Kürdistan Bölgesi 25 yıllık bir yönetimi geride bırakmasına rağmen, sekizinci kabinede halen anayasadan söz edilmesi büyük bir ayıp. Geçmişten vazgeçsek dahi, seküler-şeriat anayasa tartışması ayrı bir eksiklik. Kaldı ki bu konuyu herkes kendi açısından değerlendiriyor.
İslamcılar anayasanın şeriat temeline göre yazılmasını isterken, seküler cenah buna karşı çıkıyor. Karşı çıkmakta da haklılar.
Şaşırtıcı olan ise sürekli demokrasiden söz eden partilerin tartışmalara seyirci kalmaları. Düşüncelerini dile getirecek kadar cesaretlerinin olmaması ne büyük bir eksiklik ve yüzkızartıcı bir durum.
Kürdistan’da seküler partilerin varlığı biliniyor. Şayet bu partiler var ise neden savundukları ideoloji ve prensiplere sahip çıkmıyorlar?
Sözkonusu partiler dini-seküler bir senteze sahiplerse düşüncelerini söylemekten neden utanıyorlar? Yıllardır “sekülerizm” propagandası yapılmadı mı?
Ancak taraflardaki tek parti mantığından dolayı, üç büyük parti başta olmak üzere yetki ve yönetim konusunda birbirlerini yıpratmaktan öteye gidemiyorlar.
Halkın sorunlarıyla o kadar içli dışlı olmadıkları için, İslami güçlere karşı halka, “Bütün dinlerin korunması gerektiğine inandığımız için, bizler seküler bir anayasa istiyoruz” diyecek cesaretlerinin olmayışı da bundandır.
İslami partilerin yıllardır sekülerlerin sözettiği demokrasi sayesinde Kürdistan’da çalışmalarını yürüttüğü kadar diğer partiler yürütemiyor.
Ayrıca seküler partilerin oy almasındaki en önemli faktör, İslamcıların gençler üzerindeki baskısından kaynaklanıyor.
Seküler partiler arasında seçimlerde net bir duruş sergileyenler parlamento başkanlığı ve il meclislerini elde etti.
Bir toplumda sekülerizmin anlamı tam olarak bilinmez ise komünistlikle (ateizm) bağdaştırılabilir. Bu da büyük bir bilgi eksikliği demektir.
Şu bir gerçek komünizm bazı şairlerle yazarların rüyasının dışına çıkmış değil. Bazı aydınlar ise vatandaşların, sekülerizmin tam olarak anlamını bilmediklerini söylüyorlar.
Peki ne yaptınız? Anayasa taslağını, ayaklanmadan önce yazmanız gerekiyordu. Şimdi, “Anayasa Yazım Komisyonu bir anayasa yazamadı” diyeceğinize…
1991 ayaklanmasının ilk ayından itibaren modern yönetim sistemleriyle ilgili yüzlerce kitabın basılması, halkın modern bir anayasanın önemi ve hakları konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyordu.
Aydınlar ve çekingen partiler, yüksek sesle, seküler anayasaya “Evet” diyecek cesareti bulmalı. Halkı koltuk ve kişisel çıkarlarına kurban etmesinler.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
İslamcılar anayasanın şeriat temeline göre yazılmasını isterken, seküler cenah buna karşı çıkıyor. Karşı çıkmakta da haklılar.
Şaşırtıcı olan ise sürekli demokrasiden söz eden partilerin tartışmalara seyirci kalmaları. Düşüncelerini dile getirecek kadar cesaretlerinin olmaması ne büyük bir eksiklik ve yüzkızartıcı bir durum.
Kürdistan’da seküler partilerin varlığı biliniyor. Şayet bu partiler var ise neden savundukları ideoloji ve prensiplere sahip çıkmıyorlar?
Sözkonusu partiler dini-seküler bir senteze sahiplerse düşüncelerini söylemekten neden utanıyorlar? Yıllardır “sekülerizm” propagandası yapılmadı mı?
Ancak taraflardaki tek parti mantığından dolayı, üç büyük parti başta olmak üzere yetki ve yönetim konusunda birbirlerini yıpratmaktan öteye gidemiyorlar.
Halkın sorunlarıyla o kadar içli dışlı olmadıkları için, İslami güçlere karşı halka, “Bütün dinlerin korunması gerektiğine inandığımız için, bizler seküler bir anayasa istiyoruz” diyecek cesaretlerinin olmayışı da bundandır.
İslami partilerin yıllardır sekülerlerin sözettiği demokrasi sayesinde Kürdistan’da çalışmalarını yürüttüğü kadar diğer partiler yürütemiyor.
Ayrıca seküler partilerin oy almasındaki en önemli faktör, İslamcıların gençler üzerindeki baskısından kaynaklanıyor.
Seküler partiler arasında seçimlerde net bir duruş sergileyenler parlamento başkanlığı ve il meclislerini elde etti.
Bir toplumda sekülerizmin anlamı tam olarak bilinmez ise komünistlikle (ateizm) bağdaştırılabilir. Bu da büyük bir bilgi eksikliği demektir.
Şu bir gerçek komünizm bazı şairlerle yazarların rüyasının dışına çıkmış değil. Bazı aydınlar ise vatandaşların, sekülerizmin tam olarak anlamını bilmediklerini söylüyorlar.
Peki ne yaptınız? Anayasa taslağını, ayaklanmadan önce yazmanız gerekiyordu. Şimdi, “Anayasa Yazım Komisyonu bir anayasa yazamadı” diyeceğinize…
1991 ayaklanmasının ilk ayından itibaren modern yönetim sistemleriyle ilgili yüzlerce kitabın basılması, halkın modern bir anayasanın önemi ve hakları konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyordu.
Aydınlar ve çekingen partiler, yüksek sesle, seküler anayasaya “Evet” diyecek cesareti bulmalı. Halkı koltuk ve kişisel çıkarlarına kurban etmesinler.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın