Erbil (Rûdaw) – Fransa'da yayınlanan yeni bir insan hakları raporu, ülkedeki dini ayrımcılığın endişe verici boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Verilere göre her üç Müslümandan biri ayrımcılığa maruz kalırken, raporun en dikkat çeken tespiti laiklik ilkesinin yanlış yorumlanmasının bu durumu körüklediği oldu.
Fransa'da İnsan Hakları Savunucusu Claire Hédon’un ofisi tarafından hazırlanan ve 2024 verilerine dayanan yeni bir rapor, ülkedeki dini ayrımcılığın hangi boyutlara ulaştığını belirledi.
Rapora göre, beş bin katılımcıyla gerçekleştirilen kapsamlı araştırma Fransa’da yaşayan Müslümanların üçte birinin dini inançları nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koyuyor.
Rapor, ülkedeki genel ayrımcılık oranının 2016 yılından bu yana artış gösterdiğini, ancak bu artışın en ağır yükünü yüzde 34’lük ayrımcılık oranıyla Müslümanların çektiğini belgeliyor.
Araştırma verileri, ayrımcılığın hedefinde özellikle kadınların olduğunu gösteriyor. Müslüman erkeklerde yüzde 31 olan ayrımcılık oranı, kadınlarda yüzde 38’e kadar yükseliyor.
Raporda, özellikle başörtülü kadınların kamusal alanlarda damgalandığı, bu durumun onları iş hayatından ve sosyal yaşamdan kopardığı vurgulanıyor. Birçok kadının ayrımcılık korkusuyla işini bıraktığı, eğitim seviyesinin altındaki pozisyonları kabul etmek zorunda kaldığı veya spor müsabakaları gibi sosyal aktivitelerden menedildiği belirtiliyor.
Raporun en dikkat çekici tespiti ise bu ayrımcılığın temelinde yatan nedenin "laikliğin yanlış yorumlanması" olduğu yönünde.
Uzmanlar, 1905 tarihli Laiklik Yasası’nın toplumun önemli bir kesimi tarafından hatalı anlaşıldığını ifade ediyor. Ankete katılanların yaklaşık dörtte biri, laikliği "kamusal alanların tamamında dini sembollerin yasaklanması" olarak görüyor.
Rapor, bu yanlış algının sürekli tekrarlanan siyasi söylemler ve medyanın tutumuyla beslendiğini, bunun da toplumda bir dışlama kültürüne yol açtığını savunuyor.
Sonuç bölümünde ise yetkililere önemli uyarılarda bulunuluyor.
Rapor, "dini ayrımcılıkla mücadele" adı altında alınan bazı sert önlemlerin ve yasakların, paradoksal bir şekilde ayrımcılığın büyümesine hizmet ettiğini belirtiyor. Çözüm olarak ise laiklik kavramının ne olduğu ve ne olmadığı konusunda toplumun daha iyi eğitilmesi ve mevcut politikaların, farklı inanç gruplarını dışlamayacak şekilde gözden geçirilmesi çağrısı yapılıyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın