Haber Merkezi - ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye'ye Ayasofya'nın müze statüsünün devam ettirilmesi çağrısında bulundu.
Pompeo, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Ayasofya'yı yaklaşık 100 yıldır müze olarak yönettiğini anımsatarak, "Türkiye Cumhuriyeti'ne katkıda bulunan inanç geleneklerine ve çeşitli tarihlere saygı sözünün örneği olarak, Türkiye hükümetini, Ayasofya'nın müze statüsünü devam ettirmeye ve burasının herkes için erişilebilirliğinin devamını sağlamaya çağırıyoruz" ifadesini kullandı.
Ayasofya'nın 1500 yıllık tarihiyle dini ifade ile sanatsal ve teknik dahiliğe bir örnek teşkil ettiğini belirten Pompeo, Ayasofya'nın müze statüsünün, tüm dünyadan insanların bu yapıya erişimini sağladığını kaydetti.
Pompeo açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"ABD, Ayasofya'nın statüsündeki herhangi bir değişikliği, bu olağanüstü binanın mirasını ve binanın emsalsiz bir şekilde farklı inanç ve kültürlere köprü olarak insanlara hizmet kabiliyetini eksiltmek olarak görmektedir. Türkiye hükümeti ile dini ve kültürel alanların korunması da dahil, geniş çaptaki karşılıklı çıkar konularında birlikte çalışmaya devam etmek istiyoruz."
Ayasofya nasıl cami oldu?
29 Mayıs 1453'te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldığında, Ayasofya yaralı Bizans askerlerinin, kadın ve çocukların sığınma yeriydi.
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin eline geçmesinden sonraki birkaç gün boyunca Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya'da ibadete devam etti.
1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. Mihrap ve minber yapıldı, çan ve Haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı.
1481'de ilk minaresi inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta geçen Sultan İkinci Bayezid zamanında bir minare daha dikildi.
1509'daki büyük İstanbul depreminde ilk yapılan minare yıkıldı, yerine tuğladan bir minare yapıldı.
Diğer iki minare de Sultan İkinci Selim zamanında, Mimar Sinan tarafından yenileme çalışmaları sırasında inşa edildi. Bu sebeple Ayasofya'nın farklı zamanlarda yapılan 4 minaresi birbirinden farklı.
İkinci Selim'in türbesi Ayasofya içindeki ilk padişah türbesi oldu. Ayasofya'da, içinde padişahların, eşlerinin ve şehzadelerin de yer aldığı 43 farklı türbe bulunuyor.
Bunların arasında Sultan Üçüncü Murat, Sultan Üçüncü Mehmet, Safiye Sultan ve Nurbanu Sultan da var.
Sultan Ahmet 1616'da Sultan Ahmet Cami'ni inşa ettirene kadar Osmanlı Devleti'nin en büyük ve en önemli camisiydi.
1739'da camiye medrese, kütüphane ve aşevi de eklendi. 1847-1849 arasında yenilenme çalışmaları sırasında kapalı kalan Ayasofya, cami olarak son kez 1849'da açıldı.
Cumhuriyet döneminde neler değişti?
1923'te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931'de kapatıldı.
1931'de Amerika Bizans Enstitüsü'nün kurucusu Amerikalı arkeolog Thomas Whittemore, Ayasofya'daki mozaiklerin tekrar ortaya çıkarılması için Türkiye'deki yeni yönetimden izin istedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı.
Çalışmalara başladıktan bir süre sonra, halihazırda kapatılmış olan Ayasofya'nın, 24 Kasım 1934'teki Bakanlar Kurulu kararıyla müze olarak yeniden açılmasına karar verildi.
Ayasofya Müzesi, 1 Şubat 1935'te müze olarak ziyaretçilere açıldı. 1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi.
Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
Zaman zaman farklı bölümlerde yeniden başlayan restorasyon çalışmaları, günümüzde de devam ediyor.
Türkiye'nin her yıl en fazla ziyaret edilen tarihi yapılarından Ayasofya, 2015'te 3 milyon 425 bin ziyaretçiyle Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen müzesi oldu. 2017'de bu sayı 1 milyon 892 bine düştü.
Ayasofya hakkındaki tartışmalar 2000'lerin başından bu yana devam ediyor.
Ayasofya Müzesi'nin resmi internet sitesinde, "1936 tarihli tapu senedine göre, Ayasofya "57 pafta, 57 ada, 7. parselde Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi" adına tapuludur" ifadesi yer alıyor.
Müzenin yeniden camiye dönüştürülmesini talep edenler, bu ifadeyi esas alıyor. Ancak Ayasofya, bazı istisnalar dışında, ibadete açık değil.
Ayasofya'da hangi dini törenler düzenlendi?
5 Temmuz 1967'de İstanbul'u ziyaret eden Katolik Hristiyanların lideri Papa 6. Paul, Ayasofya'ya da giderek dua etti.
Bunun üzerine bir gün sonra, Milli Türk Talebe Birliği yöneticileri de tepki olarak Ayasofya Müzesi'nde namaz kıldı. Bu olay üzerine Ayasofya'nın statüsüyle ilgili ilk ciddi tartışmalar yaşandı.
1967'de İstanbul'u ziyaret eden Papa 6. Paul, Ayasofya'da dua etti
Yaklaşık 25 yıl sonra, 1991'de, (1. Mahmut döneminde Ayasofya'nın ana binasının dışında, padişahların dinlenmesi, abdest alması için yapılmış olan) Hünkar Kasrı ibadete açıldı. Buraya Ekim 2016'da bir imam da atandı. Hünkar Kasrı'nda bayram namazı ve günde beş vakit namaz kılınıyor, ezan okunuyor.
1967'deki son Papa ziyaretinden yıllar sonra, Kasım 2014'te Papa Francis, İstanbul ziyareti sırasında Ayasofya'yı da gezdi, müze müdüründen restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.
Hünkar Kasrı'na imam atanmasının öncesinde, 2005'te, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay bu istemi reddeti.
2006'da Hristiyan ve Müslüman müze çalışanları için bir ibadet odası açıldı.
13 Mayıs 2017'de, Anadolu Gençlik Derneği'nin organize ettiği bir grup, Ayasofya'nın önünde sabah namazı kıldı.
21 Haziran 2017'de de Diyanet İşleri Başkanlığı, Ayasofya'da Kadir Gecesi programı düzenledi. Program, devlet kanalı TRT'de canlı yayınlandı.
Son olarak Mart 2018'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ayasofya Müzesi'nde düzenlenen Yeditepe Bienali'nin açılış töreninde yaptığı konuşma öncesinde de Kuran okundu.
Son etkinlikler Ortodoks dünyada tepkiyle karşılanırken, Sürekli Vakıflar Tarihi Eselere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya'nın ibadete açılması için yeniden talepte bulundu.
Ekim 2018'de Anayasa Mahkemesi derneğin talebini reddetti.
Erdoğan, Ayasofya konusunu geçen yıl 31 Mart'ta yapılan yerel seçimler öncesinde de birkaç kez gündeme getirdi.
Erdoğan’dan Ayasofya yorumu
İlk kez 16 Mart 2019'daki Tekirdağ mitinginde bir vatandaşın Ayasofya'nın cami yapılması çağrısına Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Büyük Çamlıca Cami'ni yaptık. 4 tane 5 tane Ayasofya eder, o kadar büyük. Anadolu yakasında, tüm İstanbul ve Türkiye'de en büyük camii. Mesele o değil, bu işin bir siyasi boyutu var, yanı var. Yan tarafta Sultanahmet'i doldurmayacaksın, Ayasofya'yı dolduralım… Bu oyunlara gelmeyelim, bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman neyin nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız" demişti. Bu açıklamadan bir hafta sonra ise 31 Mart yerel seçimlerinin ardından bu konuda adım atabileceklerini söylemişti.
Erdoğan, "Burasının isminin müzeye çevrilmesi çok büyük yanlıştı. Biz de dedik ki, 'Çok yoğun bir şeklide bu tür bir talep olduğuna göre böyle bir adımı atmanın artık zamanı gelmiştir" diye konuşmuştu.
Ayasofya ile yeni bir yasal düzenleme yapılması da 2013'te gündeme gelmişti. Aynı yılın Ekim ayında dönemin Milliyetçi Hareket Partisi'nden milletvekili Yusuf Halaçoğlu, TBMM'ye Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılmasına yönelik bir kanun teklifi sunmuştu.
Gerekçe olarak da, Ayasofya'nın müze olmasına ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete'de yayımlanmamış olmasını ve tapusunda cami olarak belirtilmesini göstermişti.
Kaynak: AA/ BBC Türkçe
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın