İstanbul (Rûdaw) – 43 ülkeden filmin katıldığı İstanbul Film Festivali devam ediyor. Festival kapsamında Kürt yönetmenlerin de filmleri de gösterilirken ünlü yönetmen Bahman Gobadi ‘Dört Duvar’ filmiyle festivale katlıyor.
Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen "İstanbul Film Festivali", 135 uzun ve 22 kısa metrajlı filmden oluşan zengin programıyla 41. kez sinemaseverlerle buluşuyor.
Koronavirüs salgını dolayısıyla iki yılın ardından sinema salonlarına dönen İstanbul Film Festivali kapsamında, Beyoğlu'nda Atlas, Beyoğlu Sineması, Pera Müzesi, Nişantaşı'nda City's ve Kadıköy Sineması ile Kadıköy Belediyesi Sinematek olmak üzere 7 salonda film gösterimleri yapılıyor.
“Çok önemli bir yere sahip”
Festivale ilişkin Rûdaw’a konuşan yönetmen Eren Danışman, duygularını şöyle ifade etti:
“İstanbul Film Festivali, bizim için çok önemli bir yere sahip. Çünkü biz nisan ayları boyunca festivaller için Beyoğlu’ndaydık. Bir filmden diğerine girerdik. Söyleşilere girerdik. O yüzden çektiğim ilk film olan ‘Turna Misali’ filmiyle burada yer alıyor olmak, ulusal yarışmada diğer güzel projelerle yarışıyor olmak çok güzel.”
Yapımcı Eyüp Boz ise “Türkiye’de yeni biçimler, yeni sinema akımları deneniyor ve başarılı işler de çıkıyor. Ama kamplaşmadan dolayı biraz kısırlaşmış durumda. Yine de Türk sinemasında farklı örnekler veriliyor” dedi.
Bahman Gobadi’nin filmi de festivalde
Kürt yönetmenler de filmleriyle festivalde kendilerine yer buldu.
Kaplumbağalar da Uçar, Sarhoş Atlar Zamanı, Gergedan Mevsimi ile tanınan ünlü Kürt yönetmen Bahman Gobadi, ‘Dört Duvar’ (The Four Walls) filmiyle festivale katılıyor. Gobadi’nin filmi 'Uluslararası Yarışma' seçkisinde değil, Türkiye’de çekildiği için ‘Ulusal Yarışma' kategorisinde bulunuyor.
“İstanbul Film Festivali, Kürt sinemasına da yer açtı”
Yönetmen Şevket Emin Korki, pek çok festivalden ödülle dönen ‘Ezmun’ (Sınav) filmiyle, Ali Kemal Çınar ‘Geceden Önce’ filmiyle, Kurdwin Eyüp ‘Sonne’ filmiyle, Soner Caner ise ‘Mukavemet’ filmiyle festival kapsamında sinemaseverlere ulaşıyor.
İstanbul Film Festivali’nin Kürt sinemasına da yer açtığını belirten sinemacı Sinan Yusufoğlu şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul Film Festivali, Türkiye’nin en köklü festivallerinden biri. Sinematek zamanından başlayan İstanbul Sinema Günleri’ne uzanan bir tarihi var ve Türkiye sineması için gerçekten çok önemli festival. 90’larda bile Kürt sinemasına da her zaman yer açmaya çalıştı, hatta belli dönemlerde bazı filmler alınmadığı için olaylar yaşandı.
“34 yıldır festivale katılıyorum”
Festivale katılan sinemaseverlerden Vahit Tansoy pandemi nedeniyle katılamadığı için mutsuz olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
“Pandemi döneminde kıymetini daha iyi anladık. Antalya’da yaşıyorum ama 34 yıldır İstanbul Film Festivali’ne geliyorum. 3 sene gelmedim, çok mutsuz oldum. Şu an ise o kadar mutluyum ki tekrar yeniden doğmuş gibiyim.”
Öte yandan 19 Nisan’a kadar sürecek festival kapsamında pek çok kısa film ve belgesel de yarışacak.
Bu yıl festival biletleri indirimli olarak satışa sunulurken ilgi oldukça yüksek oldu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın