradaki Çuxreşîler, Elegez mıntıkasındaki Camuşwan köyü ile Ararat düzlüğü ve Tiflis'te yaşarlar. Buradakilerin Êzîdî olması ilginç. Maraş'ta ise Çuxreşî hem aşiret hem de ocak ismidir. Aşiret olarak Sinemillilere bağlı olarak gösterilmesi doğru değil; bunun tersi doğrudur. Osmanlı dönemindeki bir diğer isimleri de "Sersor" yani Kızılbaş’tır (Alevi). Maraş'ta bu isimde bir köy de var. Bunun dışında Pazarcık, Cerid (Cuxreşan, Sare, Maciran), Elbistan'a bağlı 22 tane (Di Kopan, İlane, Dondıkan, Xıdıran, Topalan, Pulane Jor, Jer ve bz) Çuxreş köyü bulunmakta ve hepsi Kızılbaş’tır. Bir görüşe göre Çuxreşî, Reşî, Ankosî, Denî ve Pivazî aşiret ve aşiret federasyonlarının toplamının Xaltî ve Çuxreşîlerin, Qereçorlu/Qereçoğlu olarak adlandırılmasıdır. Bu araştırılması gereken bir görüştür ama en eski isimlerinin Çuxreşî olduğuna şüphe yok. Diğerleri, şayet doğruysa sonradan alındığı söylene bilinir. Tarihin babası Heredotos'un dediği gibi; Kürtler asil bir halk ve tarihleri binlerce yıl öncesine uzanır. Sadece bir aşiret tarihinin bile binlerce yıla uzanması bunun bir ispatı, tabi ki övünülecek bir durumdur (Şoreş Reşi).
Güney Horasan'da "Kotur" isimli bölge ve köy ismi geçmektedir. Bu çok ilginç ve anlamı bilinmeyen ismin bu köye nereden verildiği/geldiği sorusunun cevabı da burada gizlidir: Kürt tarihi çok uzaklarda aranmamalıdır. Kürtler bölgenin yerleşik milletidir. Horasan'dan Cihanbeyli'ye kadar bu böyledir.
Bu yazı yayınlandığında, bir yorumcu, eski milletvekili Sebahat Tuncel'in bu aşiretten olduğunu yazmıştı. Sebahat Tuncel'in babası Şüştülerle amcazadedir.
Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde: "Safevi yönetimine bağlı Kürt hükümeti Kotur" notu düşer. Milanlı Federasyonu 12 aşiretten oluşur. Maku'dan Xoy'un Kotur nahiyesi bahsi geçer. Çurisyanlı, Çoşuli, V. Minorsky'in "A manual of safavid administration (1137-1825)" yazdığı önsözde, "Çürüsün, Çoğraş'ın, Kotur Irmağı'nın sol kıyısında ve Xoy'un kuzeyinde" diye açık yer tarifi yapar. Burada geçen Sare, Şare adı, Kötüre sülalesinin önemli bir şahsiyetinin ismidir. İki birinci kuşak, bir de dördüncü kuşak isim olarak kullanılmıştır.
Kaynakça
-Ali Haydar Ülger; Hakikatçı Alevilik Hukuku Ozanlar Antolojisi, Ürün Yayınları
-Mustafa Ertekin; Yemliha Abi, Ozan Yayıncılık
-Latife Özbolat-Hamdullah Erbil; Meluli Divan'ı, Demos Yayınları
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)