Peşmerge birleşmeyecek, birleşik bir güç oluşturun

31-07-2023
Etiketler Arif Qurbani Peşmerge KYB KDP
A+ A-

Bir kaç gündür Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) arasında Peşmerge güçlerini yeniden örgütleme ve birleştirme mekanizması ve yöntemine ilişkin anlaşmazlıklar, Kürtlerin kazanımlarını sıfıra getirecek boyuta ulaştı.

Öyle ki Kürdistan Bölgesi’ndeki medya kanalları ve sosyal ağlarda, birkaç yıldır Kürdistan Peşmerge güçlerini birleştirmeye çalışan ABD ve müttefiklerinin konu hakkında duydukları endişelerin Kürdistan’da silahlı güçler birleştirilmez ise eğer yardımlarını durduracakları yönünde tehdide varacak düzeye ulaştığı sıkça konuşulmaya başlandı.

Uluslararası koalisyon ve Kürdistan Bölgesi'nde ilgili merkezlerden ABD ve koalisyondaki diğer ülkelerin yardım ve desteklerinin devam etmesinin bu duruma bağlı olduğuna dair resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Kürdistan Bölgesi'ndeki ilgili taraflarla yapılan görüşmelerden sızan bilgilere göre, silahlı kuvvetlerin hükümet dışındaki aktörlerin hakimiyet ve komutası altında olmasından endişe duyuluyor. Peşmerge güçleri bünyesindeki reform sürecinin iyi ilerleyememesinden endişe ediyorlar. Peşmerge Bakanlığı dışındaki güçlerin yeniden organize edilerek birleştirilmesi ve bakanlığa bağlanmasına yönelik çabalar ise devam ediyor.

Burada önemli olan koalisyonun yardımlarını kesmekle tehdit edip etmediği değil. Bir gerçek olarak anlamamız gereken şu ki, ne şimdi ne de gelecekte bu iki silahlı gücü herhangi bir mekanizma ile birleştirme ümidimizin olmadığıdır. Sebepleri de bir veya iki değil ki çözülsün. Bu iki gücün yapıları en başından beri iki farklı ve karşıt yapıya dayanıyor. Ne birleşmesi için gerekli koşullar yaratılabilir, ne de bu iki silahlı kuvvete sahip olan iki siyasi güç birbirine güvenerek silahlarını bırakabilir. Kürdistan da resmi kurumlarının dışında silahların varlığını önleyecek kadar güçlü bir anayasal ve yasal kuruma kolayca sahip olamaz.

Geçmiş deneyimler, Büyük Ayaklanmanın (1991’deki) ardından oluşan koşullar, Kürtlerin kendi bağımsız yönetiminin temellerini atması ve Saddam'ın devrilmesinin ardından ortaya çıkan şartların Kürtler için Irak'ta altın fırsatlar olduğunu kanıtladı. Her iki aşamada da, iki tarafa bağlı silahlı kuvvetleri Kürt yönetiminin meşru ve anayasal kurumlarına ait tek bir güç haline getirmek için çok çaba sarf edildi, ancak sonuç alınamadı.

Nesnel ve içsel faktörlerin yanı sıra, iç çatışmaların da Kürtlerin bölgesel kutuplar üzerinde bölünmesine neden olduğu için bir ölçüde dış taraflara bağımlı hale geldiklerini söylemek gerekir. Belirleyici karar artık onların elinde değil. Özellikle de Kürdistan için ulusal bir askeri kuvvet oluşturulması gibi hassas ve belirleyici bir konuda adımların doğru yönde atılmasına izin vermeleri mümkün değil.

Kürdistan'a yönelik tehditler arttığında ana güçlerin birleşmek yerine daha fazla karşı karşıya gelmesi boşuna değil. Şimdi bile gündüz gözüyle Allah'ın ve halkın gözü önünde Kürtlere karşı kumpaslar kurulurken, tehditler kazanımları yerle bir edecek boyuta ulaşmışken, bu hassas anda bile iç çelişkiler derinleştiriliyor. Şu anda bile çekişmeler Peşmerge güçlerinin içine çekiliyor ve birleşik Peşmerge güçlerinin yapısının 1994’te olduğu gibi dağılma riski altında. Koalisyonun bu gerçeği bizden daha iyi anladığına inanıyorum. Siyasi güçlerin karar alan merkezlerindeki acizlik ve kamusal sorumluluk eksikliğinin ne düzende olduğunu da biliyorlar. Dolayısıyla Kürdistan'a arka çıkmaları ve Kürtlere yardım etmeleri, Kürt birliği şartına bağlı olsaydı bizi çoktan terk etmiş olurlardı.

Onlar kendileri için siyaset yapıyorlar ve gerektiği kadar bizimle devam edecekler, bu yüzden çıkarları bizden uzaklaşmayı gerektiriyorsa geri dönüşleri kolay olur. Henüz bu gerçeği anlamadıysak emeklerini boşa harcamadıklarını anlamamız gerekiyor. Kürdistan'ın parti güçleri dışında ulusal bir güce sahip olmasını istiyorlarsa sağladıkları silah ve mali yardımla Kürdistan Peşmerge Gücü diye üçüncü bir silahlı güç oluşturabilirler. Ancak koalisyonun ve ABD'nin de şimdiye kadar yaptığı, KYB ve KDP'nin iki silahlı kuvvetini güçlendirmek olmuştur.

Koalisyon ve özelikle de ABD, birleşik bir güç veya partilerin hakimiyeti dışında bir güç oluşturmak isteselerdi, Peşmerge Bakanlığı bünyesinde, KDP ve KYB mekanizmasının dışında, her iki partinin örgüt ve teşkilatlarının desteği olmadan birkaç tugay ve özel birlik oluşturmak için gençlere kapı açabilirlerdi. Bu şekilde hiç bir partiye bağlı olmadan on binlerce genci askere alabilirdi. Ancak ABD ve koalisyon, KDP veya KYB’li olmadan bir Kürt gencinin Kürdistan Ordusu'na katılmasına izin veren yol ve yöntemleri desteklemedi. Aksine, ne kadar vatanına bağlı, ne kadar vatansever, cesur, Kürdistan uğruna şehit olmayı istese de, KYB veya KDP üyesi olmadıkça ülkesinin ordusunda görev yapmasına izin verilmez.

Yaşanan mali krize, üniversiteden mezun olan on binlerce öğrencinin işsiz kalmasına rağmen son 10 yılda binlerce insan eski mekanizmalara göre emniyet ve askeri teşkilatlarda istihdam edildi. Partilerin çeşitli güvenlik ve askeri teşkilatlarının sayısı her geçen gün arttı. Bu da parti dışı bir silahlı kuvvet yaratmaya yönelik gerçek bir niyetin olmadığı gerçeğini kanıtlıyor. Çünkü askerlik ve emniyet teşkilatlarında vatana hizmet etmek isteyen Kürt gençlerine siyasi inançları ne olursa olsun yaş, yetenek ve beceri temelinde fırsat eşitliği sağlayacak hiçbir adım atılmadı.

Bu nedenle KYB ve KDP güçlerini birleştirmeyi bırakmalıdırlar, çünkü güvenlik ve silahlı kuvvetlerin her bir bireyinin kanına işlemiş olan parti eğitimi ve askeri ilkeleri, aralarında güven oluşmasına asla müsaade etmez. Nasıl düzenlenirlerse düzenlensinler, en basit uyuşmazlık zemininde ayrılırlar. Dolayısıyla Kürdistan'ın partiler değil, Kürdistan'a güven veren bir güce sahip olması için kafa yoranlar, öncelikle bu güçlerin artık birlik sağlayamayacağını görmeli, parti imtiyazı dışında bir güç yaratma mekanizması üzerinde düşünmelidir.

Kürdistan'ın böyle bir güce sahip olmasını isteyen ister koalisyon veya ABD olsun, ya da Kürt yönetiminin kurumları ve partilerin siyasi karakteri olsun, KYB ve KDP güçlerini birleştirme tahayyülüyle hükümetin kaynaklarını ve dış yardımları heba etmek yerine yeni parti dışı bir güç yaratmaya çalışmalıdırlar.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Omer Ahmed

Süleymaniye döviz piyasasının İran üzerindeki etkisi

Tahran'daki Firdevs pazarında bulunan döviz büroları, günlük kurları belirlemeden önce iki komşu ülke olan Irak ve Afganistan'daki pazarda dolar ve tümen (İran para birimi) kurlarını kontrol ediyor.