Kürdistan Demokrat Partisi: Ulusal söylemin yaratıcısı

08-10-2025
Hüsamettin Turan
Etiketler Kürdistan Demokrat Partisi Mahabad KDP Peşmerge Ulus devlet Uluslaşma
A+ A-

Kürdistan Demokrat Partisi, 1946’da Mahabad’da kuruluşuyla birlikte modern Kürt ulusal hareketinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak ortaya çıktı. Bu parti, salt bir örgütsel yapılanmadan öte, Kürt milletinin kimliğini tanımlayan ve kurumsallaştıran söylemin başlıca yaratıcılarından biri oldu.

O dönemin toplumsal yapısı büyük ölçüde aşiret bağlarıyla parçalanmışken, KDP bu dağınıklığı aşarak ulusal ölçekte bir kimlik inşa etme yönünde öncülük yaptı. Kürt bayrağı, Ey Reqîb marşı, Peşmerge kimliği, cumhuriyet fikri, kendi kaderini tayin hakkının vurgusu ve Kürtçenin siyasal-toplumsal değer olarak ön plana çıkarılması, KDP’nin Kürt ulusal söyleminin temel yapı taşları olarak tarihe geçti.

KDP’nin kuruluşundan sonraki ilk dönemi (1946–1960), parti için örgütsel temel atma ve ulusal kimliği somutlaştırma süreci olarak öne çıkmıştır. Bu dönemde KDP, aşiret ve bölgesel ayrılıkları ulusal söylem çerçevesinde birleştirmeye çalışmış, siyasi semboller ve kültürel unsurları ulusal bilinçle bütünleştirmiştir. Özellikle Peşmerge örgütlenmesi ve Kürtçenin eğitimde ve kamusal alanda desteklenmesi, parti söyleminin ve ulusal kimliğin ilk somut ifadeleri olmuştur.

1960–1990 döneminde KDP, Irak ve bölgedeki siyasi değişimler çerçevesinde hem diplomatik hem de askeri alanlarda faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır. Bu süreçte parti, ulusal kimliğin sürekliliğini sağlamak için sembolleri ve kültürel kodları daha stratejik bir şekilde kullanmış, diaspora ve yerel medya aracılığıyla halkla iletişimi güçlendirmiştir. Ayrıca, merkezi devletin müdahale ve baskı politikalarına karşı Kürt kimliğini savunmak ve örgütsel direnci sürdürmek, KDP’nin bu dönemdeki öncelikli gündemlerinden biri olmuştur.

1990 sonrası dönem ise KDP’nin ulusal söylemde daha görünür bir aktör haline geldiği, modern iletişim ve uluslararası ilişkiler bağlamında stratejik hamleler yaptığı bir süreçtir. Uydu televizyonları, radyo yayınları ve dijital medya aracılığıyla KDP, geniş Kürt coğrafyasında ortak aidiyet bilincini pekiştirmiştir. Bu dönemde partinin ulusal kimlik vurgusu, ulusal sembollerin yanı sıra eğitim, kültürel etkinlikler ve diaspora işbirlikleri ile güçlendirilmiştir.

Ernest Gellner’in modernist ulusçuluk kuramı çerçevesinde, KDP’nin bu tarihsel süreç boyunca rolü daha da belirginleşir. Gellner’e göre ulus, modernleşme sürecinin zorunlu bir ürünü olup siyasal ve ulusal birimlerin örtüşmesini gerektirir.

Modern toplum, ortak eğitim sistemi, dil ve kültürel kodlar üzerinden “yüksek kültür” oluşturularak homojenleşir ve ulus-devlet ortaya çıkar. KDP’nin pratiği, Kürt toplumunu aşiretçi ve bölgesel parçalanmışlıktan çıkararak ortak semboller ve kültürel kodlarla ulusal bir zeminde bütünleştirme yönünde olmuştur.

Benedict Anderson’un “hayalî cemaat” kuramı ise KDP’nin ulusal söylem inşasını anlamak açısından tamamlayıcıdır. Anderson, ulusların insanların çoğunlukla birbirlerini tanımadan bir cemaat olarak hayal etmeleri üzerinden kurulduğunu vurgular.

Kürt bağlamında bu hayalin taşıyıcıları basılı medya ile sınırlı kalmamış, sözlü kültür, diaspora yayınları ve özellikle 1990’lardan itibaren uydu televizyonları aracılığıyla güçlenmiştir.

KDP’nin semboller üzerinden yürüttüğü ulus inşası, Anderson’un kavramsallaştırdığı biçimiyle geniş coğrafyaya dağılmış Kürtlerin zihninde ortak bir aidiyetin oluşmasına hizmet etmiştir.

Christine Allison’un çalışmaları, Anderson’un basın-sermaye modelinin Kürtler için tam anlamıyla geçerli olmadığını; buna karşın sözlü edebiyat ve diaspora iletişim ağlarının ulusal tahayyülün oluşmasında belirleyici rol oynadığını göstermektedir.

KDP’nin tarihsel pratikleri, modernist ve hayalî cemaat teorilerinin kesiştiği bir noktada değerlendirilebilir.

Bir yandan Gellner’in vurguladığı “yüksek kültür” yaratımı çerçevesinde aşiretçi yapıları aşan modern bir ulusal kültür inşa edilirken, diğer yandan Anderson’un işaret ettiği semboller ve iletişim araçları aracılığıyla kolektif tahayyül güçlendirilmiştir.

Böylece KDP, Kürt milletinin uluslaşma sürecinde hem kurucu hem de kuramsal açıdan merkezi bir aktör olmuştur. Parti, semboller, kültürel kodlar ve iletişim araçları aracılığıyla ulusal bilinci somutlaştırmış, modern Kürt milliyetçiliğinin teorik ve pratik temellerini atmıştır.

 

Kaynaklar

Anderson, Benedict. Hayalî Cemaatler: Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması Üzerine Düşünceler. İstanbul: Verso, 1983.

Gellner, Ernest. Uluslar ve Milliyetçilik. İstanbul: İletişim Yayınları, 1983.

Allison, Christine. “Benedict Anderson’dan … Kürt Ulusunu Hayal Etmek.” Études rurales, Open Edition Books, 2007.

McDowall, David. Modern Kürt Tarihi. İstanbul: I.B. Tauris, 2004.

Natali, Denise. Kürtler ve Devlet: Irak, Türkiye ve İran’da Gelişen Ulusal Kimlik. İstanbul: Syracuse University Press, 2005.

 

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

İsmet Yüce

Kürd sosyolojisi ve milletleşme süreci

Kürd ve Kürdistan kavramsallaştırmaları, sınırlı düzeyde de olsa devletleşme pratikleri ve merkezi idari sistemlerin teessüs etmesiyle birlikte ontolojik zeminde daha belirgin bir yer edinmeye başlamıştır